İNİŞ BAŞLADI

ABONE OL
11:43 - 23/10/2020 11:43
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

31 Mart yerel seçimlerinin üzerinden bir hafta geçti ama AKP kazanamadığı yerlerde itiraz ederek, kendi adayları seçilene dek oyları tekrar tekrar saydırmakta kararlı gözüküyor. Özellikle İstanbul için varını yoğunu ortaya koyarak, sürekli itirazda bulunuyor. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven’e güvendikleri için, kendi adaylarının yenilenen sayım sonuçlarından sonra kazanacağına inanıyorlar.

AKP Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz, İstanbul’da kaybettikleri seçimi “şaibeli” ilan ederek, “daha ilk incelemede gerçekten çok ilginç verilerle karşılaştık. Bu seçim, demokrasi tarihimizin en büyük şaibelerinden biridir diyebilirim” ifadelerini kullandı. İstanbul seçimleriyle ilgili “organize bir usulsüzlük var” iddiasında bulunarak, İstanbul’da tüm ilçelerde bütün oyların yeniden sayılması için Yüksek Seçim Kurulu’na başvuracaklarını söyledi.

Alman medya kuruluşu Deutsche Welle Türkçe’ye demeç veren AKP’nin kurucularından Dışişleri eski Bakanı Yaşar Yakış şunları söyledi; “son anda ketenpereye getirip AKP’ye kazandırmak istiyorlar. İstanbul, bir siyasi parti için hayatta kalma mücadelesinin en yüksek olduğu yer ki AKP için de öyle. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden kaynak alan onlarca vakıf olduğunu herkes biliyor. Hepsi, belediyenin parasıyla ayakta duruyor. O kaynakları kim yönetiyorsa bir avantaj sağlıyor. Eğer İstanbul CHP’nin eline geçerse, AKP’nin kurallara aykırı bir harcama yapıp yapmadığı ortaya çıkacak. Yandaş şirketlerin muslukları kesilecek. İşte bu yüzden İstanbul konusunda büyük kavga koparıyorlar. AKP ve Erdoğan ‘YSK beni kazandırmalı’ çabasına girmemeli. YSK, görevini hukuk kuralları içinde yapmalı. YSK, seçim sonuçlarını dürüst bir şekilde açıklamalı. Eğer YSK, dürüst bir şekilde, olana bitene açıklama getiremezse uluslararası camiada Türkiye’nin prestiji, tamiri mümkün olmayan zarar görür.”

İngiltere’de yayımlanan haftalık The Economist dergisinin son sayısında yaptığı yorum ilginçtir. “Son birkaç yılda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve hükümeti muhalefeti susturdu, yargının kontrolünü eline aldı ve basını etkisiz hale getirdi, Türkiye’de demokrasi adına geriye ne kaldıysa sandığa hapsoldu. 31 Mart’taki yerel seçimlerde sandık buna karşılık verdi. Erdoğan’ın partisi AKP ülke genelinde oyların çoğunluğunu alsa da aralarında ülkenin ekonomi lokomotifi İstanbul ve başkent Ankara’nın da bulunduğu Türkiye’nin en büyük altı şehrinin beşinde yenilgiye uğradı. Bu sonuçlar Recep Tayyip Erdoğan’ı zora soktu”.

AKP’nin 22 Temmuz 2007 seçimlerinde Seçsis sistemiyle birlikte şaibe ve yolsuzluk başlamıştı. Fethullah Gülen’in 12 Eylül Halkoylaması için “imkân olsa mezardakileri bile kaldırarak ‘evet’ oyu kullandırmak lazım” dediği unutulmadı. 12 Eylül 2010 Halkoylaması’ndan beri de, tüm seçimler siyasi iktidarın etkisine açık hale getirildi. 16 Nisan 2017 Halkoylaması’na ‘mühürsüz oylar” damgasını vurmuş ve şaibeli şekilde rejim değiştirilmişti.

Yıllardır her seçimde yaptıkları yolsuzlukları unutanlara, 31 Mart yerel seçimlerinde hafif de olsa bir tokat atılmıştır. 1 Nisan sabahı tüm olumsuz koşullara karşın, sandıkta iktidar partisinin yenileceği ve seçimde muhalefetin başarılı olabileceği kanıtlanmıştır. Böylece iktidar partisinin tavan yapmış olan özgüveni sarsılmış, buna karşın muhalefetin tazelediği umut ve kazandığı özgüven artmıştır.

Bunun sonucunda iktidarın sandıkta geçilebileceğini gören toplumda, bu karanlık ve adaletsiz gidişe son vermek olanaklıdır algılamasının doğması sağlanmıştır. Yerel seçimlerde ortaya çıkan başarısızlık sadece AKP genel başkanınındır. Şimdilik siyasi iktidar yerindedir ama önce yavaş yavaş, ardından hızlanarak iniş başlamıştır. Muhalefetin doğru politik adımlarla ve tercihlerle bu inişi hızlandırması gerekmektedir.

Suay Karaman

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.