FUTBOLDA ŞİDDET VE YAPILMASI GEREKENLER

ABONE OL
11:54 - 23/10/2020 11:54
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Yazılı basında Sporda şiddet yasasının çıkarılmasına ilişkin; Sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesine dair 5149 sayılı yasada yapılması planlanan yeni düzenlemelerin yaklaşık 1,5 yıldır sürüncemede kalması üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın devreye girerek, yasa tasarısı üzerindeki çalışmaların bir an önce tamamlanması ve TBMM Genel Kurulu’na indirilmesi talimatını verdiği öğrenildi.

Spordan Sorumlu Devlet Bakanlığı, İçişleri ve Adalet Bakanlığı, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ile Futbol Federasyonu uzmanları arasında devam eden görüşmeler, Spor Mahkemeleri’nin kurulması konusunda tıkanma noktasına gelince, Başbakan Erdoğan’ın sorunların acilen çözülmesi ve üzerinde anlaşmaya varılan metnin komisyondan geçerek yasallaşma sürecinin hızlandırılmasını istediği belirtildi.

Son olarak 19 Kasım’da Futbol Federasyonu yetkilileri ile Adalet Bakanlığı’nın görevlendirdiği iki ceza hukuku profesörünün bir araya geldiği ve Spor Mahkemeleri konusunda ortak bir metin üzerinde anlaşma aşamasına gelindiği kaydedildi.
Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Faruk Özak’ın da çabalarına karşın Spor Mahkemeleri’nin yargıya ek bir yük getireceği tezini savunan Adalet Bakanlığı’nın, Başbakan’ın talimatından sonra uzlaşmaya yanaştığı vurgulandı.

TBMM’de ele alınacak öncelikli yasa tasarıları arasına giren şiddet ve düzensizliğin önlenmesine dair yasanın yılbaşından önce yürürlüğe girmesi ve 2011 yılından itibaren tüm spor müsabakalarında uygulanmasının öngörülüğü kaydedildi.

Aslında yukarıdaki habere bakıldığında mükemmel bir yasanın çıkacağı düşüncesi ağır basmakta, ancak 10 yıla yakın bir süredir bizzat içinde olduğum Avrupa’da Sporda şiddete karşı alınan önlemler ve Taraftar projelerinin oldukça önemli bir çalışma alanı olan sosyal çalışmaların ülkemizde ne Spordan Sorumlu Devlet Bakanlığımız ne İçişleri ve Adalet Bakanlığımız ne de Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğümüz ile Futbol Federasyonumuzun bu güne kadar yeterli bir çalışma yapmadığı için hem yazma ve hem de söyleme zorunluluğunu duyuyorum.

Avrupa’da farklı ülkelerde Futbolda şiddetin önlenmesinde çıkarılan yasaların yanında Sivil toplum kuruluşları tarafından başlatılan ve ardından devlet tarafından desteklenen; İngiltere’de FSF, Almanya’da yıllar önce başlatılan Sporda şiddete karşı koordinasyon Merkezi (KOS) Avusturya’da şiddet ve ırkçılığa karşı mücadele eden Fair-Play, İspanya’da CEPA, İtalya’da PROCETTO ULTRA, Fransa’da FARE gibi sivil toplum kurumları kendi ülkelerindeki Spor ve İçişleri bakanlığıca desteklenirken diğer taraftan Futbol Federasyonlarınca da finanse ediliyorlarken biz hala yasa çıkarmakla uğraşıyoruz!

Şunu artık mutlak surette algılamamız ve kabul etmemiz gerekir ki; Çıkarılacak her türlü yasa ülkemiz Futbolunda ya da sporunda yaşanan şiddetin önüne geçemeyecektir, ancak ve ancak artık stadyumlara giden insan sayısını azaltabilecektir. Şayet öyle olsaydı hayatın tüm alanlarında olduğu gibi diğer alanlardaki şiddetti de önlemiş olurduk. Görüyoruz ki şiddet her türlü caydırıcı yasaya rağmen hayatın her alanında devam etmektedir.

Ben ısrarla diyorum ki şiddet bir öğrenme işidir ve şiddetin önlenmesi yine eğitimle öğrenmeyle mümkün olabilecektir. Belki de kafamızdaki soruları ve sorunları ancak şu şekilde cevaplandırabiliriz;

İngiltere, Almanya, Fransa İspanya ve İtalya Futboldaki şiddetti acaba nasıl minimuma çekti? Ya da şiddete katılanları sadece çıkarılan yasalarla ve verdikleri cezalarla mı hallettiler? Hayır, kuşkusuz, bu alanda gerek UEFA’nın ve gerekse FİFA’nın önemli çalışma alanlarından biri olan sosyal alan olan (Ki UEFA da bu birimin soromlulugunu yüklenen Sayın Şenez Erzik çok daha iyi bilirler!) ve taraftarların daha sağlıklı az sorunlarla dolu maç seyredebilmelerine olanak sağlayarak mümkün olmuştur. Avrupa’da Futbol Support Europa (FSE) Dünyada Futbol Support International (FSI) en güzel örnekleridir ve yukarıda belirttiğim her iki kurum UEFA ve FIFA tarafından desteklenen önemli taraftar projeleridir.

Türkiye Cumhuriyeti ve Türkiye Futbol Federasyonu hiç zaman kaybetmeden bu kurumların denetimi altında çalışan bir organizasyonu başlatmalıdır ve nitekim Avrupa Konseyi’nin “Spor Karşılaşmalarında Özellikle de Futbol Maçlarında Seyirci Şiddeti ve Kötü Davranışı Konusunda Avrupa Sözleşmesi” 25-09-1986 tarihinde Strazburg’da tüm Avrupa Konseyi Ülkelerince imzalanmış, bu Sözleşme’nin Ülkemizce de imzalanması 3608 sayılı Kanun ile uygun bulunmuştur. Ancak altına imza attığımız bu yasayı halen ülkemizde hayata geçirmiş değiliz, bu kurum Türkiye’de Sporda Güvenlik Platformu yani Taraftar Koordinasyon Merkezi olarak çalışmalarına başlamalıdır.

Taraftar Koordinasyon Merkezi; Ülkemiz sporunda olabilecek şiddet ve benzeri olayları eğitim yoluyla en aza indirecek ve herkesin maçlara güven içerisinde gitmesine hizmet verecek ve her şeyden önemlisi gerek takımlara ve gerekse statlarımıza milyonlarca zarar veren taraftarlardan kurtaracaktır. Evet, 10 yıllık deneyimim bana bunu ülkemizde başarabileceğimi söylüyor.

Saygılarımla.

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.