Pek de haksız bir serzeniş değil gibi geliyor bana, çünkü, milletin egemenliğini sağlayacak oy hakkı, oranı ne olursa olsun, kullanmayan kesimin değil, kullanan kesimin egemenliğine dönüşür… Bu gibi haklar, kullanıldığı sürece egemenliğe giden yolu açar… Yoksa bu kesim yeterince bilgilendirilmedi mi..? Ama bir Çin atasözünü hatırlatmakta fayda var… İlgisiz Bilgi Yüktür..! 

 

Yani; insanlara ilgilenmedikleri bir alanda bilgi sunarsanız, bu onlara yük gibi gelir… Peki… Bu konuda Alman vatandaşlığını almış Türklere yönelik ilgi uyandırıcı kamuoyu çalışmaları yeterince yapıldı mı..? ha.ber.com’da bazı çatı organizasyonlarının toplantıları ve Türk kökenli milletvekillerinin görüşleri gündeme getirildi ama, diz boyu da eleştiri aldı… ”Türk kökenli milletvekilleri bizim sorunlarımız dururken nelerle uğraşıyorlar..” veya ” Türk çatı organizasyonlarının başka işleri kalmadı da Tempelhof Havaalanı ile uğraşıyorlar…”  gibi….

Biz acaba neden böyleyiz..? Bir Berlin milletvekilinin, hangi etnik kökenden olursa olsun, Berlin’in yerel sorunları ile uğraşmaktan daha doğal bir görevi olabilir mi..? Berlin’li Türk çatı örgütlerinin, gerek Türk vatandaşlığında kalmış ve gerekse Alman vatandaşlığını almış Türk kökenlilere yönelik her türlü bilgilendirme kampanyaları yapmaları doğal değil mi..? Bırakalım kamuoyu doğru bilgilendirilsin… Ve en önemlisi de, doğru bildiği yolda oyunu kullanarak ” Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir…” sözünün gerçekleşmesine katkıda bulunsun…

Buraya kadar olan bölüm, Berlin Tempelhof Havaalanı referandumu ile ilgili olanlardı… Gelelim ha-ber.com’ un özelliğine…Hatırlanacaktır, yaklaşık iki hafta önce, yurt dışındaki Türk vatandaşlarına ”Oy Hakkı ”konusu, yurt dışında yayın ayapan Türk medyası içersinde, ilk defa bizim sitemizde gündeme getirilmişti ve yaklaşık bir hafta önceki yazımda da ” Oy Hakkına Dikkat ” başlığı ile konuya dikkat çekip, aslında bunun ” Seçme ve Seçilme hakkı ” olması gerektiğini belirtmiştim…

Bizden yaklaşık iki hafta ve benim son yazımdan yaklaşık bir hafta sonra, Avrupa Türk basınının amiral gemisi nihayet koya girebilmiş… Bir tam sayfa ayırmış… Dernek ve çatı organizasyonlarının başkanları aynı benim kuşkularımı dutyuyorlar ama ne onların, ne de AKP Ordu milletvekili sayın Eyüp Fatsa’nın, 1995 yılında değişen Anayasa’nın ilgili hükmünden haberleri var… Biri ” Avrupa Kontenjanı tanınmalı ” diyor, bir diğeri ise Fransa’daki Türk vatandaşlarının oylarının 250.300 bin olmasından ötürü 2 milletvekilliği istiyor… Hele sayın Fatsa hiç kusura bakmasın ama… Anayasayı okumadan buralara kadar gelmiş galiba..? Hatta yeni yürürlüğe giren kanunu bile okumamış sanırım… Milletvekili ya…Herşeyi en iyi bilen durumunda olacak ya…! 3 ile 15 milletvekili olacak… Adeta müjde veriyor… Anayasada yurtdışı milletvekilliği kontenjanı 50 milletvekili olarak belirtilmiş… Gönlünüzden geçen GASP’ı bir defa daha yapar ve 50 sayısını 3’e, 15’e indirgemeye kalkarsanız, yine Anayasaya toslarsınız sayın Fatsa…

Yurtdışı milletvekili adayları, Türkiye’den bir ilden aday gösterileceklermiş…Halbuki kandisinin de el kaldırdığı yasada, yurt dışı seçim bölgelerinin oluşturulması öngörülüyor… Çankaya’da bu konuda iki seçim bölgesi öngörülmüş…müş…. Çankaya’nın bu konu ile ilgisi ne…? İki seçim bölgesi öngörülüyorsa, Türkiye’deki illerden aday gösterilme neyin nesi..? Sayın Eyüp Fatsa…Siz ne dediğinizin farkındamısınız..? Sorumun cevabını biliyorum…Değilsiniz… Peki; değerli ha-ber.com okurları…Siz Türkiye’yi yöneten ve bizlerin kaderini ilgilendiren kararlar alan kadroların ne kapasitede olduklarının farkındamısınız..? Veya en azından şimdi, yavaş yavaş da olsa, farkına varmaya başladınız mı…?

Kalın sağlıcakla efendim…

M.Deniz Olcayto