ATI ALAN ÜSKÜDARI GEÇERKEN

ABONE OL
18:00 - 01/10/2020 18:00
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

ATI ALAN ÜSKÜDARI GEÇERKEN

16 Nisan 2017 Referandumunda YSK’nın yasalara, anayasaya aykırı biçimde yasa ihlali yaparak mühürsüz oyları (bir AKP yetkilisinin SMS buyruğu ile) geçerli sayması sonucu kaybeden AKP’nin, kâğıt üzerinde kazanmasına duyulan haklı tepkilere AKP Genel Başkanı ve AKP-MHP’nin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın:
”Atı Alan Üsküdar’ı Geçti’ ‘derken, bu deyim ile bir at hırsızlığını Türkiye siyasetine mal etmişti.

Bu deyimin kaynağı; Avrupa yakasında hayvan pazarında bir atın kaçırılması öyküsüdür:

Cins bir atın satışında alıcı, ”ata binerek denemek” için ata biner ve atı kaçırır.
At hırsızı, Sirkeci’de at ile birlikte bir sala binerek Üsküdar’a geçer, oradan at ile kayıplara karışır.
Atın sahibi Sirkeci’ye ulaşıp atını sorduğunda;
”Atı alan Üsküdar’a geçti!” Yanıtını alır..

AKP Genel Başkanı, ‘’At kaçırmayla, oy kaçırmanın benzerliğini!” Vurgulayarak, ”atı alan Üsküdar’ı geçti ” diyerek muhalefeti Ti’ ye alıyordu.

Muhalefet, olayı iyi okuyamayarak tepkisiz kaldı.
Eğer CHP önderliğinde demokrasiden yana insanları YSK’nın önüne yığsaydı ve hukuk arayışını hem içeride hem de dışarıda sürdürseydi, bugün parlamenter demokrasi rejimi bu kadar rahat yok edilemezdi. 
Yasal bir protestoyu yapmaya korkanların liderlik savı havada kalır.

Demokrasinin, adaletin, hukukun mutlaka bir bedeli vardır. 
Bu bedeli ödemekten çekinen toplumlar demokrasiye de layık olamazlar.

Üstelik AKP’nin gazına gelip, milletvekillerin dokunulmazlığının kaldırılmasına katkı verenler bunun bedelini kendi milletvekillerinin tutsak alınmasını sadece seyretmekle kalırlar.
Siyaset, bilgi birikim yanında uz görü de ister.

Aynı muhalefet; Bahçeli’nin, meclisi, parlamenter demokrasiyi, Laik, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni bir Ortadoğu’nun kabile düzeyine dönüştürme amacıyla yapılacak bir halk oylamasına gönüllü katkısının sonucunu en başta okuyamadı;

-YSK’nın iktidarın yanında olması durumunda muhalefetin başarı sağlayamayacağını 
-Olağanüstü Hal (OHAL) baskısı altında adil bir seçimin yapılamayacağını
-Herhangi bir yasadışı oluşuma karşı yargının iktidar yanında yer alacağını 
-Valilerin çoğunun, AKP sorumlusu gibi görevini üstlenmişken muhalefetin eli kolu bağlanacağını
-AKP’nin devletin tüm maddi kaynaklarını ve gücünü yasalara aykırı olmasına rağmen kullanmasını
-Başta TRT’nin ve medyanın yüzde doksan beşinin muhalefete görmezden gelerek sadece AKP ve Erdoğan lehine çalışmasını 
Seyredip, sadece mızmızlanması ve kamuoyunun ve dünyanın dikkatini çekecek hiçbir eylemi dahi düşünememesi ta baştan beyinlerinde kaybetmişlerde haberimiz yokmuş.

Oysa halk inanmıştı.
Tüm engellere, kısıtlamalara rağmen Türk Halkı, Cumhuriyet tarihinin ilanından bu yana en coşkulu en kalabalık mitinglerini yaşatmıştı.

Cumhurbaşkanı adayını bağırlarına basmışlar, oylarının boşa gitmeyeceğine inanmışlardı.
24 Haziran akşamı sandık sayımı bitmeden Muharrem İnce ile CHP Genel Merkezi arasında kopuş yaşandı
FOX TV, Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin ”ADAM KAZANDI”mesajı ile son noktayı koydu…
Ne Kılıçdaroğlu’ndan ne de İnce’den ses yok.
Bir bölgeden hiç oy alamayan MHP, oy patlaması yapıyor.
Destelenmiş oy pusulalarına takır takır mühür vurulduğu videolarda yayınlanırken İnce, nezaket gereği Erdoğan’ı kutluyor!
Önce, ” ben artık Kılıçdaroğlu’nun karşısına aday olmam” derken, sonra Kılıçdaroğlun’a emeklilik ve onursal başkanlık önerip CHP’nin başına geçmeyi istiyor!

1923’te kurulan Türkiye Cumhuriyeti ortadan kaldırılıyor, onlar ”sen kalk ben oturayım” derdindeler…
Osmanlı’da bile görülmemiş bir hükümle bor madeni ile BORCAM’ı birbirine karıştıran damat hazinenin başına getiriliyor.
Bahçeli, devletin yok edilmesi karşılığı, Erdoğan’a ve kendisine hakaret eden hükümlü mafya babası Alaattin Çakıcı’ya af istemekte.
Vah Türkiyem vah!
Vah ki ne vah! 

Yıldız AKALIN  

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.