TÜRKİYE`DE VE GENELDE MUHALİF GAZETECİLİK 

ABONE OL
11:49 - 23/10/2020 11:49
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

TÜRKİYE`DE VE GENELDE MUHALİF GAZETECİLİK 

Tanınmış Alman gazetesi die Welt ve N24 haber grubunun Türkiye muhabiri Deniz Yücel`in tutuklanmasından sonra Türkiye’de objektif, eleştirel gazetecilik zormu zor bir iş oldu artık. Çoğumuz biliyoruz ki Deniz Yücel ile birlikte Türkiye’de şu an 150`ye yakın (Muhalif) gazeteci hapishanelerde yatıyor.

Deniz Yücelin tutuklanması Almanya’da şok etkisi yarattı ve büyük protestolara yol açtı. 
Türkiye gibi Demokrasinin oturmadığı, yerleşemediği ülkelerde gazetecilerin kaderi bu olsa gerek. Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Çetin Emeç, Metin Göktepe mesleklerini icra ederken katledilen gazeteciler. Araştıran, sorgulayan muhalif gazetecilerin önündeki Alternatifler belli ya işsizlik ya itibarsızlaştırma ya ölüm ya da hapis ya da sürgün…

Can Dündar gibi bir gazeteci çok sevdiği ülkesinden koparıldı, Celal Başlangıç gibi kaliteli bir gazeteci Avrupaya gelmek zorunda kaldı. Ahmet Şık tekrar hapiste.

Cumhuriyet gazetesinin beyin takımı topluca içerde. Daha öncede AKP’nin eski ortağı Gülen hareketine yakın gazeteciler içeri alındı ve tutuklulukları halen devam ediyor. 

Gazetecilik, Basın, toplumların aydınlanmasında, reaksiyon göstermesinde önemli bir rolü olan kamuya ve özel sektöre ait kurum ve kuruluşların iletişim sektöründe hizmet ürettiği bir alandır.

Bu alanda sayısız yüzlerce gazete, dergi, Internet Haber sitesi, haber ajansı, televizyon ve radyo, reklâm ajansı gibi kurum ve kuruluşlar faaliyet göstermektedir.

Medya Türkiye’de ve dünyada hızla gelişmeye devam eden bir sektördür. Bu yazılı, görsel ve işitsel sektör, basın-yayın kuruluşları ile ülke ekonomisine katkı sağlamakla kalmaz kamuoyu oluşturma işlevi ile toplumsal ve sosyal gelişmelerdede etkin rol oynar.

Medya sektöründe çalışan kişilerin çok stresli iş alanları vardır ama büyük bir çoğunluğu nitelikli, eğitimli insanlardır.

Bizim gibi Almanyalı Deniz Yücele gelecek olursa o Almanya’da doğmuş, büyümüş Berlin Frei (Hür) Üniversitesinde Politik Bilimler okumuş bir arkadaşımız. Kendisi Almanya’da Medya sektöründe hatırı sayılan, iyi bir yeri olan Muhalif bir gazetecidir. Die Welt gazetesinden önce TAZ gazetesine yıllarca Muhabirlik yapmıştır. 

Deniz Yücelde Türkiye kökenli oluşu nedeniyle Türkiye’de gündemi takip eden, iyi gözlem yapabilen, atik, hızlı karar verebilen, olaylar arasında neden-sonuç ilişkilerini görebilen, sezgisel zekâsı yüksek, haber değeri taşıyan olaylarla ilgili bilgi ve belgeleri toplayan ve haber yazan nitelikli bir gazetecidir.

Tek suçu önce Urfa Valisine sınır ihlallerini ÖSO ve İşid Militanlarını daha sonra Alman Başbakanı Merkelin Türkiye ziyaretinde eski BB Davutoğluna eleştirel soru sorması ve yine son olarakta CB Erdoğanın Damatı Enerji Bakanı Berat Albayrakın Elektronik Posta yazışmalarını yayınlamasıdır.

Deniz Yücel bu çalışmayı Almanya’da yapsa bu soruları burda Politikacılara Bürokratlara, Yerel yöneticilere sorsa kalkıp kimse kızmazdı, ama Türkiye’de hapsi boyluyorsunuz. Bu nasıl bir adalet?

Tutuklanması bence çok ağır bir karar ve ülkenin İmajını dahada fazla zedeler, ikili ilişkileri gerer. Yazık gerçekten bu karar herkesinde söylediği gibi siyasi bir karar. Bu tutuklama sonrası Alman toplumunun yüzde 77`si Türk Politikacıların, Bakanların burada siyasi toplantılar yapmasına, Türkiye’nin iç politik sorunlarının buraya taşımasına hiç iyi bakmıyor. Dün Adalet Bakanı Bekir Bozdağ`ın toplantısına Almanya’nın Gaggenau kasabasında izin çıkmadı.

Bu belki onur kırıcı bir şey ama bu işler böyle sen Alman vatandaşıda olan Deniz Yüceli keyfi tutuklarsan Almanlarda bunu yapar. Yani Rüzgâr eken fırtına biçer… 

İktidarın baskılarının arttığı, derinden hissedildiği dönemlerde bazen gazetecilikten muhaliflik doğabiliyor. Deniz arkadaş Türkiye’yi burayla kıyaslayınca belki itiraz hakkını kullanmıştır. Gazeteci halkın vicdanıdır, aydınlatandır, bilgilendirendir, fikirleri, olayları topluma ulaştırandır.

Medeni ülkelerde, toplumlarda Basın dördüncü kuvvettir. 

Gazetecilik suç değildir. Gazeteciler olmasaydı insanlar çevrelerinde olup bitenleri nasıl öğrenecek, öğretecekti? Başkalarına düşüncelerini nasıl duyuracak, haksızlıklara karşı nasıl birliktelikler sağlayacak, felaketlerden nasıl sakınacak, korunacaktı? 

Bu nedenle Deniz Yücel ve Türkiye’deki tüm gazetecilerin salıverilmesi lazım.

Basın üzerindeki baskı kaldırılmalı basın özgürlüğüne sahip çıkan ve işini düzgünce yapmaya çalışan gazetecilerin bedel ödememesi lazım.

Tüm duyarlı demokrat okurlarımızı, yurttaşlarımızı basın özgürlüğüne ve halkın haber alma hakkına, gazetecilere sahip çıkmaya onlarla dayanışmaya çağırıyorum. 

Bugün haksız yere gazetecileri zindanlara atanlar, sürgüne yollayanlar yarın normalleşme sürecinde bağımsız yargı ve hukukçular tarafından mutlaka yargılanacaklardır!

Aşk ile…

Mehmet Tanlı

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.