ÇİFTE VATANDAŞLIK

ABONE OL
18:46 - 01/10/2020 18:46
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Yürürlükte olan 1982 anayasasının vatandaşlıkla ilgili maddesi şöyle düzenlenmiş:

„Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türktür.

Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türktür.

Vatandaşlık, kanunun gösterdiği şartlarla kazanılır ve ancak kanunda belirtilen hallerde kaybedilir.

Hiçbir Türk, vatana bağlılıkla bağdaşmayan bir eylemde bulunmadıkça vatandaşlıktan çıkarılamaz.

Vatandaşlıktan çıkarma ile ilgili karar ve işlemlere karşı yargı yolu kapatılamaz.”
Bu maddeyi yorumlamadan ve ne anlama geldiğini tam olarak kavramadan Almanya’yı ve kurulacak CDU-CSU / SPD koalisyonunun çifte vatandaşlıkla ilgili olarak anlaştıkları noktayı yorumlamak, küçümsemek, az saymak, daha kapsamlı bir biçimini beklemek, deyim yerindeyse, abesle iştigâldir.
T.C. Anayasası’nın vatandaşlığı düzenleyen bu maddesinin 3. Paragrafından sonraki açıklamalar, tam da, zurnanın zırt değil, zart dediği yerdir.

Çünkü; ondan sonraki açıklamalar yurttaşlıktan çıkmaya olanak veren açıklamalardır.

Bu madde böyle kaldığı sürece Alman; Hristiyan demokrat da olsa, Hristiyan sosyal de olsa, sosyal demokrat da olsa, hatta sol, yeşil, liberal falan da olsa fark etmez.

Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olana; „Almanya yurttaşı olmak istiyorsan önce Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlığından çık!” der ve haklı olur.

Hani bir atasözümüz, “İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batır!” der ya…

Aynen öyle…

İğneyi Türkiye’ye batırmadan, çuvaldızı Almanya’ya batırmanın bu sorunu çözeceğine inanmak safdillikten öte bir şey değildir.

Neden anayasanın bu maddesini 4. Paragrafının „Hiçbir Türk, vatandaşlıktan çıkarılamaz.” biçiminde değiştirilerek noktalanmasını istemiyoruz?

Bu değişikliğin yapılmasını gerçekleştirelim ve ondan sonra Almanya yurttaşlığı için başvurumuzu yapalım.

Eğer; o zaman Almanlar bize, „Türkiye sizi yurttaşlıktan çıkarmıyor. Biz de o nedenle size yurttaşlık hakkı vermiyoruz.” derlerse, koparalım kıyameti. Dünyayı başlarına yıkalım.

Hükümetin yurtdışı Türklerden sorumlu Devlet Bakanı Bekir Bozdağ’ın sallamalarını dinlediniz mi bilmem.

„Opsiyon modeli insan haklarına aykırı bir modeldi. Kaldırılmasını memnuniyetle karşıladık. Ancak; yurttaşlarımıza çifte vatandaşlık konusunda varılan koalisyon anlaşmasını da yeterli bulmuyoruz.” anlamına gelen şeyler yumurtladı hazret.

Alman, „Sen önce kendi ev ödevini yap! Sonra bana laf yetiştirirsin.” derse, haksız mı olur?

Bana göre bizimkilerin bu konuda söyleyecekleri hiçbir şey yoktur. Salmışlar bizi zamanında çayıra, şimdi de mevlam kayıra…

Onlar gölge etmesinler, başka ihsanlarını istemeyiz.

Hangi sorunumuzu çözdüler de bunu da çözecekler?

„Almanya Sosyal Demokrat Partisi’ni günah keçisi yapmadan önce konuya bir de bu pencereden baksak.” diyorum.

Koalisyonun bu konuda vardığı uzlaşmayı ben de yeterli bulmuyorum. Yıllarını bu ülkeye vermiş, bunca yıldır bu ülkede yaşayan ve bu ülkeye yerleşen, ama; bu ülkede dünyaya gelmediği için çifte vatandaşlık hakkını alamayan tüm yabancılara çok büyük bir haksızlık yapıldığı apaçık ortadadır.

Sözün özü; sorunun bu biçimde olmasının ve bu biçimde kalmasının önde gelen sorumlusu bizim anayasamızdaki yurttaşlık maddesidir.

Becerebiliyorsak; hiç umudum yok ama, baskıyı, bu maddedeki değişiklik için, bizimkilere uygulayalım.

Siz; bir dönem SPD den eyalet parlamentosuna milletvekili de seçilen Bay Profesöre aldırmayın!

„Tek suçlu SPD dir.” demek haksızlık olur.

Hasan Arslan
Türkçe Öğretmeni

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.