10 Aralık 2024 Salı
Kapadokya yılbaşı tatili tercihinde yerli ve yabancı turistlerin gözdesi oldu
Bergedorf Alevi Kültür Merkezi’nin Kahvaltılı Sohbet Toplantısına Yoğun Katılım
SURİYELİLER NEYİN ZAFERİNİ KUTLUYOR?
IŞIKLAR İÇERİSİNDE UYUSUN YANLIŞI
BİRLİĞİMİZİ GÜÇLENDİRELİM!
İSRAİL-FİLİSTİN SAVAŞINDA TÜRKİYE´NİN TAKINMASI GEREKEN TAVIR
Hamburg’un Bergedorf semtinde faaliyet gösteren Bergedorf Alevi Kültür Merkezi (BAKM), 2024 yılının son kahvaltılı sohbet toplantısını 8 Aralık Pazar günü yoğun bir katılımla gerçekleştirdi. Leuschnerstraße 86 adresindeki dernek binasında düzenlenen etkinlik, hem sıcak atmosferi hem de gündeme dair önemli tartışma konularıyla dikkat çekti.
Etkinliğin ev sahipliğini, BAKM Başkanı Elif Mike ve yönetim kurulu üyesi İlkay Dörtyol üstlendi. Programa, Hamburg’un tanınmış isimlerinden SPD Hamburg Eyalet Meclisi Milletvekili Ali Şimşek, bağımsız milletvekili Mehmet Yıldız, araştırmacı-yazar Murat Çatal, yazarlar Gülseren Kaya ve Cemal Altun, derneğin eski başkanı Alper Doğan, CHP Hamburg eski birlik başkan yardımcısı Erdoğan Bayram, doktor Mustafa Havuç, başkan yardımcısı Veysel Akpınar, ozan Kamber Taşkın ile çok sayıda misafir katıldı.
Toplantı, BAKM Başkanı Elif Mike’nin açılış konuşmasıyla başladı. Mike, derneğin misyonundan, yıl boyunca gerçekleştirdiği etkinliklerden ve topluma sağladıkları katkılardan bahsetti. Ardından, yönetim kurulu üyesi ve inanç kurumu temsilcisi İlkay Bahadır Dörtyol, lokma duası okuyarak kahvaltının resmi açılışını gerçekleştirdi.
Programın en dikkat çeken konularından biri, 2 Mart 2025’te gerçekleşecek Hamburg Yerel Seçimleri oldu.
SPD Milletvekili Ali Şimşek, göçmen kökenli vatandaşların sorunlarını gündeme getirerek, seçimlerde Türkiye kökenli Alman vatandaşlarını oy kullanmaya çağırdı. Çifte vatandaşlık yasalarındaki olumlu gelişmelere değinen Şimşek, aynı zamanda AFD’nin ırkçı politikalarına karşı dayanışma çağrısı yaptı ve ırkçılıkla mücadelede birlik olmanın önemine vurgu yaptı.
Bağımsız Milletvekili Mehmet Yıldız, Barış ve Sosyal Adalet için Seçim İttifakı adayı olarak seçim kampanyaları hakkında bilgi verdi. Ayrıca aynı ittifaktan aday olan Mustafa Havuç, seçimlerle ilgili görüşlerini ve toplumsal sorunlara dair çözüm önerilerini paylaştı.
Etkinlikte, katılımcılar konuşmacılara sorular yönelterek interaktif bir tartışma ortamı oluşturdu.
BAKM, toplumsal projelere verdiği destekle de dikkat çekiyor. Dernek, Kahramanmaraş depremi sonrası 9 kız çocuğunun eğitim masraflarını üstlenerek takdir topladı. Ayrıca çocuklara yönelik kültürel projelerle de topluma katkı sağlıyor.
Toplantıda, dernek çocuklarının rol aldığı ve yönetmenliğini Levent Duran ile Senem Gökçe Oğultekin’in yaptığı “Film Gibi” (Wie ein Film) adlı kısa filmin tanıtımı yapıldı. Filmde rol alan çocuklar, katılımcıları 11 Aralık 2024’te Hansa Filmstudio’da gerçekleşecek gösterime davet etti.
Etkinliğin kapanışında, dernek üyesi ozan Kamber Taşkın, bağlaması eşliğinde seslendirdiği türkülerle katılımcılara unutulmaz anlar yaşattı.
2024 yılını anlamlı bir şekilde noktalayan bu kahvaltılı toplantı, Hamburg’daki Alevi toplumunun güçlü sosyal dayanışmasının ve kültürel birliğinin güzel bir örneğini sergiledi.
Haber ve Fotoğraflar: Ali Akdemir
Almanya’da uzun yıllardır yaşayan Kayseri/Sarızlı şair Cemal Altun, göçmenlik deneyimlerini, vatan özlemini, adalet arayışını ve insanî değerleri konu edinen şiir kitabı “Özgürlük Kadar Sevdim” ile edebiyat dünyasına anlamlı bir katkıda bulundu. Sınırsız Yayınları tarafından yayımlanan bu eser, evrensel temaları derin bir duyarlılıkla işliyor ve okuyucuları duygu dolu bir yolculuğa davet ediyor.
Kitabın önsözünü, edebiyatçı Murat Çatal kaleme alırken, kapak tasarımı ve illüstrasyonlar, Cemal Altun’un Hamburg’da yaşayan torunu Mina Altun tarafından hazırlandı. Mina Altun’un sanatsal dokunuşları, kitabın görsel estetiğini zenginleştiriyor.
Cemal Altun, kitabının ana fikrini şu sözlerle ifade ediyor:
“Sevgi, binlerce sıfırın önündeki tek rakamdır. Sevgi olmadan geriye kalan yalnızca acı, gözyaşı ve olumsuzluklardır. Sevgi varsa biz varız. Onu asla yanımızdan ayırmayalım.”
Altun, 1980’li yılların kendisi için derin izler bıraktığını belirtiyor. Göç sürecinde yaşanan toplumsal ve bireysel zorlukların, şiirlerinin temel ilham kaynağı olduğunu ifade ediyor. Kitapta, geçmişten bugüne uzanan bu yolculuk iki bölümde işleniyor: İlk bölümde şairin geçmişe dair anıları ve o dönemde yazdığı şiirler, ikinci bölümde ise bugünden geçmişe bir bakış yer alıyor.
Cemal Altun, edebiyat dünyasına katkıda bulunmanın yanı sıra topluma da destek olmayı hedefliyor. Kitaptan elde edilen tüm gelir, sosyal projelere bağışlanıyor. Şair, sivil toplum kuruluşlarının düzenlediği okuma günlerinde hem şiirlerini okuyucularıyla paylaşıyor hem de bu etkinliklerden elde edilen geliri toplumsal projelere katkı için ayırıyor.
Hamburg’da yaşamını sürdüren ve üç çocuk babası olan Cemal Altun, şiirlerinde bireysel ve toplumsal deneyimlerini ustalıkla işliyor. Göçmenlik, vatan özlemi, adalet arayışı ve insanî değerler, Altun’un eserlerinde sıkça işlediği temalar arasında yer alıyor. Şairin özgün üslubu ve derinliği, onu edebiyat dünyasında kalıcı bir yere taşıyor.
Eğer göçmenlik hikayeleriyle yoğrulmuş, insanî değerleri derinlemesine ele alan anlamlı bir eser arıyorsanız, “Özgürlük Kadar Sevdim” şiir kitabını mutlaka edinin. Cemal Altun’un dünyasına bir adım atarak, şiirle yoğrulmuş bir deneyim yaşayabilirsiniz.
Haber ve Fotoğraflar: Ali Akdemir
Hamburg’un Sternschanze semtindeki MUT Tiyatro’da gerçekleşen Anatolien Jazz-Hamburg konseri, yoğun ilgiyle karşılandı. Anadolu ve İstanbul’dan esintiler taşıyan melodilerle salon hınca hınç doldu; seyirciler adeta büyülenmişçesine müziğin keyfini çıkardı.
Programın açılış sunumunu Erhan Erdoğan iki dilde yaparken, Avrupa’nın tanınmış ebru sanatçısı Orhan İsözen‘in, eserleri sahnede türküler eşliğinde ve PowerPoint tekniğiyle izleyicilere sunuldu.
“Anadolu’dan Hamburg’a Müzikal Bir Köprü: Cazla Gelen Esinti!”
Etkinlik, ırkçılık ve savaşlara karşı bir tepki olarak, Anatolien Jazz-Hamburg Grubu ile “Sol Kültür Evi” işbirliğiyle düzenlendi. Gecede saksafonuyla Cemalettin Zeyrek, bağlama ve ut performansıyla Erol Arslan, gitarda Şükrü Aktoprak, klavyede Emrullah Seyrek, perküsyonda Hatice Yıldırım ve Serhan Pekonur, solist olarak ise Hülya Baumgarten yer aldı. Yoğun ilgi gösteren seyirciler, zaman zaman bilinen parçalara eşlik ederek etkinliği unutulmaz kıldı.
Melodilerle Geçmişe Yolculuk
İki bölümden oluşan konserin birinci bölümünde çağdaş Anadolu ezgileri ve İstanbul şarkıları seslendirildi. Grup, sahneye Mamak Türküsü ile giriş yaptıktan sonra sırasıyla şu eserleri yorumladı:
İlk bölüm, İstanbul şarkıları ve Yeni Türkü tarzındaki eserlerle dinleyicileri mest etti.
Hamburg’da Anatolien Jazz-Hamburg Rüzgârı Esti!
İkinci bölümde ise Anadolu’nun unutulmaz türkülerine ve anonim eserlere yer verildi. Leylim Ley ile başlayan grup, sırasıyla:
Eserlerini seslendirdi. Seyircilerin yoğun isteği üzerine grup, Bir Bakışta Yaktın Beni, Yanıyorum Yanıyorum ve Osman Ağa parçalarını da sahnede seslendirdiler.
Sanat ve toplumsal Mesajlar
Konser sonunda grup adına konuşan Cemalettin Zeyrek, etkinliğe destek verenlere teşekkür ederek, müzikle barış ve dayanışma mesajı verdiklerini belirtti: “Irkçılığa karşı müziğimizle tepki verdiğimiz bu konseri Hamburg’da dört kez daha düzenleyerek seyirciyle buluşturacağız. Almanya genelinde ise önümüzdeki dönemde 15 konser planlıyoruz. Ayrıca, iki dilli açıklamalar yaptığımız konserimize Alman müzikseverlerin ilgisi oldukça yoğundu; katılımcıların yüzde 30’u Alman seyircilerden oluşuyordu.”
Bu etkileyici etkinlik hem müzikal zenginliğiyle hem de taşıdığı sosyal mesajlarla Hamburg’da iz bırakan bir gece olarak hafızalarda yer etti.
Haber ve Fotoğraflar: Ali Akdemir
Her yıl 29 Kasım – 8 Aralık tarihleri arasında kutlanan Dünya Rakı Haftası (World Raki Week) kapsamında, Türkiye’nin geleneksel içkisi rakının kültürel zenginliğini ve keyifli sohbet ortamlarını vurgulamak amacıyla Yeni Rakı, bu yıl da Avrupa ve Ortadoğu’nun önemli şehirlerinde özel müzikal tanıtım etkinlikleri düzenliyor. Etkinlikler, Londra, Berlin, Hamburg, Amsterdam, Dubai, Paris ve Viyana gibi dünya metropollerinde büyük bir coşkuyla karşılandı. „Dünya Rakı Haftası“ Aralık ayı içinde Rakı harflerinin bulunduğu tek ay olduğundan bu kutlama, her yıl Aralık ayında geleneksel olarak kutlanıyor.
Londra’dan Viyana’ya Müzikal Yolculuk!
2024 yılının müzikal tanıtım programı ilk olarak Londra’da start aldı. Ardından Berlin ve Hamburg’a taşınan etkinlikler, Amsterdam, Paris, Dubai ve Viyana’da devam ediyor. Bu şehirlerde rakı kültürünü tanıtmak için düzenlenen etkinlikler, katılımcılara rakı sofralarının simgesi olan “keyifli anlar” konseptini müzik ve lezzet eşliğinde deneyimleme fırsatı sundu.
Her şehirde, yerel müzisyenlerin performansları geceye renk katarken, katılımcılar Türk mutfağının eşsiz mezeleri eşliğinde Yeni Rakı’nın farklı lezzet profillerini deneme şansı yakaladı. Rakının yalnızca bir içki değil, kültürler arası bir bağ kurma unsuru olduğu vurgulandı.
Paris’ten Hamburg’a Rakı Rüzgarı: Yeni Rakı ile Gelenek ve Eğlence Buluştu
3 Aralık’ta Hamburg’un popüler eğlence semti Sternschanze’deki Knust mekanında düzenlenen etkinlikte, müzik ve rakı kültürü unutulmaz bir geceye dönüştü. Gecenin açılışını, Türk alternatif rock sahnesinin sevilen isimlerinden Yakuzi müzik grubunun solisti Kutay Soyocak yaptı. Soyocak’ın performansı izleyicileri mest ederek, büyük alkış aldı.
Gecenin ilerleyen saatlerinde sahneye, Türkiye’de „Hey Douglas“ adıyla tanınan ünlü DJ Emin Yasin Vural çıktı. Hey Douglas’ın enerjik setleri, katılımcıları coşturdu ve dans pisti gece boyunca dolup taştı.
Fatih Akerdem ve Ekibinden Dünya Rakı Haftası’na Özel Kokteyller
Etkinliğin sürprizlerinden biri de, dünyaca ünlü barmen ve rakı kültürünün önemli isimlerinden Fatih Akerdem oldu. Frankfurt’ta “Barmenler Kralı” olarak tanınan Akardem, ekibiyle birlikte gecede konuklara özel hazırladığı rakı kokteyllerini sundu.
Fatih Akerdem, rakı kültürüne yaptığı katkılarla tanınan dünyaca ünlü bir barmen. 2007 yılında, arkadaşı Ahmet Ayberk ile birlikte kaleme aldığı “Rakı Nights – Rakı Geceleri” adlı kitap, rakı ve kokteyl dünyasına dair önemli bir kaynak olma özelliği taşıyor. Bu eser, rakının farklı formlarda sunulmasına yönelik yenilikçi tarifleri ve ipuçlarını içeriyor. 2021 yılında Türkiye’ye dönen Akardem, burada birçok yetenekli barmen yetiştirerek, rakı kültürünü geliştirme misyonunu sürdürdü.
Bu yıl Dünya Rakı Haftası kapsamında düzenlenen özel etkinliklerde, Barmeister Fatih Akerdem ve ekibi “Baba and the Gang”, geceye katılan misafirlere unutulmaz bir kokteyl deneyimi yaşattı. Akardem’in öncülüğündeki ekip, rakı kokteylleriyle misafirlere kusursuz bir hizmet sundu. Her kokteyl, klasik rakı deneyimine modern bir dokunuş katarken, misafirler farklı lezzetlerle rakının tadını çıkarma fırsatı buldu.
Rakı Kültürüne Yeni Bir Soluk
Fatih Akerdem ve ekibi, rakının geleneksel yapısını koruyarak ona yenilikçi bir yaklaşım kazandırıyor. Dünya Rakı Haftası boyunca düzenlenen bu etkinlikler, rakı kültürünün sadece bir içki deneyimi değil, aynı zamanda gastronomi, sanat ve müzikle birleşen zengin bir kültürel ritüel olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Konuklar, bu özel kokteylleri tadarak unutulmaz bir deneyim yaşadıklarını dile getirdi. Katılımcılar, organizasyonu düzenleyen Yeni Rakı ekibine teşekkür ederek, bu etkinliklerde kendilerini özel hissettiklerini ifade etti.
Kokteyller ve Müziğin Büyülü Uyumu!
Etkinliklerin organizasyonunu, başarılı iş kadını Neslihan Akerdem ve ekibi üstlendi. Misafirlere sunulan rakı kokteylleri, gecenin ruhuna uygun şekilde müzikle müthiş bir uyum sergiledi. Her kokteyl, farklı tat profilleriyle dikkat çekerken, katılımcılardan tam not aldı.
Neslihan Akerdem ve ekibinin titizlikle hazırladığı organizasyonun müzikle birleşerek unutulmaz bir atmosfer yaratmasına büyük katkı sağladı. Katılımcılar, kokteyllere olan yoğun ilgiyi dile getirirken, organizasyonun başarısını da övgüyle karşıladı.
Rakı Kültürünün Evrensel Yolculuğu
Yeni Rakı Marka Müdürü, bu etkinliklerin markanın global ölçekte bilinirliğini artırmanın yanı sıra, rakı kültürünün derinliğini ve çeşitliliğini daha geniş kitlelere tanıtmayı hedeflediğini belirtti. Rakının ritüellerle dolu dünyasına yapılan bu müzikal yolculuk, her şehirde katılımcılar tarafından büyük beğeni topladı.
Dünya Rakı Haftası etkinlikleri, Yeni Rakı’nın uluslararası marka yolculuğunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Müzik ve gastronomiyi bir araya getiren bu eşsiz etkinlik serisi, rakının evrensel bir dil olarak ne kadar güçlü bir bağ kurabileceğini bir kez daha kanıtladı.
Haber: Ali Akdemir
3 Aralık Dünya Engelliler farkındalık günü nedeniyle, engelsiz eğitim, engelsiz ulaşım- erişim, engelsiz istihdam, engelli insanlara yönelik ayrımcılık istismar ve kötü muameleye karşı, insan onuruna yaraşır kaliteli bir yaşam için; Engelsiz bir dünya ve yaşanabilir bir Dünya talebini bir kez daha dile getiriyorum…
„3 Aralık Dünya Engelliler Farkındalık Günü “vesilesi ile, bir kez daha kamuoyunu engelliler sorununa karşı daha duyarlı, daha anlayışlı olmaya davet ediyorum.
Başta engelliler olmak üzere, toplumun her kesiminde, her çeşit ayrımcılığa karşı olduğumuzu belirtirim. Sorunların çözümü birbirimizi anlamaya çalışmaktan, daha hoşgörülü ve diyalog içerisinde birbirimize karşı daha saygılı olmaktan geçer.
Unutmayalım ki sorunların çözümü her şeyden önce eğitimden geçer. „Eğitim Her Engeli Aşar “düşüncesi ile hareket ederek, engellilere saygı ile, onlara yaşam sevinci kazandıralım. Biliyoruz ki hayatı paylaşmak için engel yok, Engelleri ancak el ele, yürek yüreğe vererek beraberce aşabiliriz.
Yine Unutmayalım’ ki hayatın bize neler getireceği, bizden neler götüreceği belli değildir. Gün gelir, sizde engelli duruma düşüp, yardıma muhtaç hale gelebilirsiniz. Hiçbirimizin yarınının ne olacağı, belli değildir.
Unutmayalım ki, sorunların çözümü her şeyden önce eğitimden geçer. „Eğitim Her Engeli Aşar “düşüncesi ile hareket ederek, engellilere saygı ile, onlara yaşam sevinci kazandıralım. Biliyoruz ki hayatı paylaşmak için engel yok, Engelleri ancak el ele, yürek yüreğe vererek beraberce aşabiliriz.
ASIL ENGEL BİLMEMEKTİR
‘Unutmayalım’ ki hayatın bize neler getireceği, bizden neler götüreceği belli değildir. Gün gelir, sen de, ben de engelli duruma düşüp, yardıma muhtaç hale gelebiliriz. Hiçbirimizin yarınının ne olacağı, belli değildir. Dünya sağlık örgütü tarafından belirlenen rakamlara göre dünyada farklı engellere sahip, 500 milyon engelli vatandaş yaşıyor… Bugün Türkiye`de 9 milyon, Almanya’da 12 milyon engelli insan mevcuttur.
Yaşadığım şehir Hamburg’da ise 2 milyona yakın nüfusun yaklaşık 120 bini engelli durumdadır. Hamburg’daki Engellilerin yaklaşık %4`ünü Türk kökenli Engelliler oluşturmaktadır. Bu da yaklaşık olarak 5 bin Türk`e tekabül etmektedir. Bu rakamlar hiçte azımsanmayacak düzeydedir.
FİKİR ENGELLİ OLMAMAK GEREK
Amaç yardıma, ilgiye muhtaç engelli insanlarımızı kapanıp kaldıkları dört duvar arasından çıkarabilmek, önce ev halkı olmak üzere, onlara dış dünyanın havasını teneffüs etmelerini imkân sağlamaktır.
Bu noktada engelli çocuklarımızın ailelerine önemli sorumluluklar düşmektedir. Engelliler her yönüyle yaşadıkları toplumun ayrılmaz bir parçasıdır. Bu bağlamda, engellileri toplumun diğer bireyleriyle eşit olanaklara kavuşturmak zorunluluktur.
YÜREK ENGELLİ OLMAYALIM
Engelleri aşamayanlar, onları aşılmaz görenlerdir. Yüreğimizde insan sevgisini yardımlaşmayı ve dayanışmayı sürekli sıcak tutmalıyız. Dayanışma ve yardımlaşmada sayı ve nitelik o kadar önemli değildir. İnsanın yapabildiği ölçüde, insanlara güzellik sunabilmek için yaptığı her çalışma taktire ve onura layıktır.
YAŞATMAK YAŞAMAK KADAR KADAR GÜZELDİR
Unutmayalım engellilere saygı onlara yaşam sevinci verir, onların hayata bağlanmasına, tutunmasına katkı sağlar. Engellilere empati ile yaklaşmanız, her engelli insanımızın mutlu gülüşlerinde sizleri de var edecektir.
Her zaman yanı başımızda olan, an gelip göremeyen, an gelip yürüyemeyen, tutamayan, an gelip ağlayıp, an gelip gülemeyen, hayalleri bile yasak olan, yürekleri sımsıcak olan engellileri unutmayalım!
3 ARALIK DEĞİL, 365 ARALIĞA İHTİYAÇ VAR!
Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için var oldukça hayat yaşanılası olacaktır… Engelsiz ve özgür bir dünya için, içi güzellik dolu, duyarlı, paylaşımcı insan sayısının artması dileğiyle, sevgi ve saygılar.
Ali Akdemir Köşe/Yorum yazısı