0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Türkler, Orta Asya’dan çıkıp araya araya bir yurt bulmuşlar ama baş bulamamışlar.
Yaradan bakmış ki bu Türkler asırlardır perme-perişan.
”Bunları güdüp, yönetecek bir baş bulayım” demiş.
Araştırmış, sormuş- soruşturmuş, ana tarafı İbrahim soyundan Futuli’den olma, baba tarafı Pontus Gürcülerinden olma bir Âdem oğlunu Anadolu’ya ASIRLARIN LİDERİ olarak son Türk Devletine bir lütuf olarak bahşetti.
 
O, daha bu göreve getirilmeden önce İstanbul’u Fethetmişti.
İmanı zayıf olan münafıklar: ”İstanbul Fatihi Sultan Mehmet değil miydi?” Diyecekler.
Hatta Anadolu’yu Türklere hediye edeni de ”Alparslan” diyerek cehaletlerini ortaya koyacaklar.
O cahillere deyin ki; ”Türkler yüz yılda bir dahi çıkarır da yeri göğü yaratan isterse bin yılda bin dahi çıkaramaz mı?
 
Türk soyu, Orta Asya’dan kopup gelirken Muaviye bin Yezid’in karşısına başlarında kırmızı çaputlarla çıkan asilerden yana oldular. Aslında kızıl komünistliğin atası onlardır. O nedenledir ki babasını bile alaşağı eden Selefi başı 1.Selim suretine bürünüp, bir gecede kırk bin Kızılbaşı telef eden yine o Asırların Lideri idi.
 
Maraş’ta, Çorum’da, Sivas’ta Selim’in ruhunu hortlattılar…
Şimdi Maçoğlundan kelli komünist kaldı mı?
 
İstanbul’un İmamı olmak istese de onun alın yazısına, ASIRLARIN LİDERİ olarak yazılmıştı.
İmam Hatipte Arapça’dan ve Kuran dan kırık not alıp, Kasımpaşa’da bayat simit satmaya dönecekken Yüce Rabbin kararı, öğretmenlerin merhametiyle kurul kararıyla okuldan atılmaktan kurtulup İmam Hatip Diploması almıştı.
Çanakkale’de İngiliz donanmasını dize getiren aslında Asırların Lideri idi.
 
Ya bismillah deyip, Avrupa ile Asya’yı birleştiren boğaz köprülerini yapan yine o zatı muhteremdir.
Millet at arabası, kağnı ile köyden köye gidemezken oto yollar yaptırdı, her evin önüne en az bir araba çektirerek milleti kağnıdan, eşek sırtından kurtardı.
Elektriksiz köylere bile çamaşır makinası, buzdolabı dağıttı.
 
Ümmetinin itibarını zirveye taşımak için, saray üstüne saray yaptırdı.
O kadar malı-mülkü, sarayları villaları mezara mı götürecek.
Kendisi için çöp bile isteyecek karakterde değilken, ucu açık serveti ümmetinin itibarı için yapmakta…
 
Ülkenin boşu boşuna akan akarsularına barajlar yaptırdı.
Türkiye’de bir tek havaalanı bile yoktu.
İstanbul’a, Ankara’ya İzmir’e, Kayseri’ye yani ne kadar hava alanı varsa Asırların Lideri yaptı.
Hastane bile yoktu. Doktor hep dışarıdan geliyordu.
Her şehre üniversiteler kurdu. Hastaneler açtı.
Türkiye’ yi demir ağlarla o ördü.
Hızlı trenler yaptırdı. Kazalar oldu, insanlar doğar, büyür, ölür. Ölüm insanın fıtratında var.
 
Asırların Lideri, alnı secdeye varıyor diye ne istedilerse verdikleri FETÖ‘nün çaktırmadan, ailesinin, bakanların, yandaşların Türkiye’nin geleceği için istifledikleri dövizleri, hayırsever vatandaş Zarraf’ın inancımız ve imanımız gereği verdiği bahşişleri, cami yaptırmak için ayakkabı kutularında istiflettirdiği Dolarların, Avroların, para sayma makinalarının çeşit çeşit kasaların, mahdumun depolanan servetin sıfırlanmasının görüntülerini, telefon tapelerini ifşa etmesini bağışlamadı.
 
Damatlar, bakanlar, milletvekilleri bağışladı, Bank Asya’nın önünden geçenleri, hapislere tıktı, işkencelerden geçirdi.
Tek tarikat onlar mı? Şimdi diğer tarikatlarla iş tutmaya başladı.
Örnek aldığı Abdülhamit Han Hazretlerinin Osmanlı’da ilk darbeyi yapıp, Meclisi Mebusanı feshedip istiptadı getirdiği gibi; 15 Temmuz Senaryosu ile meclise yaptığı darbeyle; yargıyı, meclisi, yürütmeyi, camiyi, orduyu emrine alıp, karşıtları hapishanelere tıkıverdi.
Devir kötü. Her köşede şer zulası …
Yağmurda beraber ıslandığı, hakkı, hukuku birlikte guguk yaptığı evveli kebirde Hoca Efendi Hazretleri şimdilerin Papaz’ının kazığından sonra dışarıya itimadı kalmadı.
Kendini başkan, damadı hazinenin başı, diğer damadı savaştan sorumlu, Bilal’i eğitime, diğer mahdum gemilerle, İsrail’le ticaret göreviyle ülkeyi aile hanedanı ile yönetmeyi koparınca derin bir nefes aldı.
 
Asırların Lideri, Türkiye’yi dünya lideri düzeyine getirirken, içte; Zillet İttifakı ve CE HA PE  dışta Amerika, Avrupa Mısır  hatta Suudi‘ler karşı saldırıya geçtiler.
Önce döviz terörü ile vurmaya çalışarak Asrın Liderini korkutacaklarını zannettiler…
Gelecekteki yurdu, maddi ve de manevi destek veren baki müttefikiz Katar’a sadece arazi değil,
Tank Palet Fabrikasını sattı.
Ülkenin İtibar için Emir’in saray yavrusu uçağını aldı.
Millet derin bir ohh!  Çekti.
 
Baktılar dövizle zarar veremeyecekler, soğanla, patatesle vurmaya kalktılar.
Asırların Lideri, teröristlerin inlerini (depolarını) bastırırıp soğanları, patatesleri tutukladı
Neymiş? Soğan, patates özel depolarda saklanmazsa çillenir, bozulurmuş!  Yerseniz…
 
Akıllanmadılar, Pato (patlıcan) terör örgütüyle vurmaya kalktılar. Biberleri örgütlediler.
Fiyatları fırlatarak Asırların Liderini zor durumda bırakacaklar.
 
Halbuki vatandaş istediği kadar alabilsin diye Pırlanta’dan, yakuttan, mücevherden kürklerden yat yakıtından KDV’yi kaldırıldı.
Mevsimsiz sebzeye boşuna para harcayacaklarına bu soğuklarda kürklerini giyip, yakutlarını, mücevherlerini takıp takıştırıp, yatlarına binip hayatın tadını çıkarsalar olmaz mı?
 
Suriye’den patates, İran’dan soğan, Kıbrıs’tan biber, Bulgaristan’dan saman ithal ederek yarı fiyatına seçimlerin hatırına Tanzim Satış Mağazalarında vatandaşı besinsiz bırakmıyor.
Vatandaş kilometrelerce varlık kuyruğunda saatlerce beklemeyi göze alıp soğansız kalmıyorlar.
Asırların Lideri sokak sokak 250 gramlık çay dağıtıyor, poşet dağıtıyor.
 
Sizin için Rabia’yı bile değiştirdi. Baş parmağını büküp dört parmağını kaldırıp:
Tek Domates
Tek Biber
Tek Patlıcan
Tek Soğan
Sloganları atıyor.
Yakında ümmeti için pazarı ayaklarına getirip:
”Hadi domatesçiiii, biberci geldiiii!”  Diye seyyar pazarcılık bile yapacak…
 
Yıldız AKALIN