BİRİ BİZİ ALDATIYOR

ABONE OL
18:05 - 01/10/2020 18:05
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

BİRİ BİZİ ALDATIYOR

Ben; ona, Prof. İsmet Yılmaz’a yani, “Millî Eğitim Bakanı” diyemiyorum. Demiyorum. Gayri millî Eğitim Bakanı daha çok yakışıyor ona.

Bir açıklama yapmış ve „Okullaşma oranı yüzde 95“demiş, demiş de konuyla ilgilenenler, eğitim dalındaki sarı olmayan sendikaların başkanları da; „Kızlar okulda yok! “ diyorlar.

Ne korkunç bir saptama değil mi?

Kızlar okulda yoklar.
Eğitim İş Genel Başkanı Orhan Yıldırım örneğin: “Bu çok yanıltıcı bir bilgi. OECD ülkeleri arasında okul terk oranı en yüksek ülkeyiz. Dağınık yerleşimden dolayı eğitime erişememe oranı bile bakanı yalanlıyor.” diyor.

Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan da; “Türkiye’de kadınların yüzde 71’i lise altı düzeyde bir eğitim almıştır. Sadece yüzde 17 si lise ve dengi ve yüzde 12’si de lise üzeri eğitime erişebilmektedir.” diyerek yalanlamış Gayrimillî Eğitim bakanı Profesörü.

Bay Bakan; Bursa’da yaptığı konuşmada, „Kız çocuklarımızın ortaöğretimde okullaşma oranı yüzde 82, yükseköğretimde ise yüzde 44 tür.” demiş.
Bu durumda ya bu Prof. Bakan yalan söylüyor ya da sendika başkanlarının açıklamaları yalan.

Sizce kim yalan söylüyor?

“Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz!” diyenler haklılar. Ben de onlar gibi düşünüyorum.

Eğitim Sen Genel Başkanı Aydoğan şöyle sürdürmüş açıklamalarını:

“Son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğu evlendirildi. “
Son 6 yılda 142 bin 298 çocuk doğum yaptı. „
„Kadınların özellikle örgün eğitime katılımının erkeklere göre daha kısıtlı olması yaşamın birçok alanına da katılımlarını kısıtlamaktadır. Eğitim düzeyi yükseldikçe kadınların örgün eğitime katılım oranı düşmektedir. “
„Cinsiyet ayrımcılığı AKP ile başlamamıştır fakat AKP’nin cinsiyet ayrımcı politikalarıyla derinleşmektedir. Örgün ve yüksek eğitimde var olan cinsiyet farkı kapatılmamıştır. “
„Kadınların net okullaşma oranları açık öğretim hariç tüm düzeylerde erkeklerden geri durumdadır. İlkokuldan ortaöğretime geçişte kadın öğrenci kaybı erkeklere göre yoğunlaşmıştır. Kadınların yükseköğretime erişim oranı daha düşüktür.”
Budur bu kifayetsizlerin iç acıtan eğitim politikalarının sonucu.

Bu politikayı “eğitimde cinsiyet ayırımı politikası” olarak adlandırmak yanlış mıdır sizce?

Eğitim İş Sendikası Başkanı Yılmaz’a göre; kız çocuklarımızın büyük kısmı, 4+4+4+ sisteminin uygulanmasından sonra, ilk 4 bitince okula gönderilmiyorlarmış.

OECD ülkeleri arasında okul terk oranlarının en yüksek olduğu ülke Türkiye’ymiş.
Türkiye’de çocuklar okulları terk ediyorlarmış.

Okulu terk eden öğrenci oranının yüksek olduğu bir ülkede yüzde 95 yanıltıcı bilgiden başka bir anlam taşımaz.

Güneydoğu’da okullaşma oranı yüzde 67 olarak ortadayken bu oranı diğer bölgelerdeki oranlarla yüzde 95’e çekmek olanaksızdır.

Bir bölgedeki yüzde azlığını başka bir bölgedeki yüzdelik fazlalığıyla kapatmaya çalışmaya biz; “katakulle” diyoruz.

Bu Gayrimillî Prof. Bakan bir katakullecidir.

Kız çocuklarımızın okula gönderilmediklerini, çalıştırıldıklarını ya çocuk yaşta evlendirildiklerini ya da mahalle baskısıyla evde kalmaya mahkûm edildiklerini bildiğinden de adım kadar eminin.

Bu katakulleci Prof. Bakan, bu okullaşma oranını hangi silindir şapkasından çıkardıysa açıklasın bir zahmet!

Taşımalı eğitim uygulamasına geçildikten sonra kızlarımızın bu sistem yüzünden okula gönderilmedikleri de ayrı bir gerçektir.

Bir gerçek de liseye devam edemeyen öğrencilerin oranı kızlarımızda yüzde 40, erkeklerimizdeyse yüzde 35 miş sendika başkanlarının açıklamalarına göre.

Dedim ya; biri bizi aldatıyor.

Kim mi?

Tanrı aşkına!

Bu soru da sorulacak soru mu şimdi?
 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.