JE SUİS CHARLİE

ABONE OL
18:15 - 01/10/2020 18:15
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

JE SUİS CHARLİE  

Avrupa ülkeleri bir süredir radikal dinci kelle avcılarının “İslam adına” Ortadoğu ‘da sürdürdükleri vahşeti Avrupa’ya taşınabileceği konusunda uyarılar yapılıyordu. Bunu fırsata çeviren Avrupa’nın ırkçı örgütleri kitlesel destek yarata bilmek için ala bildiğine çalışma yürüttüler.  Önceki gün Paris’te karikatür dergisi “Charlie Hebdo”ya yapılan alçakça saldırı insanlık düşmanı katilerin Dünya’yı cehenneme çevireceklerinin mesajı ile ırkçıların elini güçlendirecek koz verdiler. Aralarında karikatüristlerin, gazetecilerin, korumanın olduğu 12 kişinin katledilmesi Avrupa ülkelerinde on binleri aşan İslam karşıtı gösterilerin artmasının işaretlerini alıyoruz.

İSLAMOFOBİ İNSANLIK DIŞI KATLİAMLARLA İLE ÖNLENMEZ

Bundan önce 11 Eylül olayı, Kasım 2004’te Hollanda’da Rejisör Theo Van Gogh’un öldürülmesi, 11 Mart 2004’te 191 insanın canına mal olan Madrid’de trene yapılan bombalı saldırı ve 7 Temmuz 2005’de Londra’da metroya yapılan saldırıda 56 kişinin ölmesi sonrası Avrupa ülkelerinde ırkçı ve İslam karşıtı güçlü hareketlerin oluşmasının önünü açmıştı.
Türkiye yetkililerinin “Terörün her türlüsüne” deme yerine Fransa’da mantığı beli olan teröre somut yaklaşarak “ İslam adına” yapılan teröre lanet okumaları Avrupa ülkelerinde yaşayan milyonlarca Müslüman’ı rahatlatacak, diğer inançlardan Avrupa halklarını daha samimi kucaklayarak, PEGİDA gibi örgütlerin ırkçı propaganda yapmalarının önünü kesmiş olacaktı.

BİRLİKTE OLMAKTAN BAŞKA ÇAREMİZ YOK!

Hiçbir Avrupa vatandaşı ile diyalogu olmamış, Avrupa ülkelerine gitmemiş, o ülkelerde yaşamamış biri bu duyguyu anlayamaz. Dışarıdan bakarak bizim verdiğimiz bu tepkiyi veremez. Oysa bunu Avrupa ülkelerinde yaşayanlar olarak en iyi biz biliriz. Biz ısrarla tüm Avrupa halkları ile eşit sosyal, siyasal haklar temelinde farklılıklarımıza hoşgörü göstererek birlikte yaşamı her alanda savunmaya devam edeceğiz.

TÜRKİYE BU KARANLIK GÜNLERİ YAŞAMADI MI?

 ABD, bağımsız ülke olan Türkiye üzerinde 27 Mayıs senaryolarını yazmadı mı? 6-7 Eylül komedisi yaşanmadı mı? Kölelik koşullarında sosyal siyasal haklardan yoksun çalışan emekçilerin 15-16 Haziran’ı yaşamadı mı? Siyasal yasaklar 1968 kuşağını ortaya çıkarmadı mı?  Diyarbakır zindanlarındaki işkence çığlıkları Kürt hareketini yaratmadı mı? Sivas olayları ile Alevi örgütlenmelerini ortaya çıkarmadı mı?  28 Şubat inançlar üzerinden ortaya çıkmadı mı? Demek ki, hiçbir insani değer baskı ve zulümle yok edilemiyor. Demek ki hiçbir insan hakkı engellenemiyor.

BİZİM AYRIMIZ ĞAYRIMIZ YOK!

Okul’da çocuğumuza ders veren Alman Öğretmen, Hollanda’da yaşlılar yurdunda Annemizin saçlarını tarayıp bakımını yapan Hollandalı kadın bakıcı, Yaramıza merhem olan İngiliz Doktor düşmanımız olabilir mi?  Özgürlü çocuğumuza şefkat gösteren İsveçli hemşire, Öksüz bebeye anne şefkati gösteren Belçikalı bakıcıya, yazılarını okuduğumuz Fransız yazar  -çizerler, İspanyalı kapı komşumuz bizim düşmanlarımız değil.  Bizler iş arkadaşları, komşular, aynı sınıfta öğrenciler, aynı sendikada işçiler, aynı partilerde üyeleriz…

AVRUPA HALKLARI BİZİM YANIMIZDA OLDULAR

Avrupa ülkelerinde her geçen gün baskıcı yasalara dönüşerek çıkan her yabancılar yasasına karşı yabancılardan çok meydanlara çıkarak tepki gösteren Avrupa halklarıdır. Her ırkçı saldırıda lanet okumak için meydanlara inen Avrupa halklarıdır. Bugün başta Köln’de yapılan Avrupa’nın en büyük minareli camisi için İslam karşıtı ve ırkçı Almanlara karşı cami çevresinde bedenini Müslümanlardan önce İslam karşıtı ve ırkçılara karşı siper ederek İnanç özgürlüğünü savunan yüz binlerce Alman’a biz bunu nasıl izah edeceğiz?  Bir milyon nüfusu olan sadece Köln de 100’e yakın camimiz ile inancımızı yaşarken, İslami değerlerimize göre yaşam sürerken,  hoş görü içindeki yaşamımızı nasıl sürdüreceğiz? Avrupa parlamento kürsülerinde yabancıların anadilde eğitimini, inanç özgürlüklerini savunan İsveçli, Finlandiyalı, Alman parlamenterin yüzüne nasıl bakacağız? Bu güne kadar farklılıklarımıza hoş görü ile yaklaşarak kültürel değerlerimizi birleştirerek oluşturduğumuz dostluğu bozmamak için inanç ve inatla savunmaya devam edeceğiz.

EMPERYALİSTLERİN KARANLIK DEHLİZLERİNDEKİ YARASALARI

Başta Ortadoğu ve Dünya’nın diğer ülkeler içinde Pazar paylarını artırmak için it dalaşına giren emperyalist güçler aynı ipten dokunmuş farklı renklerdeki şer odaklarını devreye sokarak ülkelerde kan akıtıyorlar.
Özgürlüğü, insani değerleri, farklı yaşamları, inançları İslam karşıtıymış gibi hedef göstererek Ortadoğu’da kelle avcısı örgütler peydahladılar. Avrupa ülkeleri içinde yoksullulaşmanın, hoşnutsuzluğun, sebebini, çoğunluk oldukları için Müslüman ülkelerden gelen yabancılar gösterilerek hedef tahtasına konuluyor. Ortadoğu ülkelerindeki kelle avcılarının ’’Dünya’ya yayılacağının korkusunu yedekledikleri PEGİDA illeti aracılığı ile sokaklara, meydanlara taşıyorlar.  Emperyalistler, şeytani planlar ile şer odaklarını kullanarak inanç, mezhep, ulus olarak halkları çatıştırarak  kendilerine at koşturacak meydan yaratıyorlar.
  
DAHA GÜÇLÜ BİRLİK

Tıpkı Avrupa’da yabancıları hedef alan cinayetlere karşı Alman, Fransız, İngiliz ve diğer halkların gösterdiği duyarlılık gibi Müslüman toplumu olarak aynı duyarlılığı göstermeliyiz.  Farklı uluslara, inançlara, mezheplere, renklere, dillere hoş görü içinde birlikte yaşama mücadelemizi birleştirip bütünleştirmeliyiz.  Fransa’da sözde “İslam adına” yapılan katliama karşı tüm Avrupa halkları ile birlik ve barış içinde meydanlara çıkmalıyız.

Ulus, İnanç, Mezhep her ne adına yapılırsa yapılsın bu katliamlar, canice işlenmiş cinayetlerdir. Hiçbir Din, Mezhep, İnanç, Peygamber, kutsal kitaplar başka bir inancı kesmek, yakmak, öldürerek yok etmek için ortaya çıkmadı.

Barış içinde insanca yaşanılır bir dünya için.

Hadi hayırlısı…

Ali Gültekin

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.