BAŞYÜCELİK
Millet Meclisi yok, Yüceler Kurultayı var.
Kurultayın üyeleri en iyiyi düşünenler ve en iyiyi yapanlardır.
Kurula üye olmanın koşulu vecd ve aşk içinde yaşamaktır. Bu kurulun üyesi kendi nefsini asla düşünmez. İhtirası da yoktur. Son derece cömerttir.
Göreve yakışmayan bir davranış, bir eylem içinde olmamak koşuluyla kurultay üyeliği bir yaşam boyudur.
Yaş sınırlaması da var 101 üyeli kurultayda. En genç üye 40 yaşından genç, en yaşlı üye 65 yaşından yaşlı olamaz
Üyeler halkın değil, Hakkın seçtikleridir.
Bunlar kendi aralarından bir Başyüce seçerler.
Bu Başyüce, devletin başıdır. Devlet onun tapulu malı, vatan tapulu arazisidir.
Beş yılda bir yapılan göstermelik seçimi kazanmak koşuluyla ölünceye kadar Başyücedir.
101 üyenin yüzde yetmişbeşinin güvensizliği durumunda bu Başyüceyi tahtından indirme olanağı da var sistemde.
Kurul üyelerinin yüzde kırkını ardına alabilirse Başyüce, kurul üyelerinin yeniden seçilmesi kararını da alabilir tek başına.
Seçim istediği gibi sonuçlanırsa Başyücenin yanında yer almayan yüzde altmışa yol görünür. Yerlerine yeni biatçılar seçilirler.
Ama; tersi olur da kaybederse Başyüce seçimi, bu kez de ona yol görünür. Kurul yeni bir Başyüce seçer.
Başyüce; ulusu kendi kişiliğinde tekleştiren bir yüce başörnektir.
O; ulusun göz önündeki en ahlâklı, en bilgin, en akil kişisidir.
Yasalara aykırı tek buyruk çıkmaz ağzından. Bu nedenle her buyruğu karşı çıkılamaz bir yasa niteliğindedir. Ne buyurursa buyursun bu buyruk kesindir.
Yürütme;, en büyüğünden en küçüğüne, tüm üyeleriyle onun adına iş görür. Adalet onun adına işler.
Başkomutandır. Tüm orduların başıdır Başyüce.
Genel Kurmay Başkanı Başyücenin karbon kâğıdıdır.
Başbakan ve kabinenin 11 Bakanını da o atar.
Bunların çalışma alanları – onlar buna dava diyorlar – da 11 dir.
Neden 11 mi?
11 işte! O kadar!
Sorgulamak yok! Biat kültürünü unutma!
• Ruh ve Ahlak Davası,
• Umumi İrfan Davası,
• Köy ve Köylü Davası,
• Şehir ve Umran Davası,
• Ordu Davası,
• Dış Münasebetler Davası,
• Bütün Neşir Vasıtalarını Murakabe ve Himaye Davası,
• İş Emniyeti ve İş Sahaları Arasında Ahenk Davası,
• Nüfusu Çoğaltma, Güzelleştirme ve Sağlamlaştırma Davası,
• Milli Servet ve İktisat Davası.
Eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, çalışma, bayındırlık, enerji, maliye, savunma falan… Fasa fiso…
Bu konularda yapılan tüm işleri denetleyecek kuruma da Yüce Din Dairesi deniliyor Başyücelikte.
Dairenin başını da Başyüce belirliyor.
Yüce Din Dairesi, iç telkin, dış propaganda, dini öğretim, din vazifelilerini yetiştirme ve kadrolaştırma işlerini de üslenir. Bu daire, Başyücenin danışma merkezidir aynı zamanda.
Bu sistemde bir de Halk Divanı vardır. Ne işi mi yapar? İşi abesle iştigâldir, o kadar. Göstermeliktir yani.
Başyücelik devleti, Platon’un ideal devletine İslamcı bir öykünmeden başka bir şey değildir aslında.
Bütün bunları neden mi yazdım?
Bir bakın çevrenize ne olur! Oralarda bir yerde bir BAŞYÜCE görmüyor musunuz?
YÜCE DİN DAİRESİ’ni ve onun başındaki oğulcuğu da fark etmediniz?
E! O zaman ne diyeyim size ben?
„Kabahat sende demeye dilim varmıyor ama; kabahatin büyüğü de sende be kardeşim!“ mi?
Bugün 19 Ekim 2014. BAŞYÜCELİK devletinin „YA ALLAH BİSMİLLAH“la ilânına 10 gün kaldı şunu şurasında.
Hasan Arslan
