VİCDAN NE İŞE YARAR?

ABONE OL
18:59 - 01/10/2020 18:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

“Ergün Poyraz, Fatih Hilmioğlu, Mustafa Balbay, Doğu Perinçek, Nusret Senem, Levent Ersöz, Hasan Atilla Uğur, Tuncay Özkan, Mehmet Haberal, Dursun Çiçek, Mehmet Deniz Yıldırım, Oktay Yıldırım…” bu liste uzayıp gidebilir. Kimi yıllardır, kimi aylardır içerde. Tutukluluklarının ne kadar süreceği de belirsiz.

Bu kişiler ne yaptılar da bunca zamandır özgürlükleri kısıtlı? Domuz bağıyla adam mı öldürdüler? Tecavüz, hırsızlık, gasp gibi yüz kızartıcı suçlar mı işlediler? Yoksa uyuşturucu kaçakçılığı mı yaptılar?

Kimi üniversite hocası. Bir ömrü bilime adamış, aklı erdiğince ve dili döndüğünce de ülke sorunlarını anlatmaya çalışan idealist insanlar. Tutuksuz yargılananlar da eklendiğinde ülkemizin en iyi üniversitesi Silivri’de.

Kimi ise asker. Yaşamları boyunca ülkenin dirliği, düzeni için dağda, bayırda gece gündüz demeden mücadele vermiş kahramanlar. Teröre karşı kelle koltukta görev yapanlar… Güneydoğunun sarp dağlarında kim bilir kaç gün postal çıkarmadan yürümek zorunda kalanlar… Bölücü terörün kalleş tuzaklarından kurtulanlar… Acaba, neyin bedelini ödüyorlar?

Kimileri de politikacı, yazar… Akıllarında, bilgilerinden, ürettikleri düşüncelerinden; bunları ifade ettikleri dillerinden ve kalemlerinden başka gücü olmayanlar. En büyük suçları düşüncelerinde, yaşamlarında ilkeli olmak. Demokraside en kutsal hak olan düşünme ve ifade özgürlüklerini kullanmak.

Ülkemiz gündemi çalkalanıyor, neden mi? Domuz bağıyla yüz seksen sekiz kişiyi öldürmekten sanık bir terör örgütünün üyeleri, CMK’da 2004’te yapılan bir değişiklik nedeniyle salıverildiler. Cezaevi önünde halaylar çekilerek kutlandı bu tombaladan çıkan özgürlük. Domuz bağı ile insan öldürmek, işkence yaparak cinayet işlemek demek. Öldürülenler, örgüt evlerinin bodrumlarına, bahçelerine gömülerek üstlerine beton dökülmüş. İnsanlık tarihinde kara bir leke. Nazilere rahmet okutacak tarzda cinayetler… Ne yazık ki bu örgüt mensubu sanıklar aramızda. Sadece bunlar mı salıverilenler?

Seri katiller… Gasp, tecavüz, uyuşturucu sanıkları… Organize suç örgütü liderleri… Eee, geriye kimler kaldı ki? Bölücü teröristler… Acaba, onlar ne zaman hapishane önlerinde halay çekecekler?

Ne yazık ki adalet yaralanmıştır. Adalet yaralanınca da vicdanlar kanamaya başlar. Zorbaların bulunduğu adalet terazisinin kefesi, yere çakılmıştır.

Yasa değişikliği 2004’te yapılıyor. Üzerinde anlaşılan fazlaca tartışılmamış. TBMM’de oy verenlerin büyük bir bölümü neye oy verdiklerinin farkında değiller. Ya uykudalar ya da kuliste muhabbette. Vatan aşkıyla(!) meclisteki yerlerini alan vekillerimizin horultuları arasında bir ses duyuluyor: “CMK’nın… maddesinin… fıkrasının değişikliğiyle ilgili maddeyi oya sunuyorum. Kabul edenler… Etmeyenler… Kabul edilmiştir efendim!” Ne, nasıl değiştirildi; niye kabul edildi? Bilen yok. O zaman hayırlı olsun vatana ve millete!

Sekiz yılı dolan bir iktidar adaletle ilgili bunca soruna çözüm getiremiyor. Sorumluğunu yerine getiremeyince de yargı organlarına var gücüyle saldırıyor.

Sanmayın ki iktidar partisi bu işin altında kalır. RTE ve arkadaşları durumdan vazife çıkarmayı iyi bilirler. Hele sorun bir taşla birkaç kuş vurmaksa… Bu yol, bölücü başıyla birlikte teröristlerin affına gider. Bu arada yüksek yargıda bir tek pürüz kalmıştı iktidara göre. O da Yargıtay. Bu vesileyle suç Yargıtay’ın üzerine yıkılır, onun da halli yoluna gidilir.

Ekmek, yumurta, baklava çalanlar içerde. İflas edince çekini ödeyemeyen esnaf, tüccar cezasını çeker. Kanlı katiller, tecavüzcüler, uyuşturucu kaçakçıları, mürteci teröristler dışarıda. Devleti, milleti soyanlar mı? Onu hiç sormayın. Bu vahim bir hastalık. Soydukça soyası geliyor bunların. Semirdikçe semiriyorlar. Diyeceğimiz o ki: “Fare yavrusu tüylendikçe üşür.” Onların yapacakları işler var!

İnsan sormadan edemiyor: Vicdan ne işe yarar?

Adil Hacıömeroğlu

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.