SILA YOLU

ABONE OL
18:11 - 01/10/2020 18:11
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

SILA YOLU

Türkiye’de uzun süre kalıcı olanların çoğu araba ile yolculuk ediyorlar.
Bu aylarda gümrüklerde uzun beklemeler olmuyor.
Çocukları okula gidenler yaz tatilini beklemek zorunda olanlar tatil başlangıcında yola çıkmadan önce trafik yoğunluğu konusunda  Otomobil Kulüplerinin önerilerine uymalıdırlar.
Ben bu önerilerin önemli ölçüde gerçekleştiğini deneyimlerimle bildiğim için Frankfurt’tan Pazar günü sabahında yola çıktım.
Cumartesi 22.00 den Pazar 22.00 ye kadar ağır vasıta araçları (TIR) Almanya, Avusturya gibi ülkelerde trafiğe çıkmaları-özel izinli olanlar dışında-kısıtlandığı için araç yoğunluğunda önemli bir rahatlama görülmektedir.
Onarım için daraltılan yollarda hız sınırına uyulmalıdır.
Daraltılan yollarda hız sınırını aşma durumunda direksiyon kontrolü zorlaşır, kaza olasılığı artar.
Hız sınırına uymakla bütün yol boyunca öyle aman aman zaman kaybınız olmaz ama can güvenliğinizi, sinir sisteminizi korumuş olursunuz.
Pazar gününün trafik rahatlığı içinde Almanya, Avusturya ve Macaristan sınır kapılarından beklemeden geçtik.
Avusturya, Macaristan oto yollarında çok sayıda hız radarları hız sınırını aştığınızda radara yakalanmanız kaçınılmaz.
Sabit radarlar ”Radar” levhalarıyla önceden uyarılmaktadır. Ama; ”Radarı atlattık!” Diye rahatladığınızı sanıp hızı artırırsanız biraz ileride çifte radarlara, mobil radarlara yakalanmanız kaçınılmaz olur. 
Üstelik cezaları hayli ağır.

Avusturya ve Macaristan’da Otoyollar için Vignette almak gerekiyor.
Avusturya’ya girdiğinizde, sınırda Avusturya ve Macaristan için Vignette alabilirsiniz.
Vignettesiz gitmenin para cezası da hayli yüksek.
Sırbistan sınırında ilk sınır kontrolü yapılmakta, burada pasaportların süresi, arabanın sürüş belgesi, sigortası (yeşil kart)kontrol ediliyor.
”Gümrüklü eşyanız var mı?” Sorusundan sonra; ”Silah var mı?” Diye sorulursa gülmeyin.
Sırbistan otoyolu üzerinde Otel -Motel çok.
Belgrat’a yaklaşırken Niş levhasını izlerseniz Belgrat’ın yoğun trafiğine yakalanmadan gitmek isterseniz bir süre gidişli-gelişli tek şeritli yollardan biraz gittikten sonra tekrar otoyola çıkabilirsiniz.
Bu yol üzerinde de Otel-Motellerde de geceleyip sabah dinlenmiş olarak yola devam etmenizi öneririm.

Bulgaristan’da otoyol ücreti 8,5 Avro. Ama sınırı geçtikten biraz sonra Vignette kulübesinde 15 Avroya satılıyor, sıraya girip Vignette alacağız.
Gişenin önündeki sürücü 15 Avroya itiraz etti.Kulübedeki görevli 15 Avro’da ısrar edince arkadaki Türk y yolcu sabredemedi,  hakkını arayana çıkıştı;
”Hadi kardeşim, 6,5 Avro için bizi oyalama!”

Sofya’ya kadar yol kenarlarında mobil radarlara dikkat etmeniz gerekiyor.
Transit  çevre yolundaki onarım yıllardır bitirilmemiş, yol yapımı sürüyor.
O kısa ama sıkıcı yolu geçtikten sonra AB katkısıyla yapılmış otoyol sizi Kapıkule’ye kadar götürüyor.
Otoyol sayesinde yol hem kısalmış hem de uzun kuyruklarda TIR peşinde zoraki gitme zorluğu kalmamış.
Kapıkule’ye ulaştık.
Ve Türkiye’ye duygusal bir coşkuyla giriyoruz.
Pasaport ve araç kayıt işlemlerinin tek kanalda ayrı ayrı yapılan bölüme giriyorsunuz.
Polis kulübesinde pasaport kontrolü yapıldıktan sonra araç kayıt kulübesine devam ediyorsunuz.
Pasaportumuzu yenilediğimiz için önceki yılların kayıtları yeni pasaportta görünmediğinden, orada acemi bir geçici görevli ”Siz Mart ayında Türkiye’ye giriş yapmışsınız. Araba ile Türkiye’ye giremezsiniz.” Demez mi? 
Eski pasaport yanımızda olmadığı için kanıtlayamıyoruz.
Merkezi polis bürosunda işin aslı ortaya çıktı, arabamızla Türkiye’ye giriş yapabileceğimiz bildirildi.
Pasaportlarını yenileyen vatandaşlar eski pasaportlarını da mutlaka yanlarında getirmelidirler.

Yüzlerce, binlerce Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı arabalarını Türkiye’ye sokamadılar.

Arabaları yasalara göre yüz seksen beş gün yurtdışında kalmasına rağmen kendileri uçakla bu süre içerisinde Türkiye’ye girdikleri için arabayla Türkiye’ye giriş yapamıyorlar.
İki bin, iki bin beş yüz kilometre araba kullanmış, yorulmuş insanlar sınırda umarsız kalakalmışlar.
Ya arabalarını gümrükte bırakacaklar ya da geri dönecekler.
Tam bir rezalet.

Orada da fırsatçılar ortaya çıkıyor, güya yardımcı oluyorlar, kiralık araba şirketlerinden araba kiralatarak eşyalarını kalacakları yerlere bu kiralık arabalarla taşıtıyorlar.
Arabalarını yüklü park ücreti ödeyerek gümrüklerdeki park yerlerine bırakarak, ülkelerine geldiklerine bin pişman olarak geri dönüp arabalarını geldikleri ülkeye (Almanya, Fransa, Avusturya vs.)geri götürecekler.
Umutla, heyecanla geldikleri ülkelerinden ufku dar bürokratların, yetersiz siyasetçilerin hangi amaçla hazırladıkları belli olmayan bir yasa yada yönetmelikle insanları ülkelerinden soğutuyorlar.

Yıllarca döviz yumurtlayan tavuk olarak gördüler.
Fabrika kuracağız diye kandırdıkları insanların birikimlerini haramiler gibi soydular.
Yeşil sermaye denilen din sömürücüleri çocuklarının geleceği için dişlerinden, tırnaklarından artırdıklarını camilerde kurdukları tezgahlarla hortumladılar.
Ülkeyi yönetenler, hakkını arayanları ”Sahtekar” diye azarladılar.

Üstelik bu yeteneksiz siyasetçilerin beceriksizliklerinden yaşadıkları ülkelerde soykırımcı diye hedef tahtası yapılacaklar.

Siyaset iki yüzlü, ucuz,kişilerin yüzünden savunmasız insanları siyasal çıkarları için kullandılar, halen kullanmaktalar.

İstanbul’a doğru yol alırken aklımız bu çaresiz insanlara yardımcı olamamanın burukluğu içimizdeki heyecanı öfkeye dönüştürüyor.
İnsanlar yollarda sabırsız kuralsız. 
Kamyonlar, TIR’lar sol şeritlerde Azrail gibi saldırırken, küçük arabalar sağ şeritlerde korkuyla yol almakta.
Arada bir pahalı, lüks arabalar zikzaklar çizerek başkalarının canını tehlikeye attıklarını umursamadan pervasız, ruhsuz, acımasız. Üstelik bu magandalıktan zevk alıyorlar…

Türkiye’den selamlar…

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.