CHP KURULTAYI

ABONE OL
18:59 - 01/10/2020 18:59
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kamuoyunca beklenmekte olan kurultay tarihini nihayet açıkladı. Kurultay gerekli miydi? Evet, hem de çok. Çünkü parti meclisindeki parçalanma, söylem farklılıkları CHP açısından her geçen gün olumsuz bir sürecin işlemesine neden olmakta.

Kılıçdaroğlu, parti içi gruplardan çok, halkın istediği bir liderdir. Son yıllarda hiçbir siyasetçiye nasip olmayacak büyük bir halk desteğini arkasına aldı. CHP’ye oy veren, vermeyen herkesin sempatiyle baktığı, ülkemizin geleceği açısından umut beslediği birisidir Kemal Bey. Halkın bizden biri dediği alçakgönüllü bir siyasetçi.

Peki, Kılıçdaroğlu’nun halkın gönlünde böylesine yer etmesinin nedeni nedir? Şaban Dişli, Dengir Mir Mehmet Fırat ve Melih Gökçek tartışmalarında gösterdiği kararlılık ve sabır onun iddialarındaki haklılığını gösterdi. Halk, kendi hakkını arayan ve bu konuda kararlılık gösteren bir siyasetçiye sahip olmanın gururunu yaşadı. Güvenilmeyen siyasette, güven duyulan birinin çıkması halkın umudunu arttırdı. Yolsuzlukların üzerine giden cesur, kararlı bir siyasetçi. Son yıllarda yurttaşların aradığı bir kahraman. Yine bu tartışmalar öncesinde bir televizyon kanalındaki yolsuzlukların anlatıldığı programdaki (her hafta yayımlanmaktaydı) kararlı tutumu Kılıçdaroğlu’nun halkın gönlünde yer almasını sağladı.

Kısacası, Kemal Kılıçdaroğlu, Türk halkının yolsuzluklara karşı savaşacağına inandığı bir siyasetçidir. İşte, onu, CHP Genel Başkanlığına getiren de budur. Halkın gücü ve güvenidir. Bu nedenle de hiçbir hizbe, gruba, kişiye karşı siyaseten bir borcu yoktur.

Kılıçdaroğlu, yeni parti meclisi listesini oluştururken bu durumu unutmamalı, önceki kurultay sonuçlarından dersler alarak yeni vesayetler altına girmemelidir. Siyasetin kirli dehlizlerinde yol alan kişilerden uzak durmalı, böylelerinin parti yönetiminde yer almalarını da önlemelidir.

Siyasal ve kişisel yaşamında hiçbir üretkenliği olmayan, politik yaşamını bir hizbin sadık üyesi olarak parlatanlardan da partiyi sakınmalıdır. Bir gruba biat ederek cumhuriyetin özgür yurttaşı olunamaz.

Kılıçdaroğlu’na şunu anımsatmak isterim. “Büyük adamlar, büyük adamlarla çalışır.” Bu sözün içeriğini iyi anlamak için Atatürk’ün çevresindeki kişilere bakmak yeterlidir. Devrimleri yapan bu kadroda bir tane çapsız adam görmek mümkün müdür? Gerektiği zaman Atatürk’ü bile eleştiren bir idealist kadrosu vardı büyük önderin. Yağcıların, günü kurtarmak isteyenlerin, kişisel çıkar peşinde koşanlarla Atatürk’ün işi olmamıştır.

Şimdi tüm hizipler, mezhep ve etnik köken siyasetçileri, hemşeri lobicikleri, türlü grupçuklar, geçmişin başarısız, sözde ağır topları kabul edilen politika cambazları parti yönetiminde yer almak için bin takla atmaktalar. Yıllardır, CHP iktidar olamıyorsa bu işin başlıca sorumlusu bu siyaset oligarşisidir. Bu kişileri Kılıçdaroğlu’nun cilasıyla parlatmaya gerek var mıdır? “Bir baş soğan, bir kazanı kokutur.” atasözü anımsanmalı ve bu kişilerden CHP yönetimi uzak tutulmalıdır.

Kılıçdaroğlu’nun ve CHP’nin iktidara yürümek, aydınlık bir Türkiye’nin yolunu açmak için toplumsal çıkarı her şeyin üstünde tutan, bilinçli, üretken, özgür bireylere, partililere gereksinimi vardır. Gerektiğinde genel başkana “Yanlış yapıyorsunuz.” diyebilecek, eleştiriyle çamur atma arasındaki farkı ayrımsamış CHP’lilerle yürümeli Kılıçdaroğlu.

18 Aralık Kurultayı CHP’nin önemli bir dönüm noktası olacak. CHP ya geçmişin yüce çınarı, devrimci partisi olarak yoluna devam edecek ya da liberal bir dönüşümle bu kokuşmuş düzene payanda olacak. İşte, büyük yol ayrımı!

Türkiye’nin devrimci, Atatürk’ün yolunda doludizgin koşacak bir CHP’ye o kadar çok gereksinimi var ki…

Adil Hacıömeroğlu

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.