KİMLİKSİZ VE KİŞİLİKSİZ KADINLAR…

ABONE OL
18:23 - 01/10/2020 18:23
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

KİMLİKSİZ VE KİŞİLİKSİZ KADINLAR… 

Siyasileri suçluyoruz, dincileri suçluyoruz, dolayısıyla da erkekleri ve de geçmiş tarihimizle günümüzü de yargılıyor suçlusu erkekleri gösteriyoruz!.. 
Peki, gerçekten sadece erkekler mi suçlu olan, o kimliksiz, kişiliksiz kadınların hiç mi suçu yok?!
 
O Anadolu’nun ücrasında, babası, erkek kardeşi, sonrasında da kocasının baskısıyla, zorla kimliksiz, kişiliksizleştirilmiş olanı anlarım. Cehalete mahkûm edilmiştir bilinçli olarak, yok edilmiştir varlığı, yoksanmıştır bireyliği… Söz hakkı yoktur, ben ya da ben de deme hakkı yoktur, dayatılar dışındaki tek seçeneği ölümdür; anlarım o kadını!..
 
Sözüm ona aydını, okumuşu, yoksanmamışı, birey olabilsin, kendi olabilsin, kendi kimliğiyle var olabilsin diye uğraşılmış, emek verilmiş olanın, kimliksizlik ve kişiliksizliği tercihini anlamak da kolay olsa da, tasvip etmek imkânsız!..
 
Hani şu sadece kocasının kimliği, kariyeri ve mevkiiyle var olanlardan söz ediyorum efendim. Hani şu kendini tanıtırken bile, kendi adı ya da gerekiyorsa mesleğiyle de değil de, kocasınınkiyle tanıtanlardan!.. Sanki bir adı bile yokmuş gibi, “Falanca bilmem kimin eşiyim” diye tanıtanlardan… Hatta, boşandıktan sonra bile, eski eşiyim diye tanıtanlardan!..
 
Öylesi tanıtım yapanlara, her defasında, “Peki sen kimsin, ben eşini, mesleğini değil, seni tanımak, bilmek istiyorum” diyesim geliyor.
 
Dedim ya, kadının ikinci sınıf görülmesinde, yoksanmasında, değer görülmeyişinde sadece erkek değil suçlu olan. Kadının çanak tutuşu, halinden hoşnut oluşu çok daha büyük etken!..
 
Kimsin sorusunun karşılığı, falancanın kızı, falancanın eşi, filancanın annesi oluşu dışında yok; adı bile yok kendisinin ve hanımefendi, hiç de rahatsız değil bu durumdan, böylesi anılmaktan, üstelik kendisi böyle tanıtmakta, yoksamakta kendisini!..
 
Hiçbir çaba sarf etmemekte; kolaycılık, tembellik işine geliyor ve kocasına soruyor, hangi partiye oy vereceğini bile!.. Her konuda, hep ben bilmem, eşim bilir durumu, eşime bir danışayım deme durumu, hiçbir fikir üretmeksizin, hiçbir görüşe sahip olmaksızın, araştırıp okumaksızın, öğrenmeksizin!..
 
Gözlemlediğim kadarıyla da, böylesi kadınlar, tam tersi olanlardan çok daha mutlu ve evlilikleri de çok daha uzun soluklu.
 
İnsan ister istemez de yanıt arıyor tabii; birey olabilmiş, kendi donanımı  ve adıyla var olabilen kadın pek makbul görülmediği gibi, evliliğinde de pek başarılı olamıyor da, bu silik, kişiliksiz ve kimliksiz kadın nasıl oluyor da bu denli mutlu, hoşnut ve de evliliğini sürdürebiliyor diye?
 
AKILLI KADINLAR, YANLIŞ SEÇİMLER isimli bir kitap okumuştum yıllar önce. Yazarın savunusundan algıladığım aşağı yukarı şöyleydi: Akıllı kadınlar, daima yanlış seçim yaparlar eş konusunda. Çünkü kendilerine ve akıllarına güvenleri sonsuzdur, emindirler kendilerinden; o nedenle de, yanlışı tercihten çekinmezler. Çünkü onlar kendi adlarıyla vardırlar, kendi meslekleri, kariyerleri, bu açıdan erkeğe gereksinimi yoktur, maddi açıdan da öyle. Gördükleri yanlışlarını, eksiklerini ise, zamanla değiştireceklerinden, düzelteceklerinden emindirler. O nedenle yanlışı seçmekte tereddüt etmezler.
 
Aptal kadın için durum tam tersidir, tembeldir de ayrıca onlar, yorulmak istemezler, hazır isterler her şeyi, öğrenilmiş bilgiyi almak daha kolaylarına gider; ayrıca onlar için para da çok önemlidir, kendilerini garantiye almak da. O nedenle ki para ve kariyer önceliklidir onlar için ama kendileri çaba saf etmeksizin, hazıra konarak. Erkeğin iyi bir mesleği ve parası varsa, yeterlidir. İstediği rahat hayatı yaşatacaktır ona, araştırıp öğrenmekle de zaman harcamayacaktır, eşi edinimlerini ona aktaracak, o doğrultuda yönlendirecektir nasılsa. E bir de falancanın eşi ünvanı eklenecektir adının yanına, soyadı yanı sıra. Onunla anılacak, saygı görecektir, onunla yer edinecektir toplumda, oysa kendi adıyla var bile olamayacaktır!..
 
Okuduğumda da olduğu gibi, sonrasında da zaman zaman doğruluk payını düşürüm, acaba mı diye; sonra da çevremi bu sorguyla gözlemlerim…
 
Galiba doğru!..


 Perihan Reyhan Alkan



Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.