GENÇLERE KIYMAYIN!

ABONE OL
18:15 - 01/10/2020 18:15
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best
GENÇLERE KIYMAYIN!

Türkiye’deki demokrasi ile, hukukla, hiçbir inançla, bağlantı kurulamayacak çürümüşlük, yozlaşma, Türkiye dışında yaşayan Türklerin yaşadığı ülkelerdeki sorunlarını ikincil kılma noktasına getirmiştir.
Elbette sorumluluk duyan insan geldiği, ülkenin sorunlarını önemsemesi, ilgi duyması doğaldır.
Hatta bir sorumluluktur.
Deniz aşırı ülkelerdeki olaylara ilgi duyanlar elbette köklerinin kopmadığı kendi ülkelerine duyarsız kalamaz.
Türkiye’de bu insanların kardeşleri, anne-babaları akrabaları yaşamaktadır.
Avrupa’da özellikle de Almanya’da genel devlet politikası olarak elli yılı aşkın bir süredir buralarda yaşayan insanları geçici bir işgücü gereci gibi görmesi önemli sayıdaki bir nesil eşit haklardan yararlanmaktan kasıtlı olarak yoksun bırakılmıştır.
Göçün elli yılını aşmış bu günlerde bile uyum diye eritme siyaseti uygulanmaktadır.
Diğer ülkelerden gelen göçmenlerin AB kapsamında olmaları onlara ayrıcalıklı haklar sağlamışken, Türkiye’den ve üçüncü dünya ülkelerinden gelen ve Avrupa’nın imarında, kalkınmasında önemli katkıları olmalarına rağmen o haklara sahip olamaması buradaki ülkeler kadar olmasa da Türkiye’deki ve diğer ülke hükümetlerin de önemli payı vardır.
Bir zamanlar döviz taşıyıcı olarak gördükleri insanların birikimlerini bile din iman adına çalınması bir yana önlem almadıkları o soygun nemasıyla siyasi partilere kaynak aktarımını sağlamışlardır.
Burada yaşayan insanlar asıl sorunlarından soyutlandırılarak kendi aralarında bölünmeleri bile desteklenmiştir.
Bilimsel eğitim, kültürel zenginlikler edinmeleri engellenmiş, yıllarca etnik ve dinsel yapılanmaya yönlendirilmiş, gerçek yaşamlarının gerçeklerinden uzak tutulmaya çalışılmıştır.
12 Eylül Cuntasının Avrupa’da ki yurttaşları ülke sorunlarından soyutlamak için, Suudi Arabistan’ın şeriat örgütleyicisi RABITA örgünün cami ve imam atamalarını desteklemesi, bu duruma Avrupa ve Almanya devletlerinin göz yummasının sonuçlarının yanlışlığı bu günlerde ortaya çıkmaktadır.
Hele 12 Eylül Darbesinden kaçan Dev Sol, Dev Yol sempatizanı eğitimli gençler Türkiye’de devrim yapma istekleri sönünce burada çoğu inanç bazında, bazıları etnik yapılanmalar içinde yarım kalan heveslerini sürdürmeye yöneldiler.
Göçün başladığı dönemlerde en kolay örgütlenmeyi Sünni-Şeriatçı tarikatçılar yaptılar.
Bu çarpık yapılanma sonucunda eşit haklar mücadelesi yapan örgütlerin sayısal gücü zayıfladı.
Köln’de demokrasi karşıtı bir söylem ve eylem ölçeğinde kendini halife ilan eden Cemalettin Kaplan Alman Devletinin sosyal yardımıyla beslenirken, Hamburg’ta Şeyhülislam-Sosyalist birlikteliğinde örgütlenmeler devletçe desteklendi.
Derin devlet, siyaset yapan, eşit haklar mücadelesi veren örgütler yerine inanç bazında ve etnik bazda cemaatleşen örgütlenmeleri destekledi.
Göçmenlerin Anadillerini öğrenmeleri okullarda kısıtlanırken, eğitim kurumlarında fırsat eşitliği verilmezken Kuran kursları, ve tarikat camilerine inanç özgürlüğü uydurmasıyla denetimsiz önemli destekler sağlandı.
Bugün gelinen noktada işsiz gençlik oranı Türklerde yüzde otuz beşlere varan ürkütücü noktalara uzandı.
Denetimsiz Kuran kurslarının çoğunda din bilgisi yerine demokrasi ve başka dinlere karşı düşmanlık tohumları ekilmesine göz yumuldu.
Buralarda mezhep ayrılığı işlenerek mezhepler arası çatışmaların temelleri atıldı.
Hatta aynı dine, aynı mezhebe inananlar arasına tarikat ayrımcılığı benimsetilerek ayrımcılık üst noktaya kadar getirildi.
Avrupa’da ve Almanya’da siyasi partilerin önemli yerlerine demokratik kitle örgütleri yerine etnik ayırımcılığı ön planda tutan kişiler yeğlendi.
SPD, Gençliğin meslek eğitimi, iş olanakları, dışlanmışlıklarına çözüm bulmak yerine İslami çalışma gruplarıyla kolaycılığa kaçmakta ısrar etmektedir.
İnsanların inançları kendi vicdanlarında yaşar. Devletin, siyasi partilerin insanların dinine şekil vermek görevi değildir.
Türkiye’de laikliği ilke olarak seçmiş CHP bile yurtdışından milletvekilliği, belediye başkanlığı seçimlerine aday olarak inanç örgütlerinin başkanlarını yeğlemiş ve seçtirmiştir.
AB projeleri geçmiş dönemlerde Egemen Bağış döneminde de Türk asıllı AP parlamenteri döneminde de inanç ve etnik ayrımcı örgütlere verilerek önemli maddi destekler sağlanmıştır.
Türkiye’de sol bir örgüt militanı olarak cinayetle suçlanan birinin AP milletvekili olabilmesi birçok kuşkuları da beraberinde getirmektedir.
AKP’nin çekirdeğini oluşturan Milli Görüşün aleyhinde birçok suçlamalarda bulunan birinin Erdoğan tarafından milletvekili adayı gösterilmesi ”nedamet duyarak hak yolunu buldu” bahanesiyle kapatılamaz.
Almanya’da bitmiş biri iken tekrar ortaya çıkması rastlantı da olamaz.
Bugün Almanya’da inanç özgürlüğü adı altında Kuran kurslarının ve Afrikalıların camilerinin IŞİD’E militan kazandırdığı açıkça konuşulduğu dönemde, Alman devletinin bilgi sahibi olmadığı inandırıcı olamaz..
Almanya’dan IŞİD’E Türkiye aracılığıyla katılan gençlerin aileleri asla kökten dinci görüşe sahip olmadıkları ortaya çıkmıştır..
Bunlar bırakın insan öldürmeyi, ne okul yaşamlarında, ne de okul sonrası yaşamlarında en küçük bir şiddet olaylarına karışmamışlardır.
Bu gençler, devletten bulamadıkları desteği bu camilerde ve özel yetiştirilmiş militanların propagandaları ile kandırılmış, çifter çifter kalankişof ve otomatik silahlarla poz poz fotoğrafları dağıtılarak diğer gençler özendirilmektedir.
Her geçen gün evini ailesini terk eden gençlerin sayılarının artmaması için ailelerin daha dikkatli ve çocuklarıyla daha yakın, kimlerle ilişkileri olduğu konusunda daha duyarlı olmak zorundadırlar.
Özellikle çocuklarının o camilerde, Kuran kurslarında ne öğrendiklerini bilmek zorundadırlar.
Devlet, gençleri sokaktan kurtaracak önlemleri ivedilikle almalıdır.
Bu gençleri tek yanlı, baştan savma uyum politikalarıyla bu gençleri eritemezsiniz.
İşi, mesleği olmayan, anne-baba eline bakan gençleri tuzağa düşürmek kolaydır.
Zaman geçirmeden önlem alarak gençleri sonu karanlık maceralardan koruyalım.
Hem bu gençlere, hem ailelere, hem de bu ülkeye yazık olur.
Gençlere kıymayın!

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.