PAYDAŞLAR

ABONE OL
18:18 - 01/10/2020 18:18
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

PAYDAŞLAR

Emperyalizmin yenidünya düzeni diye dayattığı düzen sadece kapitalizmin küreselleşmesidir.
Küreselleşmenin kurallarını koyanların arasında asıl yaratıcı unsur olana üretenlerin yani emeğin olmaması da rastlantı değildir.
Bu nedenledir ki; paylaşım, demokrasi, eşitlik, barış adalet özgürlük gibi ilkeler küreselleşmenin hedefinde yoktur.
Uygulamaya koyulan bu küresel sömürüden sanayi toplumlarına ayrıcalıklı pay verilirken, diğer ülkelerin toplumu bu ayrıcalıktan yararlanamaz.
Aracı ülkeler de denilen Türkiye konumundaki ülkeler kapitalizmin pazarı konumunda sadece aracılık yani taşeron görevini üstlenirler.
Bu ülkelerin iktidarı ve iktidarı destekleyen sermaye grupları yenidünya düzenine biat etmek zorundadır.
Ulusal burjuvaziyi ve sanayi toplumunu oluşturamayan ülkeler kapitalizme göbekten bağlıdır.
Bilinç düzeyi ve sağlam bir demokratik kitle örgütlenmesi olmayan ülkelerin iktidarları biat etmeyi reddederse çeşitli önlemlerle iktidardan uzaklaştırılır.
Bu önlemler darbeler, iç savaşlar, terörün desteklenmesi gibi şekillerde olur.
Emperyalizm kendi egemenliğine zarar verme tehlikesini gördüğü ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de darbelerle iktidarları alaşağı eder.
Her darbede toplumun bilinçli ve örgütlü kuruluşları saf dışı edilmiş, toplum duyarsız duruma getirilmiştir.
Yine Irak’ın işgaline, Ortadoğu’ da petrollerin zorbalıkla el konulmasına karşı çıkan hükümete TSK’de destek verince hükümet ve TSK işgalci güçlerin hedefindeki düşman olarak mimlenmişti.
O nedenle yeni işbirlikçiler hazırlandı.
Bu arayışta İstanbul Belediye Başkanlığında yolsuzluklarla suçlanan Recep Tayyip Erdoğan bulundu ve hazırlandı.
Siyasal İslam’ın lideri Erbakan saf dışı edildi, koalisyon hükümeti MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından -özel görevle- yıkılarak ABD ve Kapitalizmin dinci adayı olarak yetiştirdikleri Erdoğan ve AKP iktidara getirildi. (AKP’nin parmak sayısına gereksinim duyduğunda MHP’nin desteği bu görevin devamıdır.)
Kapitalizme göbekten bağımlı holdingler devlet olanaklarından alacağı pay hayali ile AKP’yi desteklediler.
Ama işbirlikçi sermaye dinci iktidarın taşra tüccarlarını, cemaat şirketlerini hesaba katmadılar.
Irak’ın işgaline karşı duran TSK, aydınlar, yurtseverler darbe kumpasıyla etkisiz duruma getirildi.
Tarihinde ilk kez Genel Kurmay Başkanı silahlı terör örgütü suçlamasıyla tutsak edildi.
Batının demokrat kesimlerinin kandırılması görevini üstlenen liberal entel takımı yandaş medyadan aldıkları pay karşılığında ülkeye ihanet etmekten çekinmediler.
SPD-Yeşiller hükümet ortaklığının başbakanı G. Schröder, AKP hükümetinin en önemli destekçisi olmasını Türkiye dostluğu olarak algılayanlar yanıldı.
Rus gazının en pahalı fiyatla Türkiye’ye satışının altından Schröder’e ödenen satış payı çıktı.
Irak, Mısır, Cezayir, Libya ve Tunus dünya petrol rezervlerinin yüzde 65,4’üne sahiptir.
Bu petrollere ABD ve Batının sahip olma karşılığı olarak Türkiye’yi paydaş değil AKP iktidarını kollama ve koruma garantisini vererek Saddam’ın ve Kaddafi’nin öldürülmesine katkı sağlanmıştır.
AKP Gezi direnişi ve 17 Aralıkta ortaya çıkan yolsuzlukların paydaşı olduğu ortaya çıkarılınca RTE ve çevresi büyük bir korkuya kapıldılar.
Çünkü bu soygun ve rüşvet belgelerle ortalığa dökülmüş, kokusu dünyayı sarmıştı.
İmar sektöründe milletin a..k diye küfredilerek gerçekleştirilen soygunlarda sadece dört bakan değil, Erdoğan’ın çocukları, dünürü dolayısıyla kendisi de bu getirilerde paydaştır.
Bu paylaşmadan yandaş gazeteciler, sözde sanatçılar, artistler, hukuk eğitimi almış savcılar, hâkimler, Akiller de çaplarına göre yararlandılar.
Yoksul halk kömür, makarna kolileri ve AKP’nin parası gibi verilen devlet sadakası ile bu soyguna paydaş edilmişlerdir.
Her seçim öncesi AKP giderse bu pay da gider şantajı ile halkın oylarının kaçışı önlenmektedir.
RTE İstanbul belediye başkanlığı döneminde birlikte çalıştığı sırdaşlarını iktidar döneminde de yanına almış, onları vefa duygusu ile değil, paydaş ve sırdaş olarak birlikte olmayı yeğlemiştir.
Soruşturmalarda yasa dışı uygulamalarını yargıya taşıyan müfettişleri cezalandırma yolunu seçerken, soruşturmadan kurtaran hâkimleri ödüllendirmiştir.
Makam, rütbe peşinde koşan soldan olsun, merkezden olsun medyada olsun bol paralı atamalarla, promosyonlarla AKP’nin devletten ve halktan gasp ettiği getiriye paydaş olmak yarışına girmişlerdir.
Orhan Gencebay, Hülya Avşar, Tanju Çolak, Yavuz Bingöl, Doğuş, Derya Tuna, Ali Şan, Rıdvan Dilmen,  Seda Sayan, Kibariye, Cemil İpekçi, İbrahim Tatlıses, Nihat Doğan, Acun Ilıcalı gibi türkücü, arabeskçi, topçu, modacı, kumar tutkunu bu kişilerin AKP’yi savunmalarının nedeni çıkarları gereğidir.
Bu kişiler Türkiye Halkının soyulması ile oluşan haram havuzundan AKP’nin payına paydaş olma çabasındaki düşkünlerdir.
Bunların şu andaki konumları, beklentileri, gelecekleri, çıkarları Paydaş oldukları bu bozuk düzendedir.
Bunlar değişemezler.
Ama bu düzen değişmelidir.
Mutlaka değiştireceğiz
Yeter ki birleşelim, birlik olalım.

Yıldız AKALIN



Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.