News
News
Yaşamız boyunca verdiğimiz yanıtlarla yaşamımızı olumlu ya da olumsuz etkileyen sorular vardır. Bu sorular ve yanıtlamamız doğal olarak yaşımızla bağlantılıdır.
Doğduğumuzda ilk soruyu bebek iken bize değil anne babamıza sorarlar:
“Oğlan mı? Kız mı?”
Altı, yedi yaşına geldiğimizde soru artık doğrudan bize yönetilir:
“Okula gidiyor musun?”
Sekiz, dokuz yaşlarında:
“Büyünce ne olacaksın?”
On, on iki yaşlarında;
“Sünnet oldun mu?”
On altı yaşlarında;
“Ona aşkını söyleyebildin mi?
On yedi yaşlarında,
“eve atabildin mi?”
On sekiz yaşlarında;
“Üniversite sınavlarını kazanabildin mi?”
Yirmi yaşlarında;
“Askerliğini yaptın mı?”
Askerlik dönüşü;
“Nişanlandın mı?”
Ve nikah masasında;
“…ile evlenmeyi kabul ediyor musun?”
Otuz yaş civarında, biz doğduğumuzda anne babamıza sorulan soru bize sorulur:
“Kız mı oğlan mı?”
Kırk yaş civarında;
“Hala aynı kişiyle evli misin?”
Elli yaş civarında;
“Emekli oldun mu?”
Altmış yaş civarında;
“Şekerin, kolesterolün veya prostatın nasıl?”
Yetmişinden sonra da yine artık bebek bize olduğu gibi bize sorular sorulmaz, sorulanları da yakınlarımız bizim için yanıtlamaya başlar.
Musalla taşına yatırıldığımız bizimle ilgili son soruyu imam cemaata sorar:
“Merhumu nasıl bilirdiniz?”
Ahmet İNCEL
ALMANYA
2 saat önceAVRUPA
3 saat önceABD
3 saat önceDÜNYA
4 saat önceABD
5 saat önceGÜNCEL
5 saat önceDÜNYA
5 saat önce
