BÜYÜK MACERA

ABONE OL
18:52 - 01/10/2020 18:52
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

Son haftalarda Suriye konusunda gerek ülkemiz yöneticilerinden, gerek Batılılarda, gerekse Arap Birliği ülkelerinden sürekli açıklamalar gelmekte. Suriye adeta bir kuşatma altında. Enerji ve para kavgası sürerken yoksul Suriye halkı kurban edilmekte.
Emperyalistlerin koyduğu adla ”Arap baharı”, benim söylemimle ”Arap Zemherisi” başladığından beri emperyalistlerin hedefe oturttuğu ülkeler, az da olsa ulusal bilinci gelişmiş ve kadın haklarının biraz olsun yaşandığı yerlerdi. İnsan haklarının ”i”sinin, demokrasinin ”d”sinin olmadığı petrol zengini ve ABD denetimindeki Körfez ülkelerindeki keyfi aile yönetimlerinin uygulamaları tartışılmamakta. Çünkü bu ülkeler, göbeğinden ABD’ye bağımlı ve petro dolarlar Batılı emperyalistlerin emrinde.

Demokrasi kahramanı(!) RTE, Kaddafi’nin devrilmesi sırasında biraz geride kalmanın psikolojisiyle Suriye konusunda başrol oyuncusuymuş gibi davranmakta. İkide bir Esat’a ”Çek, git!” demekte, Ortadoğu’nun efesi gibi davranmakta. Dışişleri bakanı Davutoğlu’nun da öne çıkma merakı buna eklenince Türkiye, fırtınalı bir denizde büyük bir maceraya yelken açmakta.
Malatya Kürecik’te kurulan füze savunma sisteminin ülkemizi savaşın tarafı yapacağını sorumluluk sahibi herkes söyledi; dili döndüğünce, nefesi yettiğince uyarıda bulundu. AKP hükümeti sözcüleri, Kürecik’le gerçeği kamuoyundan hep sakladılar. ”Mızrak çuvala sığmaz.” atasözünü unutmuş göründüler. Amerika’nın Avrupa Ordusu ve Yedinci Ordu Komutanı Korgeneral Mark Hertling, Malatya Kürecik’teki füze kalkanı sisteminin faaliyete geçtiğini açıklayınca gerçek ortaya çıktı. Yani ABD-İsrail’le İran arasında bir savaşta, ülkemiz toprakları kullanılacak. Böylece Türkiye komşusu Müslüman bir ülkeye karşı savaşa girecek. ”Askerlerimiz, Türkiye’nin güneyinde bulunan radar tesislerine yerleştirildi” diyen Hertling, her şeyin planlandığı gibi ilerlediğini kaydetti.” Bu sözler ABD’li komutana ait, yoruma gerek var mı?
İran’a saldırı hazırlıkları Kürecik’te tam gaz sürerken Suriye’ye müdahale biçimi de masaya yatırılmakta. ”İnsani yardım koridoru açmak için seçenekler düşünülmekte. Bu nedenle de Türkiye, İran konusunda olduğu gibi Suriye’de de cepheye sürülmekte. Zaten AKP hükümeti de çok hevesli bu konuda. Kendilerince kahraman olacaklar ya… İnsani yardım koridorunu açmak için ne gerekiyor? Askeri güç tabi ki… Dış müdahale olmadan Suriyeli isyancıların bulunduğu kentlere koridor açmak olanaksız. Bu da savaş demek. Erdoğan-Davutoğlu ikilisinin Suriye fatihi olmak için can attıkları çok açık.
Dış müdahaleler sonucunda parçalanmış, etnik ve inanç temelinde bölünmüş, Irak’a dönmüş bir Suriye’nin en çok zarar vereceği ülke Türkiye.
Suriye ile kültürel ve sosyal yapı itibarıyla çok benzeyen iki ülkeyiz. Oradaki bölünmeler, düşmanlıklar bize de yansıyacak. Sahte kahramanlar çıkarma adına böylesi tehlikeli maceraya değer mi hiç.

Adil Hacıömeroğlu

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.