TERÖRE KARŞI OLMAK

ABONE OL
18:15 - 01/10/2020 18:15
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

TERÖRE KARŞI OLMAK

Sosyalist Blok dağılınca soğuk savaşın bitmesi, demokrasinin ve barışın küreselleşmesi ütopyası sadece liberallerin değil, birçok yorgun ve bezgin Marksistlerin de beklentisiydi.
Gorbaçov’un Sovyetleri dinamitlemesini ilk önce Sovyet yanlıları destekledi.
Ne barış geldi, ne de demokrasi küreselleşti.
Samuel Huntington’un yazdığı Medeniyetler Çatışması adlı senaryo ile İslam, Sovyetlerin yerini alacaktı.
Ruslar, kendi derdine düşmüş, bölünüp duruyorlardı.
Batıya, karşı savaşacak İslam devletlerinin hangisinde uçak ve silah fabrikaları vardı ki?
Ama senaryo tamam, oyuncularda hazırdı.
Başrolde Osama Bin Laden, filmin adı ise; Taliban.
Afganistan da ABD adına dinsiz, komünist işgaline karşı savaşarak orada bir İslami Şeriat devleti kuracaktı.
Sovyetler yıkılınca ABD’nin Taliban’a gereksinimi kalmadı.
Hitlerin kendi saldırı komandolarını bertaraf etmesi örneğini ABD, Taliban’da denedi 
Üzerindeki perdesi henüz kaldırılmamış On bir Eylül terör saldırısından sonra oyun başladı.
İslam; Radikal İslam ve Ilımlı İslam (Siyasal İslam)olarak ikiye ayrıldı.
Ilımlı İslam için örnek ülke Türkiye seçildi.
Ama devletin laik yapısı ve laik yapıyı savunan aydınlar, TSK engel olarak görülmekteydi.
Yeni Dünya Düzeni kurulurken işbirlikçilere gereksinim vardı.
İleride Arap Baharında kullanılacak Siyasal İslam’ın oyuncu kadrosuna Türkiye İslam Ülkelerine Truva atı olarak görevlendirildi.
Yeni Siyasal İslam’ın Türkiye ayağı AKP, baş figüran olarak Recep Tayyip Erdoğan atandı.
BOP Projesi başlatıldı. Amaç: Ortadoğu ve Afrika petrollerine el koymaktı.
Olmayan nükleer silahları yok etmek için Bush ve İngiltere’nin solcu başbakanı Blair ile Irak’a saldırdılar.
Bir buçuk milyon savunmasız Iraklı öldürüldü. Irak birbirini katleden üç parçaya bölündü.
Türkiye’de Siyasal İslam partisi AKP iktidarı AB’yi ve ABD’yi arkasına alarak cemaat ortaklığıyla aydınları, basını, TSK’yi İleri Demokrasi adına bertaraf ederek eğitimi dinci ve kindar bir nesil yetiştirecek düzene getirdi.
AB ve ABD yarım ağız Türkiye’deki basına, aydına, laik kesime ve Alevi kesime karşı yapılan baskıları eleştirmekle yetindi.
Fransa ve İngiltere Libya Petrolleri için NATO’yu devreye sokarak Müslümanları katlettiler.
Kaddafi’yi linç ettirdiler.
ABD ve Avrupa, Mısır’da Suriye’de Müslüman kanı dökerek Siyasal İslam’ın iktidarı için Özgür Suriye Ordusu adıyla İslami Terör Örgütlerini silahla, parayla desteklediler.
IŞİD Türkiye’de barındırıldı, eğitildi.
İstanbul’un ortasında IŞİD militanları toplu namaz kılarak cihat çağrısı yaparken ses çıkarmayan devlet Twitter’ de cumhurbaşkanını eleştiren kadını gece yarısı evinden alıyordu.
IŞİD’in silahlarını Türkiye’den TIR’larla götürenlere suçüstü yapıldı. Yakalayanlar bertaraf edildi.
İktidar, Esad’ı devirmek için IŞİD’i ve El Nusra’yı destekledi.
Irak’ta, Suriye’de kendinden olmayan insanları acımasızca katleden IŞİD silahları, gıdayı nereden alıyorlardı?
Devlet, sınırlarını koruyamayacak duruma düşürülmüştü.
PKK, terör örgütü Türkiye Cumhuriyeti Devletiyle alay etmekte, 
Özerklik dayatmasıyla asker, polis katlederken, TSK eli kolu bağlı ülkenin yakılıp yıkılmasını seyretmekte.
Fransa’da siyasal İslam’ın tetikçileri bir mizah dergisini basarak on iki gazeteciyi katlettiler. 
Yaralanan bir polis aman dilemesine rağmen başına kurşun sıkarak öldürüldü.
Dünya bu insanlık dışı terör cinayetlerini lanetlerken, AKP’nin destekçisi Yeni Akit Gazetesi:
”Peygamberimizin intikamını aldık!” Manşeti ile teröristlerin demecini veriyorlardı. 
Terörü CHP kurumsal olarak kınarken, Hükümet’ten ve Diyanet İşleri Başkanlığından geç saatlere kadar ses çıkmadı. Sonra başbakanlığa vekâlet eden birini Paris’e göndermeye karar verdiler.
Aynı gün Nijerya’da Boko-Haram katliamıyla iki bine yakın insan katledildi.
Daha önce Pakistan’daki terör saldırısında birçok sivil insan ölürken beş yüz çocuk bu saldırıda can vermişti.
ABD’nin Siyasal İslam Projesi Arap Baharının ardından iflas etmiş, bugün besleyip yetiştirdikleri İslami Terör savaşçıları artık efendilerine bile saldıracak duruma gelmiştir.
Mizah dergisine karşı gerçekleştirilen saldırı elbette basın özgürlüğüne yapılan saldırıdır.
Barıştan, özgürlükten yana olan herkes bu saldırıları şiddetle kınayacaktır, kınamıştır.
Nijerya’daki katliamda iki bini aşkın, Suriye’de Irakta, binlerce insan öldürülürken sessiz kalan Avrupa ve ABD’nin çifte standart uygulaması ibretliktir.
Türkiye’de Maraş’ta, Çorum’da, Sivas’ta Aleviler, aydınlar aynı kafadaki siyasal İslamcılarca yakılarak öldürüldü.
Türkiye’de PKK terörü nedeniyle kırk bin insan öldürüldü.
Onlarca gazeteci öldürüldü, işkenceden geçirildi, hapsedildi, işlerinden atıldı.
IŞİD Teröristleri Avrupa ülkelerinden Türkiye’ye elini kolunu sallayarak geçerek, sınırlardan geçip insan katlettiler.
18 Mart 2014 yayınlanan ses kayıtlarında THY ile Nijerya’ya gönderilen silahlar için THY Özel Kalem Müdürü Mehmet Karataş, eski başbakanın danışmanı Mustafa Barank’a ”Bu uçaklarda silah götürülüyor. Hıristiyan mı öldürüyor, Müslümanları mı? Diye soruyor.
Bizce ne Hıristiyan öldürülsün, ne Müslüman öldürülsün.
Ama bugün Nijerya’da, Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, Mısır’da Türkiye’de Müslümanlar, Fransa’da Hıristiyanlar öldürülüyor.
Aynı silahlarla…
Ama;
Bu silahlar hangi ülkede imal ediliyor?
Davutoğlu’nun Paris’te işi ne?
Hangi teröriste karşısınız?
Diye sormak gerekmez mi?

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.