HZ.İSA’NIN DOĞUMU VE YILBAŞI KUTLAMALARI

ABONE OL
18:22 - 01/10/2020 18:22
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Çamlar kesildi ve ışıklandırılmak üzere evlerin uygun bir yerine yerlerştirildi. Noel babalar özel giysileriyle her köşe başında halkı selamlıyor. Çocukların Noel Baba’dan beklentileri var. Hristiyanlık alemi peygamberlerinin doğum gününü kutluyor. Kiliseler özel ayinler yapıyor ve bu günün anlamını halka anlatmaya çalışıyorlar. Televizyonlar aynı amaçla programlar hazırlıyorlar. Çocuklar ihmal edilmiyor, onlar için de özel programlar hazırlanıyor. Hristiyanlık alemi peygamberleri Hz. İsa’nın doğum gününü kutluyor.

Hz. Meryem sıradışı bir hamilelik yaşadı. Dünyaya getirdiği bu çocuk da sıradışı bir çocuktu. Kur’an bu hakikatı şu şekilde ifadeye koyuyor:

-“Kitap’ta Meryem’i de an. Hani o, ailesinden ayrılıp doğu tarafında bir mekâna çekilmişti. Onlarla arasına bir perde çekmişti. Biz de ruhumuzu ona göndermiştik de o kendisine sapasağlam bir insan şeklinde görünmüştü.

-Meryem demişti: “Ben senden, Rahman’a sığınıyorum. Takva sahibi biriysen dikkatli ol.”
-Ruh dedi: “Ben, sadece Rabbinin elçisiyim. Sana tertemiz bir oğlan bağışlamak için buradayım.”
-Meryem dedi: “Benim nasıl oğlum olur; bana herhangi bir insan dokunmadı. Ben bir kahpe de değilim.”

-Ruh dedi: “İşte böyle! Rabbin buyurdu ki: “O benim için çok kolaydır. Böyle olması onu, insanlara bir mucize ve bizden bir rahmet yapmamız içindir. Hükme bağlanmış bir iştir bu.”

Meryem İsa’ya gebe kaldı. Ardından da onunla uzak bir mekâna çekildi. Nihayet doğum sancısı onu, bir hurma ağacının kütüğüne götürdü.

-Meryem, “Ah dedi, keşke daha önce ölseydim de, unutulup gitseydim.”

-Gaibten bir ses ona şöyle dedi: “Tasalanma, Rabbin senin alt yanında bir su arkı vücuda getirdi.”
“Hurma ağacının kütüğünü kendine doğru salla, üzerine olgun, taze hurma dökülecektir.”

“Artık ye, iç. Gözün aydın olsun. Eğer insanlardan birini görürsen şöyle söyle: “Ben Rahman için susma orucu adadım. Onun için bugün, insan cinsinden hiç kimseyle konuşmayacağım.” Meryem, oğlu İsa’yı onu alarak toplumun huzuruna getirdi.

-İnsanlar ona, “Ey Meryem, dediler, şaşılacak bir iş yaptın!”
“Ey Harun’un kızkardeşi! Baban kötü bir adam değildi. Annen de bir kahpe değildi.”

-Meryem, çocuğa işaret etti ve onunla konuşun dedi.

-Dediler: “Beşikteki bir çocukla nasıl konuşuruz?”

-Çocuk başladı konuşmaya: “Ben Allah’ın kuluyum. O bana kitap verdi, beni peygamber yaptı.” “Beni, bulunduğum her yerde kutsal ve bereketli kıldı. Yaşadığım sürece bana namazı/duayı, zekâtı önerdi.” “Anneme iyilik etmemi önerdi. Beni zorba bir eşkiya yapmadı.”

“Selam bana, doğduğum güne, öleceğim güne ve diri olarak kaldırılacağım güne.”

-İşte Meryem’in oğlu İsa budur! Hakkında kuşku ve çelişmeye düştükleri şeyin doğrusu bu sözdür. „Meryem Suresi 16-34

Hristiyanlık alemininin mevlid kandilini kutluyorum. Peygamberlik zincirinde bir halka olarak yerini alan Hz. İsa’ya selam olsun. Arzumuz isteğimiz, dileğimiz tüm hristiyanların, Hz. İsa’nın getirdiği mesaj doğrultusunda hareket ederek dünya barışı için çalışmalarıdır. Masum insanların bir hiç uğruna akıtılan kanlarının durdurulması için çalışmalarıdır. İnsanların yirmibirinci asırda açlıktan ölmemeleri için gerekli tedbirleri almalarıdır. Din, dil, ırk ve mezhep ayrımı yapmadan insanlara sadece insan oldukları için yardım etmeleridir.

Yeni yıl kutlamaları:

31 Aralıkta da yılbaşı kutlamaları yapılacak. Eski yılı geride bırakan Avrupalılar yeni yıla hoş geldin diyecekler. Kutlama çeşitli şekillerde yapılıyor. Hediyeleşmek bu kutlamaların bir parçasıdır.
Bu kutlamalar Miladi takvimi kabul eden Türkiye gibi müslüman ülkelerde de yapılıyor. İşte tam burada tartışma başlıyor. Bir müslüman yılbaşını kutlayabilir mi kutlayamaz mı? Tartışma konusu bu. Bir kısım müslümanlar kutlamanın yapılamayacağını, diğer bir kısım müslüman da kutlamanın yapılabileceğini savunuyor. Hadisten ve Kur’an’dan deliller getiriliyor.

-Kutlanamaz diyenler

Kutlamanın haramlığı konusunda israrcı olanlar, “Kim bir kavme benzerse o, onunla haşrolunur” hadisini delil olarak kabul ediyorlar ve yılbaşı kutlamalarında hristiyanlara benzemek istemiyorlar, alternatif geceler adı altında kutlamalar yapıyorlar.

-Kutlanabilir diyenler

Yüce yaratıcı Hucurat Suresi’nin on üçüncü âyetinde şöyle buyuruyor: “Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışasınız diye sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O’ndan en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, herşeyden haberdardır.”

Bu ayette hitap insanlaradır, müslümanlara değil. Kabileler halinde, milletler halinde yaratılan insanlardır. Allah kabilelerin/milletlerin birbirleriyle iletişim içerisinde olmalarını istiyor, birbirlerini etkilemelerini istiyor. İnsanlar arasında kültür alışverişinin olmasını istiyor. İnsanlar arasında kaynaşmanın, hoşgörünün, sevgi ve saygının, kucaklaşmanın meydana gelebilmesi için istiyor bunu. Bu istenilen etkileşim tabiatıyla kültürel etkileşimdir. Kültürel kaynaşmanın önünde durduğu söylenen, yukardaki hadisi doğru yorumlarsak, bu hadisin, Allah’ın yapmayın dediği şeyleri yapma konusundaki bir “benzemeyle” ilgili olduğu hemen anlaşılacaktır:

Çünkü, Avrupalı’nın arabasını kullanan, pantalonunu giyen, kravatını takan, televizyonunu izleyen, cep telefonunu kullanan kâfir olmuyorsa, yılbaşını kutlayan müslümanlar da kafir olmazlar. Allah’ın haram kıldığı şeyler bellidir.

Alkol almak, kumar oynamak ve zina yapmaksa haram olan, bunlar sadece yılbaşında değil her zaman haramdır.

Dolayısıyla, dinimizin haram kıldığı şeyleri yapmamak kaydıyla eğlenmek, kutlamalarda bulunmak ister yılbaşında olsun, isterse başka zamanlarda olsun helâldir. Allah eğlenceyi yasaklamamıştır.

Bir insan normal olarak “Bir yılın sonuna geldik, yeni bir yıla giriyoruz” deyip onu kutlama sebebi yaparsa buna kimse bir şey diyemez. Müslüman, ailesi ve çocukları ile o gün özel bir yemek yiyerek eğlenebilir.

İslam’da örf ve adetler, toplumun kabulleri, halkın adetleri meşrûdur, muhteremdir. Yeter ki bu örfler, temel insan haklarına ve İslam’ın temel kurallarına aykırı olmasın.

İslam’daki bayramların anlamı da eğlenmek, sevinmek değil midir? Müslümanlara gülmeyi bile yasaklayan zihniyetin kaynağı İslâm değildir. İslam’ın haramı da bellidir, helali de. Bu konuda tek yetkili Allahtır. O şöyle buyurur. ” Buna göre, artık, kendi yalanınızı Allah’a isnad ederek öyle dilinize geldiği gibi yalan-yanlış “bu helaldir, şu haramdır” demeyin; çünkü, haberiniz olsun, Allah’a yalan isnad edenler asla kurtuluşa erişemezler! ” Nahl 116

Rivayetlere göre, sevgili Peygamberimiz de birçok defa düğünlere katılmış, orada tefler çalıp şarkılar söyleyen bayanların şarkılarını dinlemiştir.

Ancak, yılbaşı kutlamaları meşru bir şekilde birlikte eğlenmenin ilerisine götürülmemelidir. Yılbaşını kutluyoruz diye dînî ve millî değerlerimiz bir kenara atılmamalıdır. Kendi değerlerimiz küçümsenerek, yok sayılarak, bir kenara atılarak yerine başka milletlerin değerleri konulmamalıdır. Bizi biz yapan değerler kimliğimizin olmazsa olmazı kabul edilmeli, diğer milletlerin değerleri ise birlikte yaşamayı kolaylaştıran zenginlik olarak görülmelidir.

Sonuç:

Temel kural şu olmalıdır: İster yılbaşı kutlamaları sebebiyle olsun, ister başka bir sebeple olsun müslümanlar günah işlemekten her zaman sakınmalıdır. Müslüman olan bir insan Allah’ın buyruklarına muhalefet etmemelidir.

Yeni yılınızı kutlar, 2010 yılının tüm insanlık alemine hayırlar getirmesini temenni ederim.

Rüştü Kam

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.