DOLAR

32,4504

-0.15%
EURO

34,8290

-0.66%
ALTIN(gr)

2.441,26

0,23%
BİST 100

9915.62

0,23%
Türk Ekonomisinde Savaş Gölgesinde Artan Riskler

Türk Ekonomisinde Savaş Gölgesinde Artan Riskler

ABONE OL
13:07 - 02/03/2022 13:07
Türk Ekonomisinde Savaş Gölgesinde Artan Riskler
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 

Türkiye, yüzde 11 büyüme ile G-20 ve OECD ülkeleri arasında 2021 yılını en yüksek büyüme ile kapayan ülke oldu. Bu büyüme oranı başta Cumhurbaşkanı olmak üzere hükümet üyelerini sevindirse de uzmanlar Ukrayna-Rusya savaşının gölgesinde devam eden 2022 yılında bu seviyelerin gerçekçi olmadığını düşünüyor.

Perşembe günü açıklanacak enflasyon oranına ilişkin beklentiler de pek iyimser değil. Yılın ilk ayında enflasyon oranı olarak kabul edilen TÜFE’yi (Tüketici Fiyat Endeksi) yüzde 48,69 olarak açıklayan TÜİK’in (Türkiye İstatistik Enstitüsü) bu kez yüzde 50’nin üzerine çıkması sürpriz olmayacak. Çünkü önemli bir gösterge olan ve bugün açıklanan İstanbul Ticaret Odası’nın Ücretliler Geçinme Endeksi’ndeki yıllık artış yüzde 55,32 olarak ölçüldü. Geçen ay bu endeksteki yıllık artış yüzde 50,91 olarak hesaplanmıştı.

Atabay: ‘‘Bu senenin esas sorunu tartışmasız yüksek enflasyon’’

Güldem Atabay da de etkisini yavaş yavaş gösteren Ukrayna krizi sonrası ekonomideki en büyük problem olarak yüksek enflasyonu gösteren ekonomistler arasında yer alıyor.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Atabay, ‘‘Bu senenin esas sorunu tartışmasız yüksek enflasyon. Enflasyonu tsumani gibi düşünürsek o dalga geri çekilmedi. Maliyet fiyatları hizmet sektöründe yüzde 71’den fazla arttı. Hükümetin ana planı enflasyonu indirmek için yaza kadar direnmekti. Kur korumalı mevduat faizi ile doları baskı altında tutup, yazın da ihracat ve turizm gelirleri ile ayağa kalkmak hedefleniyordu. Böylelikle cari fazla oluşturulacak ve para politikası olmadan enflasyon yüzde 20’ler seviyesine indirilecekti. Ancak cari hesabın dengede olması artık mümkün değil. Yabancı raporlarında zaten şubat ya da mart aylarında petrol fiyatlarının yüz dolara çıkacağı söyleniyordu. Petrol fiyatları şu anda 105 dolar seviyesinde Bu savaşın yarattığı bilinmezlik barışla sonuçlansa bile Rusya ile ilişkilerin gerilmesinin birinci darbesi enerji fiyatları olacak. Petrol fiyatlarının 110 dolar yüz civarına kalması ile bütçeye 14-15 milyar dolar civarında bir yük binecek. Yalnız o mu, dün gördüğümüz gibi dış ticaret açığı da devam edecek ve anlamlı ölçüde cari açık finansman problemi ile karşı karşıya kalınacak’’ dedi.

Atabay’ın dikkat çektiği Ocak ayı dış ticaret istatistiklerine göre, ihracat yüzde 17,2 artarken ithalattaki artış yüzde 54,2 olarak ölçüldü. Böylelikle hükümet 2022 yılına 10 milyar dolarlık dış ticaret açığı ile başlamış oldu. 2021 yılının birinci ayında dış ticaret açığının 3 milyar dolar olduğu hatırlandığında bir önceki yıla göre dış ticaret açığının yüzde 230’dan fazla arttığı ortaya çıkıyor.

‘‘Doları bu seviyelerde tutmak için savaş çıktığından beri 4-5 milyar dolar satıldı’’

Geçtiğimiz yıl büyümenin ağırlıklı olarak hizmetler, bilgi ve iletişim ile sanayiden kaynaklandığının altını çizen Güldem Atabay, yüksek büyümeye rağmen tarım, finans ve inşaatta daralma yaşandığına dikkat çekti.

Atabay, ‘‘Büyüme 2022’de devam eder ama Rusya’ya yönelik yaptırımların yaygınlaşmasıyla birlikte ekonomik yansımalarının Avrupa bankalarına ve Türk bankalarına bulaşma riski öne çıkıyor. Rusya bankaları SWIFT’ten çıkarılmak isteniyor; bu durum Türkiye’yi de etkileyecek. Zaten doları bu seviyelerde tutmak için savaş çıktığından beri 4-5 milyar dolar satıldı. Çünkü kur korumalı mevduatın riski Hazine’nin üzerinde. Savaş koşullarının de etkisiyle büyüme de sert bir yavaşlama beklenebilir. Bu ay enflasyonun yüzde 55’e ulaştığını göreceğiz hatta yüzde 70-80’i görebiliriz sonbaharda. Yaz sonu yeniden Türk Lirası baskı altında olacak. Halk ekonomik krizi devam eden zamlar, büyümede yavaşlama ve işsizlik olarak hissedecek. İş bulma durumunda hareketin durağanlaştığını görecek. Zor şartlar daha zorlaşacak’’ dedi.

Prof. Güneş: ‘‘Turizm gelirlerinde büyük kayıp yaşanacak, bunun üzerine yüksek enerji faturası da binecek’’

Pandemi sonrası koşullarında Türkiye’nin yüzde 11 büyüyerek önemli bir iş yaptığını söyleyen Marmara Üniversitesi İngilizce İktisat Fakültesi’nden Hurşit Güneş, özellikle savaş koşullarında kur korumalı mevduatın büyük bir kambur olduğu görüşünde.

VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Prof. Güneş, ‘‘Bana kalırsa ‘Türkiye, bu savaştan kaynaklanan krizi doğru yönetiyor’ diyenler doğru söylemiyor. Bu savaş durumdan en çok etkilenen üçüncü ülke Türkiye. İlk ikisinin Rusya ve Ukrayna olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Ekonomik yıkımla karşı karşıya kalmak mümkün. Turizm gelirlerinde büyük kayıp yaşanacak, bunun üzerine yüksek enerji faturası da binecek. Kuru satışlarla 14 liranın altında tutmaya çalışıyorlar. Nedeni basit. En son açıklanana göre kur korumalı mevduat miktarı 452 milyar TL’ye yükseldi. Dolar kurun bir lira artması, Hazine’nin sırtına 45 milyar TL yük vuracak. Bu da neredeyse 3 milyar dolar demek. Bunun getirdiği baskı var. Ben onun için Türkiye’nin 2022 yılının 2021 gibi umutlu ve iyimser geçmeyeceğini düşünüyorum. Evet savaş nedeniyle FED biraz rahatladı ama yine de Amerika’da 2022 içinde tümü yüzde 0,25 olmak üzere 4 veya 5 faiz artış olması beklenebilir. Bu Türkiye için avantaj gibi görülse de maliye politikası ve bütçe disiplini olmayınca enerji fiyatlarının arttığı, turizm gelirlerinin azaldığı bir evrede bir enflasyonu engellemek mümkün olamıyor’’ diye konuştu.

‘‘Türkiye’nin çıkışı paradigma değişikliği ile mümkün olabilir’’

Rusya’ya yönelik ihracat pazarının bu ülkeye uygulanan ambargolarla çökme noktasına gelebileceğini savunan Prof. Hurşit Güneş, Türkiye’nin en iyi ihtimalle yüzde 3 ya da 4 büyüyebileceği kanısında.

Marmara Üniversitesi ekonomi profesörü, ‘‘Türkiye’nin bu siyasi yapıda çıkışı mümkün değil, bu ancak paradigma değişikliği ile mümkün olabilir. Seçim kararı alınır ve bu iktidarın gidebileceği ortaya çıkarsa bir ışık olur ama seçim kararı alındığında yine Cumhur İttifakı önde görünürse piyasalar bu senaryoyu satın almaz. Yavaşlayan ve sorunları derinleşen ekonomide enflasyon tırmanmaya devam edecek ve elbette müthiş bir gelir adaletsizliği ortaya çıkacak. Unutmayın enflasyon fiilen yüzde 70 iken yüzde 30 zam veriliyorsa bu aslında halkın cebinden yüzde 40 ekstra vergi alıyorsun demektir. Bu gerçekten çok yüksek bir enflasyon vergilendirmesi’’ ifadelerini kullandı.

Rota: ‘‘Petrol fiyatları yükselmeye devam ederse petrol ödemeleri 200 milyar TL’yi geçebilir’’

Bir başka ekonomist Gelecek Partisi Ekonomi Politikaları Başkanı Kerim Rota, Türkiye’nin döviz, enerji fiyatları ve turizm gibi üç önemli kanalda yaşadığı risklerin Türk ekonomisi üzerindeki baskıyı arttığını dile getirdi.

VOA Türkçe’nin ulaştığı Rota, ‘‘ Hükümetin kurdaki volatiliteyi kur korumalı mevduatla indirip kurları koruyup kendisini yaza atabilmek gibi bir hedefi vardı. Ancak bu hedef şimdi çok zor. Rus ve Ukraynalı turistlerin gelmesi zorlaştı. Ama savaş uzarsa güvenlik nedeniyle Avrupalı turistin de gelmesi de zora girebilir. Tabii Rusya ile hava sahası hala açık. Bu bir avantaj olabilir ama ne kadar açık kalacak. İkinci ayak petrol fiyatlarında yaşanıyor. Bildiğiniz gibi elektrik ve enerji zamlarına tepki geldi. Enerji fiyatları bütün dünyada artarken yeni zaman yapılamayacak. Ben yine de doğal gaza zam yapmalarını bekliyorum çünkü bu yükün sırtlanması kolay değil. BOTAŞ ve EÜAŞ’ın da yükü artacak. Petrol fiyatları yükselmeye devam ederse petrol ödemeleri 200 milyar TL’yi geçebilir’’ dedi.

‘‘Kişi başına milli gelirde 7000-7500 dolar bandına gerileyeceğiz’’

Hükümetin kurumlar vergisi teşviki ile şirketlere neredeyse mecburen döviz sattırdığını savunan Kerim Rota, bu çabaya dolar kurunu bu seviyelerde tutmayı çok mümkün görmüyor.

Rota, ‘‘Döviz ihtiyacının ertelenmesi tamam da dövizde bir B planı görmüyorum. Faizleri arttırsanız, daha ortodoks mali politikaya geçerseniz, kur korumalı mevduattan vazgeçerseniz bir çıkış olabilir. Ama iktidar bu tedbirleri havlu atmak olarak görüyor. Fakat eninde sonunda buraya geleceklerdir. Dolar-TL kurunun 14’ün üzerine çıkmaması için son birkaç günde 6-7 milyar dolar sattılar. Düşünün Merkez Bankası 20 milyar dolar döviz satın aldı, bunun 6 7 milyarını son süreçte piyasaya sattı ve döviz düşmüyor. Bu ciddi bir sorun. Normal şartlarda Merkez Bankası piyasadan 20 milyar dolar almışken döviz düşerdi. Ama o dengeyi tutturamadılar. Köprü finansmanla turizm üzerinden gelecek paraya güveniyorlardı. Olmayacak gibi. Bu yıl kişi başına gelir 9 bin 570 dolar oldu. Ama orada geçen sene k ortalama kur 8,80’den hesaplandı. Bu yıl yüzde 4-5 büyüme olduğunda ortalama kur nedeniyle kişi başına milli gelirde 7000-7500 dolar bandına gerileyeceğiz. Aslına bakarsanız büyüme hala fena değil. Geçen sen biz yüzde 11 büyümeye rağmen mili gelirin yüzde 3 kadar bütçe açığı verdik. Normal şartlarda bu kadar büyüme olduğunda bütçe açığı olmamalı. Büyüme yüzde 4-5’e düştüğünde bütçe açığı yüzde 5-6’ları bulacak gibi görünüyor. Nur topu gibi bütçe sorunumuz ortaya çıkacak’’ yorumunda bulundu.

Mart ayında Ukrayna-Rusya savaşının barışla sonuçlanması halinde Rusya’ya yönelik blokajlar kalkacağı, petrol fiyatlarının düşeceği ve hükümetin turizm planı nispeten çalışacağı varsayımını en iyi senaryo olarak gören Kerim Rota, savaş FED’in agresif ve seri döviz artışı hevesinden uzaklaşmasını da şans olarak değerlendirdi.

VOA tarafından geçilen Türk Ekonomisinde Savaş Gölgesinde Artan Riskler haberinde ha-ber.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi yoktur. Türk Ekonomisinde Savaş Gölgesinde Artan Riskler haberi web sayfamıza otomatik olarak VOA sitesinden geldiği şekliyle yer almaktadır. Bu alanda yer alan Türk Ekonomisinde Savaş Gölgesinde Artan Riskler haberinin hukuki muhatabı haberi geçen web siteleri ve ajanslardır.

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.