Faili Meçhul…

ABONE OL
19:06 - 01/10/2020 19:06
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best
Bir Şubat ayı daha geride kaldı… 2008 yılının 3 Şubat gününden bu yana, Şubat ayını Avrupa`da yaşayan biz Türkler olarak hep ” Kötü ” başlayan bir Şubat olarak anacağız… Hatırlayalım…3 Şubat 2008 günü feci bir haberle güne uyandık… Rheinland-Pfalz Eyaleti`nin Ludwigshafen şehrinde, Türklerin oturduğu bir evde yangın çıkmış ve çocuklar dahil 9 Türk, feci şekilde yanarak can vermişlerdi…Televizyonlarda izlediğimiz görüntüler, tam anlamı ile tüyler ürpericiydi… Bu görüntülerle birlikte zihinlerde, başta Mölln olmak üzere, yabancı düşmanı nazi kafalılar tarafından yapılmış diğer kundaklama olayları canlandı…
Ayni gün, Berlin’den olay yerine gelen Rheinland-Pfalz Eyaleti Başbakanı ve o dönem SPD (Sosyal Demokrat Parti) Genel Başkanı olan Kurt Beck ile Uyumdan Sorumlu Bakan Böhmer, henüz dumanı tüten binanın önünde ilgililerden bilgi aldılar… Bakan Böhmer temkinli davranmayı tercih ederken, Kurt Beck, yüklendiği çifte sorumluluktan olsa gerek, televizyon kameralarının önünde öylesine bir açıklama yaptı ki, o gün de söylediğimiz gibi, soruşturmanın nasıl sonuçlanacağına dair bir ” İşaret Fişeği” yaktı sanki… Beck ” Henüz yangının çıkış nedeni tam olarak belirlenememiş olmasına rağmen, bir kundaklama ve yabancı düşmanı bir saldırı olmadığı kesin ” dedi…
Aylarca süren soruşturmalar ve araştırmalar sonucu, savcının vardığı karar, olayın dumanları tüterken Kurt Beck`in söylediklerinin aynısı çıktı… Savcı dosyayıi kapatirken gerekçesinde ” Her nekadar yangının çıkış nedeni tam olarak belirlenememiş olmakla birlikte, bir kundaklama olmadığı anlaşılmıştır “…
O günlerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`da Almanya`da ve tüm Alman politikacılar, ağız birliği etmiş gibi, bunun bir kundaklama ve yabancı düşmanı bir saldırı olmadığını, ya açıkca söylüyorlar veya ima ediyorlar…da…! Bizden kimse çıkıp da, yüzlerine karşı şu basit, basit olduğu kadar can alıcı ve son derece de mantıki olan soruyu sormuyor…” Olayın soruşturması sürerken neye dayanarak bu kadar kesin konuşabiliyorsunuz..? Dedikleriniz doğruysa, bu yargıya hangi bulgu ve verilerle ulaştınız..? “…Sormak akıllarına mı gelmiyor..? Akıllarına geliyor da, işlerine mi gelmiyor..? Yoksa..! Sormak istiyorlar, hem de kamuoyu önünde sormak ve muhataplarını ciddi biçimde sıkıştırıp, doğduklarına pişman ederek, bu gibi olayların tekrarlanmasının önüne, aşılması zor setler çekmek istiyorlar da, ikili ilişkiler, AB konusu ve Türkiye`nin yüksek çıkarları için mi soramıyorlar, soramadılar..? Diyelim ki öyle…Ne değişti..? Bu hükümetin (CDU+CSU) Türkiye`nin AB üyeliğine bakışı değişti mi..? Yoksa; ” İmtiyazlı Ortaklık ” gibi, kerameti kendinden menkul bir garabetin yaratıcısını Ekonomi Bakanı mı yaptılar..?
Bütün bunlarda utanıp Marco olayında daha sağduyulu mu davrandılar..? ABD, Türkiye ve diğer Nato ülkelerinin bastırmasına karşı, Ukrayna ve Gürcistan`ın Nato üyeliğine yeşil ışık mı yaktılar..? Türkiye + Almanya arasındaki ticaret harcmı, Türkiye lehine gelişme mi gösterdi..? Alman turist sayısında patlama mı oldu, yoksa Almanlar 3 milyonlarda dolaşırken, Rusya ve Rusca konuşan ülkeler 4.5 milyonu aşıp, Almanlara tur mu bindirdi..? Türkiye`yi son derece rahatsız eden illegal yapılanmaların üzerine şiddetle gidip köklerini mi kuruttular, yoksa eski tas, eski hamam durumu mu..? Ne oldu, ne değişti..?
Ludwigshafen felaketinin yıl dönümünde, Türkiye`den, birisi ” Yurt Dışında Yaşayan Türklerden Sorumlu ” olmak üzere iki Bakan geldi…Bakanlar demeç vererek ” Olayın dosyası açık kalsın ” dediler…Dosya kapanalı 6 ayı geçmiş… O aşamada politik ve diplomatik olarak ve medyaya da yansıtarak, neden girişimde bulunmadınız..? Elinizi tutan mı vardı, yoksa Türkiye`deki işlerinizden dolayı haberiniz mi olmadı..? Hadi; o zaman olmadı…Ama şimdi, demeç vereceğiniz yerde, olayın müdahilinin arkasında hükümet olarak durma kararlılığını gösterip, cesaret verip, dosyanın yeniden açılması için yargıya gitmesine neden, maddi ve manevi destek olmuyorsunuz..? Yoksa; buralarda hukukun böyle işlediğini size söylemediler mi..? Yoksa; yine mi yukarıda saydığımız nedenler söz konusu..? Siz ne yaparsanız yapın, hangi tavizi verirseniz verin, Almanların tutumu değişmiyor…Hala mı akıllanmadık acaba..? Filistin`de yaşanan insanlık dramına, en az bizler kadar ve hatta bizlerden daha öfkeli bir şekilde ve haklı olarak karşı çıkarken, Türkiye`nin yüksek çıkarlarına zerre kadar önem vermeyenler, kendi canları yakılırken, aynısı olamasa bile, yaklaşık bir tepki koyarak netice alamazlarmıydı..?
Bu da; Alman usulü bir Faili Meçhul olarak kalmaya mahkum…
Üzüldüm ve kırıldım….Üzgünüz ve çok ama çok kırıldık… Bu böyle biline…
Kalın sağlıcakla efendim…
  
M.Deniz Olcayto

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.