DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİ, GÖREVLERİ, EYLEMLERİ (*)

ABONE OL
18:20 - 01/10/2020 18:20
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

DEMOKRATİK KİTLE ÖRGÜTLERİ, GÖREVLERİ, EYLEMLERİ  (*)

 
Batı dillerindeki Non Governmental Organization – NGO deyiminin karşılığı olarak ülkemizde “Sivil Toplum Kuruluşu” deyimi kullandırılmaktadır. NGO deyimi, İngilizce “Hükümet Dışı Kuruluş” anlamına gelen sözcüklerin baş harflerinden türetilmiştir. “Hükümet Dışı Kuruluş” deyiminin yerine ülkemizde “Sivil Toplum Kuruluşu” deyiminin kullanılması bilinçli bir tercihtir. Oysaki, Türkçe’mizde hükümet dışı yapılanmaları ifade etmek üzere “Demokratik Kitle Örgütü – DKÖ” deyimi bulunmaktadır.
 
Sivil toplum kuruluşu deyimi, toplumda asker ve sivil olmak üzere iki ayrı kesimin bulunduğu gerçeğine özel bir vurgu yapmaktadır. Oysa önemli olan asker ve sivil ayrımı değildir, demokrat olmak veya olmamaktır. Sözlüklerde sivil kavramı sadece asker karşıtlığı değil, “çağdaş, uygar” olarak da tanımlanmaktadır. Sivilleşme (civilization) ise çağdaşlaşma, uygarlaşma olarak açıklanmaktadır. Sivil toplum kuruluşu gibi bir kavramın içeriğinde, birtakım vakıfları, birtakım sözde cemaat ve tarikatları toplumsal ve siyasal yaşamın başlıca unsurları haline getirmek isteği de bulunmaktadır. Toplumu ortaçağ karanlığına sürüklemek isteyen cemaatlerin, tarikatların ve vakıfların demokratik bir yapılanmaya sahip olmadıkları bilinen bir gerçektir. Bütün bunlar ortadayken hükümet dışı kuruluşu, sivil toplum kuruluşu olarak dilimize sokmanın, geleceği şekillendirmek üzere planlanmış emperyalist bir plan ve uygulama olduğu açıktır.
 
Batı toplumlarındaki hükümet dışı kuruluş kavramının asker ya da devlet karşıtlığı gibi bir anlamı yoktur. Bu kavram, hükümetten ya da devletten bağımsız, kendi finansını kendi sağlayan ve çalışanlarının gönüllülük esasına göre hizmet yaptığı kuruluşu kapsamaktadır. Bizdeki Demokratik Kitle Örgütü kavramı da bu tanımla aynıdır ancak sivil toplum kuruluşu bu tanımlamaya uymamaktadır.
 
Demokratikleşmeyi ve çağdaşlaşmayı amaç edinmeyen hiçbir kuruluş demokratik kitle örgütü değildir. Demokratik Kitle Örgütleri, topluma ve ait olduğu gruplara yararlı hizmetler geliştirmek amacıyla kurulmuş, gönüllülük esasıyla çalışan topluluklardır.
 
Tüm Öğretim Elemanları Derneği, kısa adı ile TÜMÖD, ilk kez Mayıs 1975 yılında Ankara’da kurulmuştur. Türkiye’deki üniversitelerde görevli çalışan ya da emekli olan öğretim elemanlarının üye oldukları mesleki bir dernektir. TÜMÖD’ün, 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında diğer pek çok dernek gibi çalışmaları durdurulmuştur. 3 Kasım 1986 tarihinde “Öğretim Üyeleri Derneği” adıyla, merkezi Ankara’da olan yeni bir dernek kurulmuştur. Öğretim Üyeleri Derneği, 12 Eylül 1980 darbesinden sonra kurulan ilk Demokratik Kitle Örgütüdür. Aynı zamanda da, üniversite çalışanlarının kurduğu ilk örgüttür ve tüm Türkiye’de örgütlüdür. 27 Haziran 2008 tarihinde yapılan genel kurul ile adı “Tüm Öğretim Elemanları Derneği” olarak değiştirilmiştir. Tüm Öğretim Elemanları Derneği, çalışmalarını yürütmek üzere, istek olan üniversite merkezlerinin bulunduğu illerde, o ilin adıyla temsilcilik ve şube açmaktadır.
 
Öncelikleri arasında; üniversite kimliği, bilim insanı onuru, özgür düşünce, demokrasi ve ulusallık yer alan Tüm Öğretim Elemanları Derneği, daima bilimin, aklın, özerkliğin, bilim özgürlüğünün, insan haklarının ve hukukun yanında olarak; laik, demokrat ve Atatürkçü Düşünceyi ilke edinmiştir. Kemalist ilke ve devrimlerin ödünsüz ve sonsuz savunucusu olan Tüm Öğretim Elemanları Derneği’nin ilkesi budur, yolu budur, savaşımı budur.  Bu ilkede, bu yolda ve bu savaşımda birlikte olmak, derneğimize güç katmaktadır.
 
Tüm Öğretim Elemanları Derneği’nin tüzüğünün 3. maddesinde tanımlanan amacı şöyledir: “Dernek, yükseköğretim kurumları ile öğretim elemanları arasında ilkelerde birlik ve dayanışmayı sağlamak amacındadır. Üyelerinin her türlü hukuksal, mesleki, akademik ve özlük haklarını, anayasal hak arama özgürlüğü kapsamında korur ve geliştirir, bilimsel çalışmayı özendirir, üretilen bilimi ve bilgiyi yayar; kamuoyunu aydınlatır; yükseköğretimi geliştirici çalışmalar yapar. Üyeleri adına demokratik hak ve özgürlüklerin Atatürk İlke ve Devrimlerinin korunması ve savunulması doğrultusunda kamuoyunu aydınlatıcı etkinliklerde bulunur.”
 
Demokrasi, kısaca halkın geleceğini kendi elinde tutması olarak tanımlanabilir. Bu yüzden halkın bilgi sahibi olabilmesi için okuryazar olması ve bilgi kaynaklarına erişebilmesi zorunludur. Okuryazarlık salt okuma yazma bilmek değildir; okuduğunu anlamak ve özümsemektir. Okuryazarlığın geliştirilmesinde ve demokrasinin güçlendirilmesinde Demokratik Kitle Örgütlerinin önemli işlevleri vardır.
 
Demokratik Kitle Örgütlerinin en önemli görevi üyelerini okuyan, anlayan, sorgulayan, mücadele eden bilinçli, özgür ve etkin bireyler haline getirmektir. Demokratik Kitle Örgütlerinin ülke sorunlarına yönelik topluma yön veren olaylarda, cumhuriyetten ve demokrasiden yana görüşü olmalıdır. Demokratik Kitle Örgütleri, topluma farklı bakış açısı vermeli ve önderlik etmelidir. Topluma önderlik edebilen Demokratik Kitle Örgütlerinin, siyasete de yön verdiği görülecektir.
 
Bugün ülke yönetimde bulunan iktidarın cumhuriyet karşıtlığı bellidir, ancak ne yazık ki muhalefet de ülke sorunlarından ve toplumdan uzaktır. Ülke sorunlarının çözümünde Atatürk cumhuriyeti eksenine inanan Demokratik Kitle Örgütleri bir araya gelerek, beyin fırtınası yapmalı ve yeni yöntemler bularak, çözümler üretebilmelidir. Çünkü bugün toplum siyasi partilerden umut kesmiştir. Bu umutsuz ortamda Demokratik Kitle Örgütlerine büyük işler düşmektedir. Demokratik Kitle Örgütleri yaşadığımız bu sıkıntılı günlerde TBMM’nin önünde oturmak, Atatürk heykellerinin çevresinde nöbet tutmak gibi eylemlerde bulunmalıdır. Hem üniversite, hem lise öğrencileri için burs verilmesi ve yurt yapılması konusunda çok ciddi çalışmalar yapılması gerekmektedir. Demokratik Kitle Örgütlerinin, bir araya gelerek ülke olarak yaşadığımız sıkıntıları çözecek büyük eylemlere imza atma gerekliliği vardır ve bunu sağlamak da, bu çalıştayımızın işlevleri arasındadır.
 

Suay Karaman

(*): 17 Ekim 2014 Cuma, “Okuryazarlık ‘Okuryazarlık’ mıdır?”  Çalıştayı Konuşması

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.