SANA SÖYLÜYORUM KIZIM…

ABONE OL
18:58 - 01/10/2020 18:58
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

”Sana söylüyorum kızım, sen anla gelinim!” dilimizdeki atasözlerinden biridir. Sözü, söylemek istediğiniz kişiye değil de başka birine söylersiniz, ama onu başkasının anlamasını, üstüne almasını beklersiniz. Bir yazı okudum ve anladım ki; yazı belli birisine yönelik kaleme alınmış. Ancak; her nedense, hedef kişi o değilmiş gibi bir anlam kazandırmak için sanal bir bey bulunmuş ve yazı o sanal beyin iletisine bir yanıtmış gibi kaleme alınmış. Akıllı bir yöntem mi?

Bana göre değil…

Çünkü ben, süslemeden ve dolandırmadan söylerim söyleyeceklerimi.

Dil; kurallarına uyularak konuşulması ve yazılması zorunlu olan bir anlaşma aracıdır. Dilin kurallarını koyma yetkisi, bizde, eski adıyla, Türk Dil Kurumu’ (TDK) nundur. TDK; herhangi bir kuralı yürürlükten kaldırmamışsa, yerine yeni bir kural koymamışsa konuşurken ve yazarken geçerli olan kurala uymak bir zorunluluktur.

Yaşamasından yana olduğunuz kuralı kullanma özgürlüğünüz yoktur. Bu özgürlüğü size hiçbir dil vermez. Başka bir dilde kullanamadığınız bu ”bana göre…” özgürlüğünü dilimizde kullanabileceğinizi sanmak, ”dilin yaşam sürecini uzatmak ve önünü açmak ” anlamına da gelmez. Bu tutumunuz, dilimizi kirletmekten başka bir anlam taşımaz. Ha yabancı sözcükleri kullanmışsınız ha ”bana göre…” kuralıyla konuşmuş ve yazmışsınız, aralarında bir ayrım yapamıyorum ben.

”Bana göre…” kuralınızı, eski kuralın yerine TDK’na önerirsiniz ve bu öneriyi hangi gerekçeyle yaptığınızı açıklarsınız. Bu hakkınızdır. Öneriniz ve gerekçeniz kuralın yenisiyle değiştirilmesi için yerinde bulunursa, kural; yine TDK’unca kaldırılır ve yerine ”bana göre…” kuralınız konulur.

Kuralı siz koyamazsınız. Benim anlatmaya çalıştığım budur.

TDK’nun yaptıklarına ”zorlama” demek de yakışıksızdır.

Burada bir açıklama yapmak zorunda sayıyorum kendimi. Bu açıklamayı yapmamak, yine, bilgisizliğime verilebilir çünkü. TDK kısaltmasına ayırma işaretiyle eklediğim çekim eklerini kısaltmanın açılmış biçimine eklenmesi gerektiği gibi ekledim. Yanlış yorumlanmasın lütfen!

Özne ve yüklem arasında tekillik ve çoğulluk uyumu kuralı; değiştirilmedikçe ya da yürürlükten kaldırılmadıkça, uyulması zorunlu olan bir kuraldır. Kimsenin ”Bana göre…” deme hakkı yoktur.

Ben; bugüne değin, ”Dilde ekonomikleşme” diye bir kuralı ne duydum ne de okudum.

Bu kural da, sanırım, bir ”Bana göre…” kuralı olsa gerekir.

”Kaç çocuk okula geldi?” diye bir soru sorulsa ve okula gelen çocuk sayısı dörtle sınırlı olsa soruya ne yanıt vereceksiniz?

Dil bilimciler, Türkologlar ya da yetkili kurumlar yürürlükten kaldırmadıkça ve yerlerine yenilerini koymadıkça kurallarda ısrarcı olmazsanız, dili Arap saçına çevirisiniz.

Yeryüzünde hiçbir dil, kurallarına uyulmadan konuşulmaz ve yazılmaz.

Kurallara uymak ve uyulmasını istemek; ne zamandan beri, dilin yaşam sürecine baskı yapmak ve önünü kesmek anlamına geliyor tanrı aşkına?

”Bilindiği gibi dil adları, ulus adları özeldirler.” tümcesindeki ada ulanan çoğul eki onu çoğul yapar. ”Özel” e ulanan -dirler eki, ek-fiilin geniş zaman çekiminde üçüncü çoğul kişiye getirilmesi kural gereği zorunludur. ”-dirler” kişi ekidir. Bu ekler arasındaki anlam ve görev farkını bilmediğinizi düşünmek bile acı verir bana.

”Bilindiği gibi dil ve ulus adları özeldir.” diye ”ekonomikleştirilen” tümcede de yükleme, ”-dir” ekinden sonra ”-ler” ekini getirmek, özne çoğul olduğu için ve kural gereği, zorunludur.

Yazara kutlama iletisi çeken R. A. Hanımefendi ya Beyefendi!

Bilim kadını ya da bilim adamı, bilimsel doğruyu söyler, yazar. Sözlerinin ve yazdıklarının da arkasında durur. Galileo’nun ortaçağda gösterdiği cesareti uzay çağında gösteremeyene ben; ne bilim kadını ne de bilim adamı derim.

Sizin kural anlayışınız da ”Bana göre…” anlayışından başka bir şey değildir.

Benim dünya görüşüm sürekli devrimciliktir. Ne kalıpçı oldum ne de tutucu.

Türk Dil Kurumu’ na ve yaptıklarına saygım da kurucusundandır.

Kurtarıcı ve kurucu da bir devrimciydi.

Yol göstericisi bilim olan biri kalıpçı ve tutucu olamaz.

Bu; eşyanın doğasına aykırıdır.

Bu konuda bir daha ne yazacağım ne de yazılanlara yanıt vereceğim.

”Güneş, balçıkla sıvanmaz.”

Hasan Arslan
Türkçe Öğretmeni

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.