DİNLEME, TAKİP VE KORKU PARONAYASI!

ABONE OL
18:59 - 01/10/2020 18:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Türkiye’de telekulak kuşkusu var. DMS tipi santral aracılığıyla görüşme yapan 6 milyon abone, hiç ilgileri olmadığı konular nedeniyle istihbari amaçla dinleniyormuş. Dinleme kapsamında önemli devlet kurumları da var

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Yargıtay ve Danıştay telefonlarının dinlendiği iddiasıyla yürüttüğü soruşturmada verilen takipsizlik kararında yer alan tespitler, telefon dinlemelerin geldiği ürkütücü boyutları ortaya koyuyor.

TİB Başkanı Fethi Şimşek ise 6 milyon aboneyi ilgilendiren dinlenme kuşkusu ile ilgili olarak, “Bu tür bir dinleme kararı geldiğinde dinlemenin teknik ve hukuki olarak mümkün olmadığını ilgili kuruma bildiriyoruz” demiş ve TİB’in tartışmalara yol açmamak için ses ayrıştırıcı sistemi de almadığını söylemişti.

TİB’de arama ve keşif yapan bilirkişi heyetine de dinleme kararı verilen telefonların DMS santralinden görüşme yapan PRI hattının alt abonesi olması durumunda, haklarında dinleme kararı bulunmayan diğer kişilerin de seslerinin kaydedilmesine yol açacak şekilde bir teknik imkana kurumun sahip olmadığı açıklanmıştı.

DMS tipi santralleri yapan Netaş firmasının yetkilisi Ömer Seyrek’in savcılıkta tanık olarak verdiği ifadesinde şunları söylüyor: “Yenişehir-1 santrali DMS tipi, Netaş’a ait bir santraldir. Bu ana santrale bağlı PRI servisi (kurumların dahili telefon santralleri) verilen aboneler hakkında bir dinleme kararı bulunduğu takdirde, santralin teknik özelliği nedeniyle, o PRI hattından geçen tüm konuşmalar tamamen TİB’e aktarılmaktadır.

TİB tarafında işletilen IMS sistemi ile ilgili bir yazılım vardır. Firmamız tarafından yazılıp TİB’e teslim edilmiştir. Bu IMS yazılımına, PRI hattının pilot numarası girilerek tanımlama yapıldığında, o PRI hattından geçen tüm konuşmaların TİB’e iletilmesi gerekmektedir. Bildiğim kadarı ile teknik olarak TİB sistemine düşen tüm sesler, oradaki bir yazılım aracılığı ile ayrıştırılabilmektedir. TİB aslında böyle bir teknik imkana sahiptir. Bununla ilgili Netaş tarafından yazılım geliştirilerek TİB’e teslim edilmiştir.”

Savcılık bunun üzerine TİB’e bir müzekkere yazarak, Netaş’tan alınan arayüz programıyla ilgili neden bilgi vermediklerini, bu arayüzün, adli ve önleme dinlemelerinde kullanılıp kullanılmadığını sorarak, TİB’deki kurum içi yazışmaların da gönderilmesini ister.

Başsavcılık: “Her ne kadar daha sonradan Başsavcılığımız tarafından ortaya çıkartılan ve TİB’in teknik nedenler ile dinleme yapılamadığı yolundaki savunmasının aksine aktif ve kullanımda olduğu tespit edilen ilgili arayüzde ayrıca arama yapılmış, ancak bu arayüzde de herhangi bir veri tespit edilememiştir. TİB yetkilileri, sahip oldukları ve sonradan ortaya çıkan bu teknik imkanın adli/önleyici dinleme işlemlerinde kullanılmadığını beyan etmişlerdir. Resmi cevap yazısından anlaşılacağı üzere bu ekranın sadece istihbari nitelikteki dinleme işlemlerinde kullanıldığı anlaşılmaktadır.”

Telefon dinlemelerinin düzenlendiği yasalarda, adli ve önleme dinlemesi olarak iki tür dinleme düzenleniyor. Her iki tür dinleme için de hakim kararı alınması gerekiyor, ancak önleme dinlemesi sonucu elde edilen kayıtlar, mahkemelerde delil olarak kullanılamıyor.

Önleme dinlemesi bu yüzden istihbari dinleme olarak da niteleniyor. Ancak savcılığın adli, önleme ve istihbari dinleme olmak üzere 3 tür dinlemeye ilişkin değerlendirme yapması ve TİB yetkililerinin Savcılığa, “konunun gizliliği gereği bilgi verilmediğini” söylemeleri, yeni soru işaretlerine neden oluyor.

Bu durum, yasada yazılı önleme dinlemesi dışında istihbarat örgütleri için dinleme yapıldığı kuşkusunu ortaya çıkarıyor.

Ne diyelim; korkunun egemen olmadığı bir Türkiye özlemi için herkes çaba göstermelidir!

Günün Sözü: Olumsuz insan zihin kirliliği yaratır.

Nurullah Aydın
Gazi Ü. İletişim Fakültesi Radyo-Televizyon ve Sinema Bölümü Öğr. Gör.

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.