BASIN ÖZGÜRMÜŞ, NEREMİZLE GÜLSEK
“Bakıyorsunuz bir Tahşiye olayı çıkıyor, bu olaydan dolayı bir operasyon. Hemen olay basın özgürlüğü, basın özgür değilmişe dönüştürülüyor. İddia ile konuşuyorum.
Ne Avrupa ’sında ne de diğer ülkelerinde, Türkiye’deki basın kadar özgür bir medya yoktur.(Yüklemin „vardır“ olması yazım kuralıdır.
Badem’in o kuraldan haberi varsa eğer bıyıklarımı keserim. HA) Bunların hepsini gördük. Sıkıysa siz oralarda kalkın, Cumhurbaşkanına, Başbakana saldırın, saldıramazsınız. Amerika’da, Almanya’da, Rusya’da yapamazsınız. Bunların yüzüne yüzüne, onların görsel medyada çıkan şeylerini önlerine koymanız lazım.“ (06. 01. 2015 Radikal)
“Gazeteci sadece kalem tutmuyor ki, yeri gelir silah tutar. Cezaevlerinde olanların sayısını hesap kitap yapıp baksınlar. Türkiye aleyhine propaganda yapıyorlar. Dünyanın hiçbir yerinde medya Türkiye’deki kadar serbest değildir” (Aktif Haber 26 Aralık 2014)
“Aynen o dergiden alıntı yapmak suretiyle veriyor. Bu ülkenin yüzde 99’u Müslümandır. Sen hangi ülkede yaşıyorsun ya? Kimsenin kutsalına bu şekilde hakaret edemezsin. Böyle yaptığın sürece tahrike davet ediyorsun. Bu yazık ki bu tür adımlar ülkenin birliğini bozmaya yöneliktir. Israrla bunun üzerine gidilmesi düşünce özgürlüğü değildir.” (Cumhuriyet 18 Ocak 2015)
Hele de karikatürler ve karikatürcüler!
Hiç kimseden çekmediler Badem’den çektikleri kadar.
9 Mayıs 2004 tarihinde Cumhuriyet gazetesi çizeri Musa Kart’ın Türkiye’deki İmam Hatip Liselerini ip yumağı, Badem’i de ip yumağına dolanmış olarak tasvir edip çizdiği karikatürüne dava açar Hazret-i Sultan.
Badem, kendisini kedi olarak betimleyen Cumhuriyet Gazetesi çizeri Musa Kart’tan 5 bin YTL, başka bir karikatür nedeniyle Evrensel Gazetesi aleyhine açtığı davadansa 10 bin YTL manevi tazminat kazanır.
Penguen dergisindeki 8 karikatürist bu davaları protesto için bu karikatürler çizerler.
Tayyipler Âlemi, Penguen dergisinin 24 Şubat 2005 tarihinde yayınlanan 127 nolu sayısının kapağında Recep Tayyip Erdoğan konulu karikatürlerin tamamına verdiği isimdir.
Boş durur mu Badem? Savcılığa; “Başbakan Erdoğan’ın kişilik haklarına saldırı” savıyla basar dilekçeyi. Penguen Dergisi’nin sahibi Erdil Yaşaroğlu ile Pak Yayıncılık’tan 40 bin YTL manevi tazminat talep eder.
Ama; ne yazıktır ki, Ankara Birinci Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davanın 14 Şubat 2006 tarihli duruşmasında yargıç, tarafların görüşlerini aldıktan sonra, davanın reddedilmesine karar verir.
Leman dergisi, 6 Temmuz 2006 tarihli sayısına , ”Reco Kongo Kenesi Türkiye’nin Anasını Ağlatıyor” başlığı ile kapak yaptığı ve bir vatandaşın sırtına Kırım Kongo hastalığına neden olan bir kenenin bindirildiği Mehmet Çağçağ’ın karikatürü koyar.
Kapak nedeni ile Leman dergisi aleyhinde Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatları Fatih Şahin ve Muammer Cemaloğlu tarafından; Başbakanı kan emici, habis ve parazit bir hayvan olan keneye benzeten karikatürün kişilik haklarına tecavüz niteliğinde olduğu, Erdoğan’ın küçük duruma düşürülerek eleştiri sınırları aşıldığı savıyla Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 25 bin YTL’lik manevi tazminat davası başvurusu yapılır. Dava açılır.
Dava; karikatürün, dünyada en pahalı benzin kullanan Türk halkının tepkisini, en yüksek vergi veren yurt insanının dileklerini tepkisel olarak anlatmak amacıyla çizildiği, Kırım Kongo kanamalı hastalığına yol açan kan emici kenenin dünyada bilinen bir varlık, benzetmenin de Erdoğan’ın kişilik haklarına saldırı değil eleştiri hakkı olduğu vurgulanarak reddedilir.
Bugünlerde hem Badem’i hem de O’nun kopya kâğıdı başbakanını iyi izleyin!
Onlara; yandaş mı, yalaka mı daha yakışır, bir de o basın çalışanlarını ekleyin!
Ağızlarından, kalemlerinden çıkardıkları salyalara ve zehire bir kulak verin, bir göz atın!
Ondan sonra karar verin lütfen bunların basın özgürlüğüne ilişkin yaptıkları açıklamalara nerenizle güleceğinize!
Basın özgürmüş!
Dağıtım araçlarını durdurup Cumhuriyet’e el koyan, ağzı salyalı kuduz köpeklerini gazeteye salan da benim.
Hasan Arslan
