HIRİSTİYAN DEMOKRAT- SOSYAL DEMOKRAT

ABONE OL
18:46 - 01/10/2020 18:46
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Birlik Partileri ile kurulacak Büyük Koalisyon görüşmelerinde, SPD’nin ortaklık için ”olmazsa olmazı” olarak bilinen Çifte Vatandaşlık Hakkı istemine Alman Hıristiyan Sosyal Birlik Partisi CSU sert çıktı.

CSU milletvekili ve Federal İçişleri Bakanı Hans Peter Friedrich:

”Çifte vatandaşlık istemek vatan hainliğidir!” Diye öneriye karşı çıktı.

İşte 2013′ lerin Almanya’sının durduğu nokta.

Elli yılın göç olgusunun kara mizahı.

Çalışacak nüfusunu savaşlarda yitirdiği için, yakılmış, yıkılmış Almanya’yı onarmak, fabrikalarında, maden ocaklarında çalıştırmak için getirdiği insanların 60.göç yıldönümlerinde, vicdan tartısına sunulacak ibretlik durumunu dışa vuran anlayışın yansıması.

Amerika’nın Afrika’dan köle olarak zorla getirdiği zencilerin sağlıklı ve güçlü olmasına gösterdiği titizliği, yüzyıl sonra Avrupa’da gereksinim duyduğu işgücünün de sağlamlığını titizlikle denetlemişti.

Dişlerinin sağlamlığının bile sorun yaratmayacak şekilde kontrolden geçirildi.

Ama bu insanların eşleri, çocukları olacağı bile düşünülmemişti.

İnsan oldukları yadsınılmıştı.

Ne bu insanlar ne de Almanlar kalıcı bir plan yapmadılar.

Avrupa’nın özelliklede Almanya’nın bu iş gücüne daha uzun süre gereksinimi vardı.

Bir kısmı döndü ama birikimlerini ülkelerindeki haramilere kaptırdılar.

Kimileri Fabrikatör düşleriyle elindekileri Türkiye’deki hayali fabrika ortaklıklarına kaptırdılar.

Kimileri de Siyasi İslam’ın dinci bezirgânlarınca din adına birikimleri hortumlandı, Türkiye’de dinci partilere sermaye yapıldı.

Yıllar sonra eşlerini, çocuklarını getirdiler, burada evlendiler, çocukları oldu.

Ama hep yabancı kaldılar.

Onlar buradaki toplumun bir parçası olmak isteseler de, siyasetçiler pek olanak vermediler.

Alman demokratları destek verdiler. Ama yeterli değildi.

Çirkin politikacılar. her beceriksizliklerinde bu savunmasız insanları hedef göstererek etik dışı söylemlerle onların can güvenliklerini tehlikeye atmaktan çekinmediler.

Yıllarını Almanya’nın kalkınmasına veren bu insanlar vergilerini ödedikleri, hatta iki Almanya’nın birleşmesinde Doğu Almanya için dayanışma vergisi bile ödedikleri halde onlar sadece yabancıydı.

CSU, CDU yabancılara, özellikle Türklere karşıydılar.

CDU tarafından ”Türkler dışarı” diye imza kampanyaları ile Türk kökenli insanlar hedef gösterildi.

Bu insanların evleri yakıldı, öldürüldü.

Yakın tarihte ırkçılarca planlı-sistemli katledildi.

Burada yaşayan insanların güvenliklerinden sorumlu emniyet görevlileri, istihbarat görevlileri ırkçı Nazileri korundu, kollandı, belgeler yok edildi.

Yerel yönetimlerde seçme hakkında bile ayrımcılık yapıldı.

Yeşiller ve CDU, CSU, FDP insanların en doğal hakkı olan okullarda anadillerini okullardan kaldırmak için büyük çaba gösterdiler.

Bazı okullarda anadilleriyle konuşmalarını yasaklamak istediler.

Sosyal Demokrat Parti içişleri bakanı; ” En iyi uyum eritmektir!” (En iyi entegrasyon, asimilasyondur) diye SPD’nin resmi görüşünü itiraf etmişti.

Kasıtlı olarak her konuşmalarında kadınlara bile ayırımcılık yaptılar.

Onları ulusal kimlikleri yerine inanç kimlikleri ile nitelendirmeyi yeğlediler.

Başka ülke kadınlarını; İtalyan Kadınlar, Yunanlı Kadınlar diye ulusal kimlikleriyle tanımlarken Türk Kadınlarını hep Müslüman Kadınlar diye genelleştirmeleri bile art niyetlerinin göstergesidir.

Çağdaşlığa, demokrasiye düşman olan kökten dincileri kolladılar, desteklediler.

İslam ülkeleri içerisinde din ve devlet işlerini birbirinden Laiklik ilkesiyle ayırmış, bilimi, en gerçekçi yol gösterici olarak göstermiş, hedefini yurtta barış, dünyada barış olarak belirlemiş Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal’i diktatör olarak tanımlayan ister tutucu siyasetçiler olsun, ister sol’u kapitalizmin koltuk değneği durumuna getiren sosyal demokrat siyasetçiler olsun bağışlanamaz bir aymazlığın içindedirler.

Türkiye emperyalizme karşı bir kurtuluş savaşı vererek, bağımsızlığını kazanmış bir ülkedir.

Hitler faşizminden Türkiye’ye sığınan 1400 bilim ve kültür adamı Alman vatandaşları Atatürk’ün devrimlerine katkı verdiler.

Prof. Fritz Neumark, Clemens Bosch, Dr. Eduard Zuckmayer, Ernst Reuter, Prof. Erns Hirsch, Dr. Zuckmayer, Prof. Clemens Holzmeister, Prof Kurt Bittel, Erich Auerbach, Prof. Wlhelm Köpke, Paul-Hindemith bu bilim adamlarından birkaçıdır.

Atatürk’ü, Türkiye Cumhuriyeti’nin niteliğini bu değerli bilim ve kültür adamlarının anılarını canlı tanıklıklarını öğrenmeleri gerekir.

Ömürlerini bu ülkenin kalkınmasına vermiş göçmenlerin çifte vatandaşlık istemini vatan hainliği ile özleştiren bir kafa ile ortak hükümet kurmak isteyen partilerin adına Demokrat adı koymakla demokrat olunmaz.

Hele sosyal demokrat hiç olunmaz.

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.