2

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

DÜŞÜNCENİZ KİRLİ BEYLER

Bilindiği gibi Dünya üzerinde tüm canlı varlığın yaşaya bilmesi için Suya, Havaya, Işığa ve Toprağa ihtiyacı vardır. Biri eksik olduğu anda hayatın devam etmesi mümkün değildir. Bu hayvanlarda bitkilerde kusursuz işler sadece insanda pürüzlü sorunlu çalışır. 

Abdest, yıkanma bunun için çok önemlidir, Hayvanlar parazitlerinden kurtulmak için toprakta bellenir ya da çamurlu bir suya girer debelenir temiz su buldu mu içine girer yıkanır temizliğini tamamlamış olur.

İnsanda böyledir bedenini temizlemek için yıkanır vücudunu ölü bakterilerden temizler bu fıtratı gereğidir. Aldığı gıdalar ve düşüncelerden ötürü bazen asittik bir vücut oluşur, bunu gidere bilmesi için Potasyum, Kalsiyum, Magnezyum, Sodyum bazı minareller ve tuza ihtiyaç duyar. Yani vücudundaki (Ph) değerlerini beli bir oranda tutması gerekir ki asittik bir vücut oluşmasın diye. 

Fakat düşüncelerini çoğu zaman Alkalin yapamaz. Mesela küçük bir derede biriken pislik o bölgeyi kirletirken, Bir gölde biriken pislik çok daha fazla alanı kirletir, şayet bu pislik Denizlere ulaştı mı birkaç ülkeyi birden etkiler, radoaktif düzeydeyse bunun etkisi kırk elli hatta yüz yıl sürer ve o bölgede yaşam son bulur. Düşünce kirliliği için mutlaka bir karşıt görüş bir düşman yaratmak gerekir. Bunun en bariz örneğini Arap yarımadasında görebiliriz, inanç boyutuyla birbiriyle aynı gibi görünseler bile ilişkileri tamamıyla çıkara dayalı birbirini her an sırtından vuran bir topluluk görürsünüz. 

Vücutları Asittik olmuştur, asittik vücut nasıl fazla yaşamazsa bunlarda aynı şekildedir. Bu düşüncelerini yaşata bilmeleri için zaman zaman Paraya, Düşmana, Yalana bazen de sahte kahramanlara ihtiyaç duyarlar. Bunun yayılması büyük kitlelere ulaşabilmesi içinde, insanları gıdasıyla içecekleri ile vücudunu zehirlerken basın yayın TV internet yoluyla düşüncülerini zehirler ve kendisine itaat eden sürüler oluştururlar. Bu ve buna benzer olaylar Türkiye’de son otuz yılda çok görülmektedir. 

Din kisvesi altında toplumlar uyuşturulurken birileri ortaklık yapıp Devletin en namahrem yetilerine kadar sızıp veya ” sızdırılıp” FETO gibi kahramanlar üretilip, çıkar ilişkisi bittiğinde düşman ilan edilip yerine başka uyduruktan kahramanlar üretilmektedir. Dinde buna tamda 

Putperestlik denir. Birileri kalkıp son dönemde yaşanan olayları Çanakkale ile eş değer tutarsa orda yatan beş yüz bin şehidin kemikleri sızlar.

Ali Sönmez