MÜHÜR SENDE SÜLEYMAN SENSİN

ABONE OL
18:45 - 01/10/2020 18:45
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

“O andaki ya da gelecekteki kararları belirleyen, yönlendiren, koşullara göre tutulan davranış yolu, yöntemi. Genel ereği ve özellikle yürütmenin yönetiminde geçerli işlemleri kapsayan yüksek düzeyde hazırlanan tasarımlar” olarak tanımlanır siyasa, siyaset, politika.

Tanımın içinde yer alan “yürütme” sözcüğü siyaset yapanlarca asıl anlamında değil de, argodaki anlamında anlaşıldığında ortaya ayakkabı kutularının çıktığını yakın geçmişimiz gösterdi bize.

“Bir şeye doğru diye bakmak, doğru diye benimsemek, doğru sözlü diye bilmek, gerçekten var diye bilmek; sevecek, güvenecek ve bağlanacak en yüksek varlık diye bilmek” inanmak sözcüğünün sözlükteki açıklaması.
Bu tanımlamada belirleyici olan “bakmak” ve “bilmek” eylemleridir.
“Bilmek” için “bakmak”!

Bu iki eylemi taşıdıkları anlamlarda yapamayanlar, “bakma” yı beceremeyenler “bilme” ye de ulaşamazlar.

Bakamayan ve bu nedenle de bilemeyen hiçbir konuda doğru karar veremez.

“Siyaset”i kendi çıkarları için yapanlar bu bakamayan ve bilemeyen insanları kan sülüğü örneği emer, onların kıçlarından donlarını alırlar.

Bunu yapabilmek için de bakamayan ve bu nedenle de bilemeyenleri inandırmaktır ilk yaptıkları iş.

Onları inandırmak için tek ayaklarının üstünde kırk yalanı birden söylerler.

Yalanlarını o denli ustalıkla söylerler ki; “ustalık”ları bundan olsa gerektir.

Yurdum insanının tüm çektiği; bu, gırtlaklarına kadar yalan batağına saplanmış yalancı siyasetçilerdendir.

50 li yıllardan günümüze değin yürüttüler bunlar.

Çünkü; “yürütme”yi ülkeye ve halka hizmet işini üslenme olarak değil, argodaki anlamında uyguladılar hep.

“Yürütme”yi böyle anladıklarından “yasama”da bu kılıfa uydurdular.

Ellerindeki “yürütme” ve “yasama”yı çaldıklarının kılıfına sığdırabilmeleri “yargı”yı da kendilerine uydurmaktan geçecekti kuşkusuz.

Bunu gerçekleştirmek için ne gerekse yaptılar.

Bu; demokrasinin olmazsa olmazı üç “Y” den sonra, dördüncü “Y”yi, “yayın”ı da bağladılar kendilerine.

Demokrasinin “güçler ayrılığı” ilkesinin çanına ot tıkadılar.

“Mühür bende, Süleyman benim!” anlayışlarının adını da “ileri demokrasi” koydular gözüne baka baka.

Artık sen de bak kardeşim, bak!

Bak ve bil!

Mühür sende, Süleyman da sensin! Unutma!

Hasan Arslan
Türkçe Öğretmeni

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.