MERKELGİLLER

ABONE OL
18:08 - 01/10/2020 18:08
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

MERKELGİLLER

Deniz Yücel olayından başlayarak konuyu devletlerarası ilişkilere, siz ona uluslararası ilişkiler de diyebilirsiniz, getirmek istiyorum.

Deniz Yücel; bizim birçoğumuz gibi, çifte vatandaşlık hakkı olan bir gazetecidir. Almanya’nın önemli gazetelerinden Die Welt’in muhabiri olarak Türkiye’de görev yaparken Alman ajanı ve terör örgütü destekleyicisi olarak gözaltına alındı, ardından tutuklanarak cezaevine kondu.

Çifte vatandaşlığın yasalara karşı özel bir konumu var. Çifte vatandaşlık taşıyan kişi; vatandaşlık hakkını kullandığı ülkelerin yasalarına, yönetmeliklerine ve kurallarına karşı sorumludur.  Başı bu alanlarda derde girdiğinde ya da birilerinin bu iddiası söz konusu olduğunda, o anda vatandaşlık hakkını taşıdığı ülkeye karşı sorumludur.

Özeti bu Deniz Yücel`in şu anda içinde bulunduğu durumun.

İddia edilen suçu Türkiye’de işlemiştir(!). O halde bunun hesabını orada yürürlükte olan yasalara ve yargıya verecektir.

Vatandaşlık hakkını taşıdığı diğer ülkelerin ona yasal bir destek sağlamaları, bu nedenle, olanaksızdır.
Çok vatandaşlığı düzenleyenler bu konuda böyle anlaşmışlar. Yapılacak çok şey yok ne yazık ki.
O nedenle de Almanya; rica etmekten öte bir şey yapamıyor.

Ama; şu soruyu sormadan da edemiyorum: Almanya; gerçekten, Deniz Yücel’e yardımcı olmak istiyor mu?

Bu soruyu neden soruyorum?

Biliyoruz ki; devletlerarası ya da uluslararası ilişkiler çıkar ilişkileridir.

Bu durumda Almanya’nın çıkarı neyi gerektirir? Deniz’i bu tiranın elinden, kaça mal olursa olsun almakta mıdır çıkarı Almanya’nın ya da çıkarı onu gerektirdiği için tiranın öfkesini kabartmamakta mı?

Pembe Başlıklı Kız masalındaki kurt bizim Tiran, kuzu da Merkel olmuyor mu bu durumda?

Akarsuya kuzuya göre daha yukarda bulunan kurt, kuzunun suyu bulandırma olanağı olmasa da onu yemeye karar vermiş bir kere. Bulandırsa da yiyecek, bulandırmasa da. 

Ne yapsın bu durumda kuzu? Zevahiri kurtarmak için, siz ona canını ya da dötünü de diyebilirsiniz, ülkesinin çıkarı onu gerektirdiği için, kurt ne derse onu yapacak.

“Üstüme gelme! Bak, sınırları açarım bendeki sığınmacılara, gerisini sen düşün!” diyor bizdeki Tiran.

Merkel’i ben Merkelgiller yapıyorum izninizle. Merkelgiller ailesine siz; Portekiz’den başlayarak Norveç’e kadar bütün Avrupa’yı ekleyin!

Yetmezse Güney Afrika’dan başlayarak yukarıya, Arjantin’den başlayarak yukarıya okyanusun iki yakasında kalan tüm ülkeleri ekleyin!

Bunları tamamı çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yaparlar, yapıyorlar, yaptılar yapacaklar.

Bunları en rahat ve sıkıntısız yapabilmek için de bizde 1950’den bu yana olduğu gibi, dünyanın her tarafında işbirlikçi gaflet, dalâlet ve ihanet erbabı buldular kendilerine.

Merkelgiller Ailesi de bu çanak yalayıcıları işbaşında tutmak için onlara her tür desteği verirler, veriyorlar, verdiler, verecekler.

Şu günlerde o cenahtan yapılan tüm açıklamalar tiranı mağdur göstermeye yöneliktir.

Onu mağdur gösterecekler, bizim aklından çok duygularını kullananlarımız da bu tiranı Merkelgillere karşı korumaya alacaklar.

Sonuç: Merkelgiller; dün olduğu gibi, bugün ve yarın da diledikleri gibi at oynatacaklar bizim güzel ve yalnız ülkemizde.

Bunu yapabilmeleri Deniz Yücel’in feda edilmesini gerektiriyorsa eğer; hiç kuşkunuz olmasın, onu, gözlerini kırpmadan feda edeceklerdir.

Bakmayın siz akıttıkları timsahın göz yaşlarına! 

Hasan Arslan

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.