Herkesi memnun etmek bir sanattır, bunu da hiç kimse yapamaz.
(Alman atasözü)
Adeta bir rüzgâr gibi geldi, esti ve gitti. Sözleri arkasında tartışma bıraktı. Ama Kamer Genç’in nasıl bir insan olduğu henüz konuşulmadı. Dürüst karakterinin yanısıra güçlü bir ihtirasa sahip olduğunu ve nasıl çalıştığını anlatırsam, neden Berlin ADD, Atatürk Düşünce Derneği gibi saygın bir derneğin onu davet ettiği daha iyi anlaşılacaktır.
Türk Evi’nde salonun üçte ikisi hanımlardan oluşuyordu. Konuşmasını içten, açık halkın anlıyacağı şekilde sohbet olarak yaptı. Ertesi günde yine candan, samimi sıcak bir ortamda yapılan kahvaltıda ADD derneğinde masada yok yoktu. Yine hanım elleri çok güzel hazırlamışlardı. Yüzler gülüyor, mutlu gözler ışıl ışıl idi. Sohbete karışanlarda yine genç kadınlar çoğunluktaydı. Yönetim kurulunu gençliğe devreden bir dernekte haliyle üyeler memnundu.
Gerek elçiliğin, gerek başkonsolosluğun verdiği Cumhuriyet Bayramı resepsiyonuna davet edilmeyenler de burada toplanmıştı. Öyle ya her toplumun olduğu gibi türklerin neden elitesi olmasın. Hak eden elite sınıfın davet edildiğinden şüphem yok, ama binlerce Türk vatandaşını davet edemezler. Davetiye almıyanlar da sitem etmekte haklıdır.
İşte ADD bu boşluğu doldurmuştu. Vatandaş Cumhuriyet Bayramı olduğunu hissetmek, katılmak ve ilk ağızdan Ankara’dan haber almak istiyordu.
ADD Berlin Başkanı Olcay Başeğmez Kamer Genç’e “hoşgeldin” dedikten sonra salonda bulunan hanımları ayrıca saygıyla selamladı.
“Salonda bayanların çoğunlukta olması bize gelecek için ümit veriyor,” dedi.
Kamer Genç kısaca Cumhuriyet’in kuruluşuna gelinceye kadar olan durumu ve tarihi hatırlattıktan sonra, bugün Cumhuriyet Bayramı’nı neden kaygılarla kutladığımızı anlattı. Konuşmasını çok uzatmadı, böylece sorulara daha fazla zaman kaldı.Uzun süren toplantılar yorucu oluyor. Halkın bir sonraki etkinliğe gelmesini isteyen dernekler toplantılarını kısa süreli yapmalıdır. Bunun için etkinlikleri iyi organize etmelidir.
(c) ha-ber.com
Kamer Genç 23 Şubat 1940 yılında Tunceli’nin Nazmiye ilçesinin Ramazan köyünde doğdu. Ankara İktisadi Ticari İlimler Akademi’sini 1966 da bitirdi. Paris’te 1974-1976 yıllarında Doktora çalışmasını tamamladı. O halktan biridir, tek odalı bir evde dünyaya geldiğinde işçilik yapan babasının malî durumu iyi değildi. Ama o küçük cin gibi zeki Kamer öğrenim yıllarında başarıdan başarıya koşuyor.
Öğretmenlerinin övgüleri ve aldığı iftihar belgeleri babayı, aileyi her şeye rağmen küçük Kamer’i desteklemeyi zorunlu kıldı.
Delikanlı Kamer gözüne kestirdiği ağanın güzel kızı ile aynı liseye devam etti. Tunceli Lisesi’ni bitirince ağa onu damat olarak kabul etmedi.
Genç Kamer çalışmak ve başarmak zorunda idi. Adam olmazsa, Türk filmi gerçek olmayacaktı. Baba mesleği ameleliğini yürüttü, inşaatlarda tuğla döşedi. Kardeşi Hıdır kızamıktan ölünce üzüntüsüne aile sorumluluğu karıştı. Başarmak için hırsı arttı.
Bu hırsla akademiyi bitirip Danıştay sınavını kazandı. Artık hakim olmuştu. Dimdik köyüne dönüp sevdiği kızı istedi. Ağa olan baba için halâ yeterli değildi. Damat olarak kabul görmeyince Ankara Solfasol köyünde öğretmen olan Sevim Hanım’a gitti.
Mustafa Kemal Atatürk’ün reformlarında yetişen bir Türk hanım öğretmeni, babası ağa da olsa eşini kendi seçecekti. Masalımız gerçek olduğunda yıl 1967 idi.Çocuklarının adı Yeter, Kâfiye, Yaşar Kahraman veya Aslan değil, Seçkin ve Seçil’dir. Çocuklarına verdiği isimlerle bile hayata mesaj veriyordu.
Askerlere hep karşı çıktığı halde asker kökenli Tunceli valisinin önerisi ile, 12 Eylül’den sonra Danıştay’dan ayrıldığından, Danışma Meclisi Üyesi oldu.
Tek başına kalsa dahi doğru inandığı konuda dayatır. Paşalar tarafından uyarıldığı halde “Prensip olarak idama karşıyım” diyerek Mehmet Ali Ağca’nın idam dosyasını “ret” oyu verir, imzalamaz
(149 a karşı 1 oy ret). Daha sonraki yıllarda Abdullah Öcalan’ın idam dosyası önüne gelince yine prensibine bağlı kalacaktır.
12 Eylül Anayasası’na tümüyle hayır dediği için politik hayatı frenlenmeye çalışıldı.Danışma Meclisi Üye’liğinden istifa ederek soluğu SODEP’de aldı. Parti Meclisi Üyesi oldu. 1987’de Liste dışı kalınca SHP’ye geçti. En iyi anlaştığı politikacı Erdal İnönü oldu.
Turgut Özal’a yaptığı ağır eleştiriler nedeni ile mahkemelik oldu.
Bu bir kereyle kalmıyacaktı, hakkında peş peşe açılan davalarla mehkeme salonlarını mesken tutacaktı.
Meclis Başkanvekilliği dönemlerinde Genç’in yönettiği oturumlar hep olaylı geçti. Hakaretlere, suratına fırlatılan bardaklara, kürsüye yürüyen kızgın vekillere rağmen tarzından hiç ödün vermedi.
Politika yapmak zorundaydı, halkının ve onu seçenlerin ona ihtiyacı vardı. Yürümediği durumlarda hep halkına gidiyor, seçmenlerine danışıyordu.Böylece tam beş devre Milletvekili seçildi. Bugün Tunceli Bağımsız Milletvekili olarak TBMM’de görev yapan Kamer Genç’in işi oldukça zor. Söz hakkı alması bile bir sorun. Mecliste söz hakkını ve kürsüde konuşmayı oldukça ciddiye alıyor.
(c) ha-ber.com
Mustafa Kemal Atatürk’ün de çok önem verdiği şu sözlerinden anlaşılıyor:
“Efendiler, Hüseyin Avni Bey, ikide birde, bir takım manasız sözlerle beyanatımı kesiyordu. Kendisine ağır ihtarda bulundum. Meclisin, mahalle kahvesi olmadığını söyledim. Milletin KABESİ olan kürsüye, kendisinden hürmet ve riayet talep ettim.”
Büyük Millet Meclisi’nin çalışmasını anlatan bir broşür tedarik edilirse, bu belki daha kolay anlaşılır.İmzası bulunan kanun teklifleri, sahibi olduğu sözlü soru önergeleri, sahibi olduğu yazılı soru önergelerine ara vermez. Böylece olayları gerçekçi ve mantıklı yorumlarıyla değerlendirir.Ayrıca üniversiteye giden kız çocuklarına burs vermektedir. Yardım etmek isteyen okurlarım dernekten bilgi alabilirler (*).
Bu yoğun politika çalışmasından başka halkının sorunlarıyla yakından ilgilenir. Bu nedenle zamanı çok kısıtlıdır.Buna rağmen Berlin ADD’nin davetine olumlu cevap vererek geldi ve bize kendisini daha yakından tanıma fırsatı verdi. Teşekkür ederek başarılarının devamını diliyorum.
Hoşça kalın! Politikasız kalmayın!
İlter Gözkaya – Holzhey
Emekli Öğretmen
(*)
ADD Berlin/Brandenburg
Hohenstaufenstr. 7
10781 Berlin
Tel.: 030 787 10 777
Web: www.add-berlin.de
Kaynaklar:
Nutuk, Cilt II, Sayfa 876. 1989. ISBN 975-16-0140-1 TK
Vikipedi / Wikipedia
www.kimkimdir.gen.tr/kimkimdir.php?id=427
