DESTAN YAZMAK

ABONE OL
18:47 - 01/10/2020 18:47
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Ülkemizde hergün yeni bir olay, yeni bir eylem olmaktadır. Öyle ki vatandaşlar bile artık olayları takip edememektedirler. 31 Mayıs tarihinde başlayan ve tüm ülkeye yayılan olaylarda, hayatlarını yitirenler, yaralananlar, sağlıklarını yitirenler, başbakan ve çevresi haricinde, tüm toplumu derinden etkilemiştir. Ortaya çıkan yeni görüntülerde, polisin “destan yazması” ibretle ve üzüntüyle izlenmektedir.

Üstelik Ethem Sarısülük’ü kasıtlı olarak öldürdüğü belirlenen polisin, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ile Ankara 13. Sulh Ceza Mahkemesi’nin işbirliği ile serbest bırakılarak, tutuksuz yargılanması ise, insanlığın, vicdanın ve adaletin geldiği noktayı gözler önüne sermektedir. Gösterilere katılan direnişçiler ve sosyal medya üzerinde paylaşımda bulunanlar, uydurma suçlarla tutuklanırken, açıkça Ethem Sarısülük’ü katleden ve bunu ifadesinde kabul eden katil serbest bırakılmaktadır.
Bu olanlar ülkemizde hukukun yok edilerek, polis devleti hukukunun var olduğunu kanıtlamaktadır. Bunun adına “ileri demokrasi” diyerek halkı kandıranlar, kendi diktatörlüklerini yaratabilmek için ileri faşizm uygulamaktadırlar.
Taksim Gezi Parkı olayları başladığında Abdullah Gül, İstanbul Valisi’ni arayarak “dağıtın” emrini veren ilk kişiydi. Yurtdışı gezilerinin ardından Tayyip Erdoğan da “dağıtın” emrini vermişti. Bu emirler üzerine artan şiddet, üzücü olaylara neden olmuştu. Taksim Gezi Parkı eylemleri için İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Hatay’da yapılan protesto gösterilerinde görev alan Çevik Kuvvet polislerine yaklaşık 15 milyon lira ikramiye dağıtılarak, ödüllendirilmesi aymazlıkla bile açıklanamaz. Bu aymazlığı “destan yazmak” olarak algılayanlar günlerdir ısrarla camiye ayakkabıyla girdiler, içki içtiler diyerek şov yapmaktadırlar. Bu şov meraklıları yılbaşında Adana İncirlik Üssü’nde camiyi basarak, Kur’anı Kerim’i parçalayan ABD’li askerlere tek söz söyleyebildiler mi?

Taksim Gezi Parkı olayları devam ederken ve tüm ilgi bu olaylardayken, PKK terör örgütünün yaptıklarının birçoğu görülmemiş, medya bunları duyurmamıştır. Şırnak, Cizre’de PKK terör örgütünün asayiş birimi kurması ve yol kesip, kimlik kontrolü yapması karşısında sessiz kalan siyasi iktidar, gelen tepkiler üzerine operasyona başlamıştır. Diyarbakır, Lice Kayacık Köyü’nde jandarma karakoluna ek bina yapılmasına karşı çıkan bir grup protesto gösterisi düzenledi. Çadırları ateşe vererek, karakola yürümek isteyen protestocu grubun çıkardığı olaylarda bir kişi öldü, dokuz kişi de yaralandı. Kayacık Köyü’ndeki bu olaylarda ellerinde PKK terör örgütünün bayrağı ve bebek katili, bölücü başının posteriyle yürüyenlerin, Taksim Gezi Parkı’nda yapılan eylemlerle eşdeğer gösterilmesi, siyasi bilinçsizliğin sonucudur. On yıllık AKP iktidarının yaptıklarına karşı oluşan eylemler, asla PKK terör örgütünün karakol basma eylemiyle bir tutulamaz. Bir tutmaya çalışanlar, emperyalizmin tuzağına düşen zavallılardır, bunları iyi tanımak gerekir.
Ülkemizdeki futbol takımlarının 2010-2011 sezonunda karıştığı şike olayları için, UEFA’nın verdiği kararın zamanlaması da oldukça ilginçtir. Taraftarların Taksim Gezi Parkı’ndaki ve ülkenin her yerindeki birlikteliği bozmamaları, dostluğu bitirmemeleri ve oyuna gelmemeleri gerekir. Sakince gelişmeleri beklemek zorunluluğu vardır.

Ülkemiz AKP iktidarı zamanında insan hakları ihlallerinde ve kadın cinayetlerinde birinci sıradadır. Gelir dağılımı adaletsizliği ile çocuk taciz ve tecavüzlerinde ikinci sıradadır. Yolsuzluklarda ve çocuk gelinlerde üçüncü sıradadır. Ve AKP bu tabloyu önemsemeden, “durmak yok, yola devam” demektedir.

Ancak yolun sonu istifadır, başka çareleri kalmamıştır. İstifa sadece Tayyip Erdoğan için değil, demokrasi havarisi rolünü oynayan Abdullah Gül için de istenmektedir. Kemal Kılıçdaroğlu, Abdullah Gül’ü “sağduyunun sesi”, Devlet Bahçeli ise “zamanında ve yerinde konuşan adam” olarak parlatmak görevini üstlenmişlerdir. Muhalefet liderlerinin de istifa ederek, toplumun isteklerine yanıt vermesi kaçınılmazdır. Bu övgüler, gerçekte büyük işgal planı olan, Büyük Ortadoğu Projesi’ne destek için yapılanlardandır. Türkiye’ye ılımlı İslam gömleğini giydirmek isteyenlere karşı eylem yapanlar tarihe geçerek, destan yazarken, bu gömleği giymek isteyenler ve bilerek ya da bilmeyerek destek verenler, karanlıkta boğulacaklardır…

Suay Karaman
Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD) Genel Sekreteri

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.