ORTAÇAĞ (VIII)

ABONE OL
18:53 - 01/10/2020 18:53
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

-İslâm Âlimleri ve Buluşları-

Ortaçağ’ın aydınlık yüzünü oluşturan Müslüman ilim adamlarını tanıtmaya devam ediyorum. Câhız ve Cezeri’yi tanıyacağız bu yazımda. Okuyalım.

*Câhız : ( 776 – 869 ) Zooloji ilminin öncülerindendir. Hayvan gübresinden amonyak elde etmiştir.
Edebiyat, kelâm, tarih, siyaset, ahlak, sanat, ticaret ve zooloji dalında eserler vermiştir.
Aynı zamanda Arap edebiyatının en büyük nesir yazarlarındandır.

Tam adı Ebu Osman Amr b. Bahr b. Mahbub el-Câhız el-Kinani’dir. Basra’da doğmuştur. Dedesi Mahbub, deve çobanı bir zencidir. “Câhız” lakabı kendisine patlak gözlü olmasından dolayı verilmiştir. Küçük yaştan itibaren ilim öğrenmeye karşı şiddetli bir arzusu olan Câhız’in gençliğinde, Basra’da çok canlı bir ilim ve kültür hayatı vardı. O sırada Basra’da pek çok tanınmış alim bulunmaktaydı. Onların derslerini takip ederek gramer, şiir, tarih ve edebiyat öğrendi. Bir yandan da geçimini temin etmek için ticaretle meşgul oldu. Bu arada Basra Camii’ndeki ilmi ve edebi meclislere, Basra panayarının kurulduğu, çöl Araplarının geldiği, şairlerin ve hatiplerin şiirlerini ve hutbelerini okudukları Mirdeb’e devam etti. Fasih Arapça’yı onlardan öğrendi. Ayrıca, kelâmcıların çeşitli konularla ilgili tartışmalarını dinledi.

Câhız, 818 yıllarında Halife Memun tarafından Bağdat’a davet edildi. Bazen Bağdat, bazen Samerra’da halifenin ve devlet büyüklerinin muhitinde kaldı.

Câhız’ın asıl parlak devri, 835-847 yılları arasında vezirlik makamında bulunan İbnü’z Zeyyat Muhammed b. Abdülmelik zamanına rastlar.

Hayatının sonuna doğru felç olan Câhız, ayrıca damla hastalığından mustarip ve çok yaşlanmış olarak Basra’ya çekildi. 869 yılı Muharrem ayında 95 yaşında vefat etti.

Câhız’ın İslam düşünce tarihinde önemli bir yeri bulunmakla beraber , onun asıl şöhreti, yazarlığı ve edipliği dolayısıyladır. Arap nesrine mükemmel şeklini veren Câhızdır.

Câhız’ın en çok dikkat çeken taraflarından biri de, psikolojik tahlilleridir. Bu tahlillere küçük risalelerinde rastlanır. Tabii çevrenin insan ve hayvanlara etkisi üzerinde ısrarlı duran Câhız, bu hususta sosyal çevrenin etkisinden de önemle bahseder. Câhız, devrinin en büyük zooloji ve antropoloji alimiydi. Hayvanların her türünü inceledi.

Eserlerinde hayvanların yaşayışları hakkında ince bilgiler verdi ve hayvanları deney için kullanan ilk alim oldu. Tetkik ve deneylerini, o konu hakkında doğru bildiğini elde edinceye kadar sürdürdü.

Hayvanlardaki uzvi değişiklikleri de inceledi. Hayvanların adetlerini ve hususiyetlerini izah ederken, Allahu Teala’nın onları yaratmasındaki hikmeti de gözler önüne serdi. Câhız, kendi düşüncelerini, eserlerini, hayvanları konuşturmak suretiyle ortaya koydu. Bu durum daha önce doğu edebiyatlarında Kelile ve Dimne ile Hint’te, 13. asırda Mesnev-i Şerif ile Mevlana’da görülür. Câhız’den tam sekiz asır sonra dünyaya gelen 18. asır Fransız edebiyatçısı La-Fountaine, onun hayvanları konuşturma üslubunu taklit ederek üne kavuşmuştur.

İlk defa hayvanları konuşturma sanatını ortaya çıkaran La Fontaine olduğu Batılılarca iddia ediliyorsa da, onun bu sanatı Câhız’den ve diğer Müslüman milletlerin edebiyatçılarından aldığı açıkça ortadadır.

Avrupa bilginleri, milletlerarası ilmi toplantılarda, teneffüs faaliyetinin sadece akciğerlere mahsus olmadığını, teneffüsün ciltteki delikler vasıtasıyla da yapıldığını ilk ortaya çıkaranların kendileri olduğunu söylerler. Oysa Câhız, asırlar önce bu hakikati ortaya koyan tek alimdir. El-Hayvan isimli eserinde şöyle demektedir:
“Her kıl dibinde, bedenin teneffüsünü temin eden delikçikler mevcuttur. Şayet bunlar olmasaydı, insan ilk anda ölürdü. ” Bu, Câhız’in, tecrübeleriyle ortaya koyduğu açık bir hakikattir. Câhız yrıca, ilk defa hayvan gübresinden amonyak elde etmeyi başarmıştır.

Eserleri

Câhız, Arap edebiyatında en çok eser veren müellifler arasında yer alır. Kitaplarının sayısı hakkında kesin bir şey söylemek mümkün değildir. Sıbt İbnü’l-Cevzi, onun 360 eseri olduğunu ve bunların çoğunu Bağdat’ta Ebu Hanife Kütüphanesi’nde gördüğünü söyler.
Eserlerin yirmi beş tanesi günümüze tam, altmış beş tanesi de eksik olarak gelebilmiştir. Eserlerinin hemen hepsi ansiklopedik mahiyettedir.
O, edebiyat, Kelam, Mezhepler Tarihi, Tarih, Siyaset, Ahlak, Sanat, Ticaret ve Zooloji konularında çok değerli eserler vermiştir.

Eserlerinde delil, deney ve tarihe fevkalade önem verir. Mesela o zamanlar halk arasında yaygın olan bir inanç vardı. Yılanların sedef otu kokusundan kaçtığı zannedilirdi. Câhız, bunlara inanmadı. Bir kısım deneyler yaptı ve bunların yanlış olduğunu ortaya çıkardı. Eserleri incelendiğinde, onun, aynı zamanda iyi bir psikolog olduğu da ortaya çıkar .

Câhız’ın, antropoloji ve tabiat ilimleriyle ilgili eserleri şunlardır:

1-Kitab’üz-Zer ve’n-Nahl (Buğday ve Hurma)
2-Kitab-üs Süraha ve’l-Hucana (Nesebi asil olan ve olmayanlar hakkında)
3-Kitab-üs Sudan ve’l-Bizan (Siyah ve beyaz ırklara dair)
4-Kitab-ül Bağl (Katır Hakkında)
5-Kitab-ül Maadin (Madenler Kitabı). Bu eserlerinde Câhız, bilgi vermekten çok, okuyucuyu eğlendirerek malumat sahibi etmeyi hedef alır .
6-Kitab-un Nisa (Kadınlarla ilgili kitap): Bu eserinde Câhız, kadınla erkek arasındaki farkları, her iki cinsin kendine has kabiliyetlerini ve benzerliklerini psikolojik yönden tetkik eder.
7-Kitab-ül Mesail: Kibir ve kıskançlık konularını işler .
8-Kitab-ül Hayevan (Hayvanlarla ilgili kitap): Câhız’ın zooloji dalında yazdığı en önemli eserlerinden birisi budur. Eser,İslam dünyasında tabiatı incelemenin ilk ürünlerinden biri sayılır. Eserde, Aristo’dan nakiller bulunmasına rağmen, Yunan tesiri oldukça azdır. Câhız, eserini işlerken, tabiattaki dengeyi, birliği dikkatlere sunar. Bu birliğin “Bir” olan Allah’tan geldiğini ifade eder. Hayvan psikolojisiyle ilgili teorilerini bu eserinde ortaya atar. Hayvanların güçleri üzerinde araştırma yaparak hayvanın doğumu, yetişmesi, terbiyesi ve yiyecekleri hakkında da geniş bilgiler verir. Yine hayvanın sıcak, soğuk, güneş ve gölgeden etkilenmesini, insanlara olan yakınlığını da inceler.

*Ebu’l iz El-Cezeri: ( 1136 – 1206 ) Sistem mühendisi ve sibernetik robot biliminin ve mekaniğin babası, hidromekanik dehası, ilk elektronikçi, bilgisayarın babasıdır. Oysa bilgisayarın babası ingiliz matematikçisi Charles Babbage olarak bilinir..

1153 yılında Cizre’nin Tor mahallesinde doğan ve sibernetik alanın en büyük dahisi kabul edilen, fizikçi robot matriks ustası İsmail Ebul İz Bin Rezzaz El Cezerî 1233′te Cizre’de öldü.
Anne ve baba tarafından kürttür. Öğrenimini Kürt Medresesi’nde tamamladı. Burada fizik ve sibernetik alanlarında yoğunlaştı ve halen kullanılmakta olan ve aşılamamış onlarca buluşa imza attı. Batı literatüründe M.Ö. 300 yıllarında Yunan matematikçi Archytas tarafından buharla çalışan bir güvercin yapılmış olduğu belirtilse de robotikle ilgili bilinen en eski kayıt, Doğu Anadolu’da Cezeri’ye âittir.

Dünya bilim tarihi açısından bugünkü sibernetik ve robot biliminde çalışmalar yapan ilk bilim adamı olan El Cezerî, Mekanik hareketlerden mühendislikte faydalanmayı kitabında,( El Câmi-u’l Beyn’el İlmî ve El-Amelî’en Nâfi fî Sınâ’ati’l Hiyel) ortaya koydu. 50’den fazla cihazın kullanım esaslarını, yararlanma olanaklarını çizimlerle gösterdiği bu olağanüstü kitapta Cezerî, “Tatbikata çevrilmeyen her teknik ilmin, doğru ile yanlış arasında kalacağını” söyler. Bu kitabın orijinali günümüze kadar ulaşamadıysa da, bilinen 15 kopyasından 10’u Avrupa’nın farklı müzelerinde, 5 tanesi Topkapı ve Süleymaniye kütüphanelerinde yer almaktadır.

Kısaca Kitab-ül Hiyel adıyla bilinen eseri altı bölümden oluşur:

-Birinci bölümde binkam (su saati) ile finkanların (kandilli su saati) saat-ı müsteviye ve saat-ı zamaniye olarak nasıl yapılacağı hakkında on şekil;

-ikinci bölümde çeşitli kap kacakların yapılışı hakkında on şekil,

-üçüncü bölümde hacamat ve abdestle ilgili ibrik ve tasların yapılması hakkında on şekil;

-dördüncü bölümde havuzlar ve fıskiyeler ile müzik otomatları hakkında on şekil;

-beşinci bölümde çok derin olmayan bir kuyudan veya akan bir nehirden suyu yükselten âletler hakkında 5 şekil;

-6. bölümde birbirine benzemeyen muhtelif şekillerin yapılışı hakkında 5 şekil yer alır.

Teorik çalışmalardan çok pratik ve el yordamıyla ampirik çalışmalar yapan Cezerî’nin kullandığı bir başka yöntem de yapacağı cihazların önceden kâğıttan maketlerini inşa edip geometri kurallarından yararlanmaktı.

İlk hesap makinesinden asırlar önce aynı sistemle çalışan benzer bir mekanizmayı, geliştirdiği saatte kullanan Cezerî, sadece otomatik sistemler kurmakla kalmamış, otomatik olarak çalışan sistemler arasında denge kurmayı da başarmıştı. Cezerî, otomatik kontrollü makinelerin ilki sayılan Jacquard’ın otomatik dokuma tezgahından 600 yıl önce değişik haznelerdeki suyun seviyesine göre ne zaman su dökeceğine, ne zaman meyve ve içecek sunacağına karar veren otomatik hizmetçiyi geliştirdi. Bazı makinelerinde hidro mekanik etkilerle denge kurma ve harekette bulunma sistemine yönelen Cezerî, bazılarında ise şamandıra ve palangalar arasında dişli çarklar kullanarak karşılıklı etkileme sistemini kurmaya çalıştı. Kendiliğinden çalışan otomatik sistemlerden sonra su gücü ve basınç etkisinden yararlanarak kendi kendine denge kuran ve ayarlama yapan dengeyi oluşturması, Cezerî’nin otomasyon konusundaki en önemli katkısıdır.

Fizikçi ve Mekanikçi Bediuzzaman El-Cezerî’nin diğer bir eseri de Diyarbakır Ulu Camii’nin ünlü Güneş Saati’dir. Cizre’de doğmasından dolayı El-Cizirî ismiyle de anılır.

Kitab-ül Hiyel 6 bölümden oluşmaktadır:

*Otomatik Kuşlar
*Filli saat
*Otomatik yüzen kayık ve çalgıcılar
*Birbirine şerbet ikram eden iki şeyh
*Dört çıkışlı iki şamandıralı otomatik sistem
*İki bölümlü testi (termos)
*Otomatik su akıtma, ikramda bulunma ve kurulama makinası
*Su çarkı kepçe mekanizması
*Motor-kompresör mekanizması
*Su çarkı su dolabı

Devam edecek

Rüştü Kam

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.