0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Bir ülkede hakkını aramak istiyorsa vatandaş, yakıp yıkmakla olmaz. Meydanlara inip market yağmalamakla hiç olmaz. Hükümete kızıp ta ortalığı karıştıracak muhalefete de karşıyım.

Peki hakkımızı nasıl arayacağız?

Hak siyasetçilerden birey olarak istenmez. Muhalefet ya da hükümet hiç fark etmez. Hakkını almak için organize olacaksın. Bu organize olmak işi, sosyal medyadan filan olmaz. Mesaj atıp, resim paylaşmakla hiç olmaz. Okuyanlar için “vicdani tatminden” öte hiçbir yol alamazsınız.

Tek çare sivil toplum kuruluşlarıdır. Kısaca söyleyeceksek “STK “ lar tek kurtuluş yoludur. Nedir bu STK’lar derseniz;

Vakıflar, dernekler, sendikalar ve mesleki kuruluşlar sivil toplum örgütleridir.

Doğa katledilirken sessiz kalmak istemiyorsanız, çevreci bir vakıf ya da dernek önderliğinde meydanlara ineceksiniz gerekli izinleri aldıktan sonra.

Asgari ücreti az buluyorsanız, sendikalar başı çekecek.

Esnafsanız, oda başkanlarını sıkıştıracaksınız. Hakkınızı aramak için.

Fakat oda başkanları seçilirken, sendika başkanları göreve gelirken siyaset araya girmiş ve çapsız yalaka tipler göreve gelmişse hiç şansınız kalmaz.

Demek ki öncelikle oda ve sendika seçimlerinde dürüst ve sizin hakkınızı koruyacak insanların göreve gelmesini sağlayacaksınız.

Göreve gelenide daha iyisini bulunca değiştireceksiniz.

Yoksa sosyal medyada bir iki yazı paylaşıp, ay başında yine eski ücreti almaya devam edersiniz.

Siyasetçilerin STK seçimlerde kendilerine yakın insanların seçilmesi için nasıl ter döktüğünü görüyorsunuz. Organize sanayi başkanlığından, filanca oda başkanlığına kadar. Hatta pancar kooperatifine kadar her türlü seçimde yalaka yandaş başkan arayan siyasetçiden geçilmiyor.

Sen çiftçisin, hakkını savunacak adam dururken partisine göre başkan seçiyorsun. Organize sanayi başkanı seçiyorsun, adam iki lafı edecek kapasiteye sahip değil belki de.

Kısacası hak verilmez, alınır. Bu süreci de STK’lar yönetmelidir.

STK yöneticileri satılmışsa, Sivil Toplum Kan emicileri olmaktan ileri gidemezler.

Kansız kalan bir toplumda, hakkını arayamaz.

Kendi hakkını bile aramayan toplum, vatanını zaten savunmaz!

Bir yerden başlanacaksa, öncelik STK seçimleridir. Parti seçimleri, artık hakkını arayana kurtuluş yolu olamaz.

Ülkeyi kurtaracaksak, siyasetten ümidinizi kesin. Tabandan başlayacağız bu işe;

Büyük şair Nazım Hikmet ne demişti;

Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür

ve bir orman gibi kardeşçesin,

bu hasret bizim…