SİYASAL İSLAMIN AMACI-2

ABONE OL
00:27 - 31/12/2020 00:27
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

SİYASAL İSLAMIN AMACI-2

VE YENİ YIL-2021

AKP dini siyasette kullanmasın?’’ sorusu doğru bir soru mudur?

İslamiyet Arap çöllerinde Muhammed tarafından sadece din olarak doğmadı, devlet olarak da doğdu. Bu bakımdan siyasal İslam tanımı sonradan oluşmuş olgunlaşmış bir tanım değildir, İslamiyet’in din ve devlet olarak ortaya çıktığı için, baştan beri siyasallık İslamiyet’in doğrudan içindedir.

Müslüman ülkeleri din-siyaset yapılanmasından nasıl kurtulur?

Batı Ortaçağ karanlığından yani kilisenin dine dayalı yönetiminden akıl sayesinde kurtuldu.

Dincilerle dinci olmayanların sınıf mücadelesi M. Ö’sine kadar gider ve laikliğin doğmasına, gelişmesine ve kurumsallaşmasına yol açar.

Türkler bu süreçte neler yaşıyordu, nasıl yaşıyordu?

Doğan Avcıoğlu’ndan dinleyelim:

, Türklerin İslamiyet’e girmesinden önce, İslami misyonerler Türk Yurtları’nı ziyaret ederler:,, Kadın-Erkek hep beraber oturuyorlar, kadınlar bilhassa kapanma gereği duymuyor ne yabancının yanında ne de erkeklerinin yanında. Zina en ağır ceza ve zina bu insanlara yabancı.’’-Türklerin Tarihi

Türklerin İslamiyet öncesi, ortak yaşamları adı kon(a)mamış laiklik izleri taşır, inançları da bu tarzla uyumludur.  Türklerin İslamiyet’e geçtikten sonraki toplumsal yapısının ikiye ayrıldığı görülür: 1-Kırsal Topluluklar: Henüz yerleşik düzene geçememiş Konar-Göçer Türk boyları (Türkmenler); bu grup kendi inançlarını unutmadan ağırlıklı olarak Alevilikte İslamiyet’i sentezledi, kurumsallaş (a)madan yaşıyor. Türklerin İslamiyet öncesi kültürünü, inancını kısaca yaşam tarzını bu grup yaşatmaya çalıştı, çalışıyor. (Alevi ya da Kızılbaş olarak Heterodoks yapıda tanımlanabilir.).

2-Şehir Toplulukları: Yerleşik düzene geçen merkeziyetçi Türkler, Sünni- Hanefi mezhebinden yana, devleti kurup yöneten grup. (Selçuklu ve Osmanlı’yı kuranlar.)

İran’da başlayan Selçuklu’dan itibaren Türk dilinde sapmalar başlıyor, ırksal kimlik ikinci plana itiliyor, can çekişmeye başlıyor. Belirleyici unsur ümmetleşme yani ümmet kimliğidir artık. Bu demek oluyor ki bir anlam da: Merkezi otoritenin, muaviyeleşmeden, bir türlü kurtulamaması ve öyle davranması kimlikte yozlaşma, inançta Araplaşma, yönetimde zorbayı getirdi.

Tarihsel süreç bin yılı aşkın günümüze kadar sürdü, ta ki 1923 CUMHURİYET kurulana kadar; Türklerin ve Anadolu’da yaşayan halkların bir ulus-devlet olarak laik bir şekilde kendi iradesiyle yaşaması Mustafa Kemal Atatürk devrimleriyle sağlandı.

Bin yılı aşkın din toplumu geleneğini sürdüren siyasal İslam, aydınlanmayı sekteye uğrattı, iktidara geldi ve onarılması epey zaman alacak derin toplumsal yaralar açtı.

Batının yüzyıllar öncesi yaptığı din tartışmalarını, siyasal İslam Türkiye’ye şimdi yaşatıyor.

En basit bir örnek: Kur’an Türkçe okunmalı mı?’’ tartışmasını yüzyıl önce bitirmiş olmamız gerekirken…

Konu açılmışken değerli şair-yazar Özdemir İnce’nin görüşünü paylaşayım:

Avrupa’da Rönesans, İncil’in Latinceden ulusal dillere tercüme edilmesiyle başladı. Arapça Allah’ın dili değildir, Hz. Muhammed’in dilidir. Tevrat ve İncil İbranilere İbranice indirildi. Ayrıca Kuran yüzde yüz Arapça değildir, içinde Aramca, İbranice, Farsça, Süryanice, Yunanca, Kıptice sözcükler de vardır. Özel öğrenim görenlerin dışında Arap elitler bile Kuran’ı anlamazlar. Türkiye’de Arapçayla Kuran öğretemezsiniz.

Türkiye din devleti değildir, siyasal İslam ile yönetilemez.

Türkiye’de 2021 yılının siyasal İslam’ın sonunun olacağı, laik ve demokratik Türkiye’nin kurulacağı; Dünya’da pandeminin son bulacağı, kapitalizmin yok olacağı, adaletli, hakça paylaşılan, eşitlikçi sosyalist bir geleceğe yelken açmış bir dünya ümit ediyorum.

Yeni yılı bu dileklerimle kutluyorum.

Zekeriye Uçar

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.