BİR KERE

ABONE OL
18:12 - 01/10/2020 18:12
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

BİR KERE

“Anayasayı bir kere ihlal etmekten bir şey olmaz” diyen Turgut Özal ile demokratik düzen yara almaya başladı ve yasalara saygı yerini hukuksuzluğa bıraktı. Günümüzde de sürekli hukuksuzluğun yaşandığı, devlet yönetiminde tarafsızlığın bitirildiği, her türlü baskı ve tacizin yoğunlaştığı bir dönem yaşamaktayız. Başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere insanlarımızı koruma görevi bulunan devletimiz, çarpık yönetim anlayışı yüzünden diğer birçok görevi gibi, bu görevini de yerine getirememektedir.

Karaman’da, Ensar Vakfı üyesi bir öğretmenin 45 erkek çocuğa cinsel istismar uygulaması toplumda büyük nefret yaratmıştır. Bunun ortaya çıkması üzerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’nun yaptığı açıklama nefretin de ötesinde tiksindiricidir: “Bu tür tecavüz olaylarına bir kere rastlanmış olması hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumumuzu karalamak için gerekçe olamaz. Biz Ensar Vakfı’nı da tanıyoruz, hizmetlerini de takdir ediyoruz, bir kere gerçekleşmesi, hizmetleri ile ön plana çıkmış bir kurumu lekelemek için gerekçe olamaz.” 

Çocuklar konusunda hassas olduklarının iddia eden bu örtülü bakanın söylediği gibi Karaman’daki olay Ensar Vakfı’nın ilk olayı değildir. 2008 yılında Çorum’da çocuk istismarıyla gündeme gelen Ensar Vakfı’nın Çorum Şube Başkanı olan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni 52 yaşındaki Zekai İşler, iki kız öğrenciye tecavüz suçlamasıyla hapis cezasına mahkum edilmiştir.

Nisan 2015 tarihinde Artvin Ensar Vakfı tarafından, Kutlu Doğum Programı kapsamında konferans vermesi için konuk edilen Ensar Vakfı kurucularından Mustafa İslamoğlu, 1980 yılında 12 yaşındaki bir erkek çocuğa cinsel istismarda bulunmaktan yargılanmış ve üç yıl hapis ceza almıştı.

Rize İl Özel İdare Genel Sekreter Yardımcısı, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Rize İl Sosyal Hizmetler Müdürlüğü ve Kızılay Rize Şube Başkanlığı görevlerini yürüten ve daha önce de Ensar Vakfı Rize Şubesi Başkanlığı yapan 56 yaşındaki Mehmet Nuri Gezmiş, küçük yaştaki 2 erkek çocuğa cinsel istismarda bulunduğu suçlamasıyla bu yılın Ocak ayında tutuklanmıştı.

Ensar Vakfı, kendi tanıtımını şu sözlerle yapmaktadır: “ülkemiz insanının manevî dinamiklerini zenginleştirmek, ilmi, fikri ve ahlaki yönden gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla 1979 yılında kurulmuş ve kurulduğu günden bu güne dek bu amaca ulaşabilmek için çeşitli alanlarda faaliyet göstermiştir.” Vakıf yurtlarında ve vakıf üyeleri tarafından yapılan cinsel tacizlerin, insanların ahlaki yönden gelişmesine nasıl katkıda bulunduğu anlaşılamamaktadır. Ensar Vakfı toplantılarında enkazdan söz edenlerin, asıl amaçları tecavüzlerin üstünü örtmektir. 

“Dindar nesil yetiştireceğiz” diyenlerin, tecavüze uğramış nesil yetiştirdikleri tüm açıklığıyla görülmektedir. Hep din ahlakından ve terbiyesinden ahkam kesenlerin, ahlaklarını da, terbiyelerini de hep birlikte ibretle görüyoruz. Türkiye, dünyada çocuk tacizi, özellikle cinsel taciz sıralamasında üçüncü sırada yer almaktadır. Bu tablo geleceğimiz adına ürkütücüdür. Ülkemizde cinsel tacize maruz kalan çocukların oranı en az %25 seviyelerindedir ve bu çocukların %30’u 2-5 yaş, %40’ı 6-10 yaş, %30’u 11-17 yaş grubundadır. 

Karaman’daki son olay için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanının “maalesef biz bütün hassasiyetimizi göstermemize rağmen toplumumuzda böyle olaylar ile karşılaşıyoruz ki bu da bir gerçeğimiz. Buna da toplumsal olarak başka bir açıdan bakmamız lazım” sözleriyle ne demek istediği, neye vurgu yapmak istediği anlaşılamamıştır.

Bu konuyu TBMM gündemine getiren MHP’nin, çocukların her türlü istismardan korunması, yaşanan sorunların tespit edilmesi ve çözüme yönelik çalışmalar yapılması konusundaki önergesinin gündeme alınması AKP oylarıyla kabul edilmedi. İşte böylece AKP’nin gerçek yüzü bir kez daha görülmüştür.

Özellikle AKP iktidarıyla birlikte kadın ve çocuklara yönelik cinsel taciz olaylarında artma görülmüştür. Bunun nedenlerinden birini de, İslam anlayışını sapıklık ve pedofili temelinde görenlerin, ortaçağın karanlık zihniyetine özlem duymalarında aramak gerekir. Siyasi iktidar tarafından eğitimin dini vakıflara bırakılması sonucunda çocuklara yönelik tacizlerin yaşandığı bir gerçektir.

Yaşanan bu olayların çağdaş ve laik olmayan, ortaçağ karanlığından kalma siyasi iktidar ve yozlaştırdıkları eğitim ile çözülemeyeceği de bellidir. “Bir kere”, “bir kere” diyen siyasi iktidar, ülkemizi her konuda derin açmazlara sürüklemiştir. Bir kere örgütlü mücadele ile bu çağdışı yönetimden kurtulacağımızın bilinmesi gerekir.

Suay Karaman

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.