KÜBA’YA CAMİ GEREKLİ DE MÜNİH’E DEĞİL Mİ?

ABONE OL
18:19 - 01/10/2020 18:19
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

KÜBA’YA CAMİ GEREKLİ DE MÜNİH’E DEĞİL Mİ?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Latin Amerikalı İslam alimlerinin İstanbul’daki toplantısında “Amerika’yı Kolomb değil 1178’de Müslümanlar keşfetti. Kristof Kolomb anılarında, Amerika kıtasında dağın tepesinde gördüğü bir camiden bahseder. Ben şimdi Kübalı kardeşimle konuşurum. Kristof Kolomb’un bahsettiği Küba’daki o dağın tepesine bir cami yakışır. Yeter ki izin versinler, olur desinler” demişti.

Benim konum şimdi Kristof Kolomb cami gördü veya bir tepenin şeklini camiye benzettiği veya „burası Küba’da değil, Bahamalar’da. Kolomb, günlüklerinde tarif ettiği zirveyi İspanya’daki Âşıklar Kayası’na benzetti“ gibi tartışmalar değil.

 


Kendi izlenimlerimde bu Küba ve cami konusuna değinmek istiyorum. Küba‘nın Varadero kentinde kaldığım otelin animasyon timinde „Omar“ diye bir gençle tanışmıştım. Adına dayanarak Müslüman olduğunu düşündüğüm gence „Müslüman mısın?“ diye sorduğumda „Elhamdurullah“ diye yanıt beklerken, aldığım yanıt „babam Müslüman’dı galiba, ama ben öyle şeylerden anlamam“ dedi. 

Gerçekten de ne Varadero’da ne de Havanna’da yerli halkta Müslümanlık ve hatta herhangi bir dinle ilgili bir şey göremedim, ama yine de ülkede yaklaşık 9 bin Müslümanın yaşadığı söyleniyor. Bunların da yaklaşık iki bini Pakistan kökenli öğrenciler. Genelde evlerde namaz kılınırken, Havana’da „Casa de los Árabes“ (“Arap Evi”) olarak bilinen yerde Cuma namazları kılınmaktadır. 1940’larda Küba’da yaşayan bir zengin Araba ait olan Endülüs mimari tasarımlı bu ev, bir Arap müzesi ve restorandan oluşmaktadır. Burada genelde sadece turistler ve yabancı misyon temsilcileri ve sadece Cuma namazı kılabilir, yerli halktan gelen olmaz. Küba’da İmam Yahya Pedro’nun başkanlığını yaptığı Küba İslam Birliği ve Havana İslam Derneği olarak iki İslami oluşum vardır.

Şimdi bir de yıllar önce yerleştiğim Münih kentindeki Müslümanlar’dan bahsetmek istiyorum. 16. Yüz yıldan beri Müslümanların yaşadığı bilinen bu kentte bugün için yüz binin üzerinde Müslüman yaşamaktadır. Ve bu kentte Müslümanların parçalanmışlığının kanıtı onlarca namaz salonları varken, bir tek cami yok… Müslümanlara cüzzamlı muamelesi çekilerek kent dışında, civarında fahişelerin çalıştığı mevkide Kaddafi’nin de parasal yardımıyla 1971’de yapılan ve zamanla Müslüman Kardeşler’in kalesi haline gelen Freimann camisini bir Münih camisi olarak görmüyorum.

Bir kaç yıl önce de DİTİB Münih’e bir cami kazandırmak için kolları sıvamıştı. O zamanki belediye başkanı Christian Ude’nin çabalarıyla bir arsa yeri sağlanmış ve gerekli inşaat izinleri alınmak üzereydi. Ne olduysa oldu, Ankara’dan gelen emirle bu projeden vazgeçilip, Köln’e cami yapılması kararlaştırıldı. Bu yukarıdan inme kararla Münih bir camiden olurken, skandallarla süren Köln’deki projede hala bitirilemedi.

„Penzberg İmamı“ olarak bilinen ve tam bir Osmanlı din adamı olan Üsküplü Benjamin İdriz’in üstün çabaları da henüz sonuç vermedi. Son olarak belediyeden cami için yer tahsis edilirken, bırakın cami inşaatını daha arsanın bedelini ödemekte zorluklar çekiliyor. Münih Belediyesi, Benjamin İdriz’in başkanlığını yaptığı „Münih İslam Forumu“ (MFİ)‘nin cami arsasının bedelinin ödenmesi süresini bu yıl sonuna kadar uzattı, eğer ödenemezse bu cami umudu da yok olup gidecek. Kendi cami projesinin altından kalkamayıp yüzüne gözüne bulaştıran DİTİB ve diğer Türk cemaatleri nedense yeteri kadar Türk bulmadıkları Benjamin İdriz’in projelerine soğuk bakıyorlar. Adeta „biz başaramadık o da başaramasın“ zihniyetiyle… 

Kısacası bu kısır çekişmeler yüzünden Münih hala bir camiye sahip olamadı. Son olarak Avustralya’da Sidney’de Türkiye Diyanet Vakfı tarafından tam bir Osmanlı mimarisiyle yapılmış DİTİB Camisi’ni gördüm, hayran oldum. Demek ki devlet isteyince bir dış ülkede caminin en hasını inşa ettirebiliyor.

Şimdi acaba diyorum, Küba’ya zorla cami yapmaya kalkmak mı yoksa yüz binin üzerinde Müslüman’ın yaşadığı Münih’e Türkiye Diyanet Vakfı kanalıyla cami yapmak mı daha hayırlıdır? En doğrusunu Allah bilir… 

Ahmet İNCEL

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.