DEMOKRASİDE İLK ADIM

ABONE OL
18:07 - 01/10/2020 18:07
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

DEMOKRASİDE İLK ADIM

Egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olması demokrasinin en önemli ana ilkelerinden biridir. Halkı temsil edenleri seçmek ilk ve en önemli faktördür.

Vatandaşın adına konuşup, kanun çıkarma ve uygulamada etkin olacak milletin vekillerini seçmekle iş bitmiyor. Seçilen milletvekillerini destekliyerek, eleştirerek parti organlarında çalışmaya devam etmek seçmenlerin görevi ve sorumluluğudur.

Türk kökenli politikacıların teşvikiyle geçmişte göçmen politikasında reform yapılmıştır. Onların etkisiyle göçmenlere bilhassa Türklere hitap dili kırıcı, hor görücü ve başöğretmen edasıyla yapılmamaya başlandı. Sığınmacılardan kalıcı olabileceklere uygulanan uyum politikasında yine onlar sayesinde, altmış yıllarında Türk işçilerinde yapılan hatalardan korunmuştur.

Almanya için Alternatif (AfD) hariç her partide Türklere dost, iyi niyetli, olumlu eleştiri yapan Alman politikacıları ve düşünce öncü akademisyen, yazar, filozof ve siyasal bilim insanları var. Buna paralel olarak da Türkiye politikasına pozitif yaklaşırlar. Karar vermeden önce parti tüzüğü ve seçim programlarını okumak şarttır.

Duvar yıkıldıktan sonra Rusya’dan gelen Alman kökenli Ruslara verilen haklar ve destek Türk işçilerine verilmemiştir, tam tersine bilhassa seçim kampanyalarında Türkler yem olarak kullanılmış, hor görülmüş, kötü niyetlilere fırsat verilmiştir.

Her türlü olumsuz deneyimlere rağmen Avrupa’da yaşayan Türkler çok faydalanmış, kendilerini yetiştirmiş ve bilhassa ekonomide anavatanda akrabalerına para havale ederek, her yıl izine giderek dar boğazda hep Türkiye’ye yardım etmiştir.
Almanya ile bağlar iki Almanya’nın birleşmesiyle gevşemiştir. Doğu Almanya kökenli Almanların tarihinde Batı’nın Türkiye ilişkilerini içeren otuz yıllık bir hafıza boşluğu vardır. 

Bu nedenle olsa gerek Avrupa Birliği lokomotifi olan Federal Almanya Başbakanı bayan Dr. Angela Merkel Alman hıristiyan Birliği (CDU) Türkiye politikasında düzeltilemiyecek tarihi hatalar yapmıştır.

Hakimlerin olduğu Berlin’de, hukukun işlediği bir ülkede demokratik haklarını kullanma bilicinde olan Türkiye kökenli
Almanların seçime gideceklerine ben şahsen çok inanıyorum. Zira Alman vatandaşlığı hediye gibi verilmedi. Hak edilerek, mücadeleden bıkmadan alındı. Bir öğretmen arkadaşım otuz yıl Almanca dersi, hem ilkokulda hem yüksekhalkokulunda verdiği halde belge, sertifika göstermek zorunda bırakıldı.

Eski Federal Almanya Başbakanı Gerhard Schröder Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD) ve eski Dışişleri Bakanı Joschka Fischer (Yeşiller Partisi) Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üye olması için çaba gösterdiler. O zaman Türkiye Almanya ilişkilerine paralel olarak 1800 Alman firması Türkiye’de yatırım yapmıştı.

Alman Hür Demokrat Partisi (FDP) daha çok işveren orta sınıfı temsil ediyor.

Avrupa ülkelerini babavatan yapan Türkler anavatanları Türkiye ile ilişkilere göre seçiyor olmaları tesadüf değil. Bu nedenle Türk kökenli Almanların en fazla tecih edecekleri partiler SPD ve Yeşiller. Kapısını göçmenlere açan Sol Parti’yi de seçecekler olacak elbette.

Gazetemiz www.ha-ber.com’ da hala devam eden ankete 30 Ağustos itibarıyla katılım şöyle: 

1131 oy SPD, 342 oy Sol Parti, 314 oy Yeşiller, 259 oy CDU, 132 oy FDP, 54 oy diğer partiler. Ankete katılanların sayısı toplam 2232. Diğer partilere oy vermek veya seçime gitmemek AfD sağcı partinin kazanması, oylarını yükseltmesi anlamına geldiğini söylemek için uzman olmak gerekmiyor.
Türkiye kökenli Alman Devlet Bakanı Aydan Özoğuz’u çöp imha eder gibi, yok edeceğini söyleyen AfD kurucu lideri Alexander Gauland’a savcının soruşturma açması Berlin’de hakimler olduğunu gösteriyor.

Hak, adalet ve hürriyeti yaşadığımız, demokrasisi oturmuş babavatanda görevlerimizi de yerine getirmek borcumuz olduğunu akıldan çıkarmamalıyız.

CDU içinde de Türk dostu, Türkiye ile ilişkinin olumlu olmasını arzu eden politikacılar var. Bu partiye de üye olmalı, desteklemeli. Böylece parti içinde etki edilme imkânı sağlanmış olur. Aynı şeyi kardeş parti Bavyera eyaletinde etkin olan  Hıristiyan Sosyal Birliği (CSU) için söylemek mümkün değildir.

Seçime çocuk ve torunların geleceği için gidecekler. Yalnız Türk kökenli politikacıları seçmeyeceğiz elbette, Aynı zamanda Türkiye kökenli Alman politikacıları da yalnız Türklerin politikacısı olmayacağının bilinciyle hareket etmek, beklenti ve eleştirilerde sınır koyabilecek.

Sevgili okuyacularım, öğrencilerim 1.081.638 Türk kökenli Alman vatandaşından 750.000 seçmen sandığa gidecek. Bir tek kendi oyuyla Başbakan olduğu söylenen Dr. Konrad Adenauer tarihe geçmiştir. Federal İstatistik Dairesi’nin verdiği bu son bilgiye göre 750.000 seçmen seçim sonuçlarına çok etki edebilir. Lütfen, seçim kampanyalarına katılın ve seçime mutlaka gidiniz. Vatandaşlık hakkını henüz alamayan 1.506.113 Türk vatandaşının da, Alman vatandaşı olmaları tesvik edilmelidir.

Dünya’ya umut ülkesi olan, demokrasisi gelişmiş ve oturmuş ekonomisi örnek gösterilen, kurallar ülkesinde bilhassa birinci neslin 55 yıllık emeği var. Onlar yüzme bilmeden denize atıldıkları halde, karaya çıkmayı başaran kahramanlardır. Almanya’nın gelişmesine sağlıklarını kaybederek hizmet etmişlerdir.

Haydi gençler, sandığa giderken onları gönlünüze alın. Adı dahi duyulmamış yüzde beşi geçemiyecek olan diğer küçük partilere oy vermenin, oyları kaybetme anlamına geldiği bilincinde olduğunuza güveniyorum. Almanya’nın çoktan göçmen ülkesi olduğu gerçeğini, kanunla sabitleştirmeye sizler katkı sağlayacaksınız.

Hoşça kalın! 

İlter Gözkaya-Holzhey                       

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.