HANGİ TREN

ABONE OL
18:09 - 01/10/2020 18:09
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

HANGİ TREN

RTE demokrasi konusunda düşüncelerini şöyle açıklamıştı:
”Demokrasi bizim için bir trendir. Amacımıza ulaştığımızda o trenden ineriz.”
Zaten trene benzettiği demokrasiden inmiş, kendilerine yaraşır bir rejimi getirmek ,için tüm cumhuriyet düşmanlarıyla işbirliği yapmıştı.
”Düşmanımın düşmanı dostumdur” Kuralını uygulayarak kirli bir ittifak kurdular.
Dönek Marksistler, numaracı cumhuriyetçiler
Ayrılıkçı terör örgütü PKK
Tarikatlar ve Gülen Cemaati
Birlikte o trene binerek ortak  amaçları için yola koyuldular.
Bu grupların ortak yanı; Laik, Demokrat Hukuk Devleti Türkiye Cumhuriyeti’ne düşman olmaları idi.
Bu ittifak kendi aralarında görev bölümü yaparak birlikte her alanda saldırılara başladılar.
AKP iktidarı ile birlikte medyayı ele geçirme çalışmaları ekseninde Havuz Medyası oluşturuldu.
Dönek Marksistler holding medyalarında ve AKP yandaş medyalarında TRT gibi devlet TV’lerinde dolgun maaşlarla kara propagandaya başladılar.
İktidarın devletin yapısını her değiştirme girişimlerine; ”Yetmez ama evet.” Diyerek destek verdiler.
PKK, İki binli yılların başlarında tükenme noktasındayken AKP iktidarıyla yeniden canlandı.
Seçim dönemlerinde PKK eylemlerine ara vererek istediğini alacağı AKP’ye lojistik destek sağladı.
PKK desteğini almak için Türkiye Cumhuriyetini çadır devletine döndüren AKP, sınırdaki çadır
mahkemelerinde pişmanlık yerine Türkiye’ye kabadayılık eden PKK militanlarının şovunu sadece Türkiye değil dünya ibretle seyretti.
Yetmişli yıllardan beri sinsice her alanda örgütlenen Gülen Cemaati 12 Eylül Faşizmine övgüler dizerken Türki devletlerindeki okullarıyla CIA’nin en yararlı hizmetkarı oluyordu.
İktidarların oy kaygısıyla devletin her alanında bir virüs gibi yayılmalarına göz yummaları sonucu üniversitelerde dekan rektör düzeyinde, orduda, bürokraside, polis teşkilatında en tepe noktalarda örgütlenmeye başladı.
28 Şubattan sonra Gülen’in vaazları olan kasetleri TV’lerde yayınlanmaya başlayınca Fetullah Gülen ABD’ye sığındı.Cemaatin iç yüzü MGK’da; MİT ve Genel Kurmayın belgeleriyle belirtilmesine rağmen AKP, amacı ,için kullanacağı Cemaate arka çıktı.
ABD yargısına rağmen devreye giren CİA, Gülen’e ABD’de kalma hakkını vererek  BOP Projesine destek verecek AKP ile birlikte olmasını sağladı.
İktidardaki AKP’nin üst düzeydeki eğitimli kadrolarda olan zayıflığını Gülen Cemaati ile doldurarak laik demokrat Türkiye’nin çağdaşlığı hedef olarak seçen birimlerini, kurumlarını, aydınlarını kumpaslarla saf dışı bırakarak ülkeyi umarsız, dirençsiz bir duruma birlikte getirdiler.
Ama AKP’nin bu karmaşayı fırsat bilerek boğazına kadar yolsuzluk ve rüşvet batağına düşmesini gören Cemaat, güvenemediği ortağının bu zaafını inkar edilemeyecek görüntülü kayıtlarla kendini koruma ve iktidardaki payını yükseltmek için kullandı.
Oslo ihaneti ve 17-25 Aralık çıkışını yaparak AKP’nin iç yüzünü dünyaya açık etti.
AKP önce kullanıp beslediği dönek Marksistlerin görevini tamamladığı kararına varınca önce onları bindirdiği trenden dışarı attı.
Yargıda, orduda, bürokraside, eğitimde tepe tepe kullandığı cemaatin kendisi için tehlikeli olduğu için trenden atmaya kalktı.
Çözüm süreci kurgusuyla ortak olarak yanına aldığı  PKK’yı silah yığınağına göz yumması ile Türkiye’nin doğu ve Güneydoğu bölgesinin kontrolünü teslim etmesine rağmen ”Seni Başkan yaptırmayacağız”kararına karşılık onları da bu trenden aşağıya attı.
AKP’nin çıkmazda olduğu zamanda 15 Temmuz senaryosu devreye girdi.
Ana Muhalefetin bu kumpası da iyi okuyamaması sonucu ”anayasaya aykırılığını bilerek” dokunulmazlıkların kaldırılmasına, ülkeyi dikta kıskacına alacak OHAL yasasını destekleyerek iktidarın baskı dönemini başlatmasına katkı sağladı
AKP’nin, özellikle iktidarın darda kaldığında can simidi görevini üstlenen Bahçelinin MHP’si bulanımı fırsat bilerek koltuğunu ve gelecekte hesap vermemek için AKP’nin bile gündemden çıkardığı
Başkanlık konusunu ortaya attı
MHP’nin geleceği lider kadrosunun AKP-Cemaat kaset kumpasıyla saf dışı edilmesine sessiz kalan Bahçeli’nin aslında bu kumpasta payı olduğu ve kendisi hakkında da bir kaset skandalı olduğu parti tabanında söylenmektedir..
Üstelik kraldan çok kralcı olma pişkinliği ile ”CHP’ye nazlanmadan bu trene binmesini” söyleyecek kadar benliğini saran korkutucu sır ne olabilir ki?.
Yıllardır MHP saflarında olan biri öfkesini şöyle açıklıyordu;
”Bu kadar insanın dökülen kanını umursamayacak kadar
Ülküsünü, ülkesini çiğneyecek kadar özünü yitirmiş birinden yana olmanın utancını duyarak kahroluyorum”
O artık bizim için Devlet Bahçeli değil, Devleti Parselleyicidir!”

Yıldız AKALIN

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.