Analar ve Oğulları

ABONE OL
19:06 - 01/10/2020 19:06
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 

“Anneler çocuklarının kaderidir”  Alman Atasözü
Erkek çocukların okulda daha az başarılı oldukları araştırmalarda tespit ediliyor. Okumayı sevmiyorlar, aşırı aktif olup dersi rahatsız ediyorlar, kız çocuklarından daha fazla psikolojik hastalıklara eğilimliler…
Ayrıca İslam ve Türk kültürünün erkek çocuklara verdiği sorumluluk, onlara ağır yük veriyor. “Onlar erkektir hata yapmazlar.”
Biz İzmir’de artık erkeklere adres sormuyoruz, zira erkekler “Bilmiyorum!” demektense bizi yanlış adrese gönderiyorlar.
Erkek çocukları küçük yaşlarda, öğrenmeye en açık oldukları zamanda kadınların elinde büyüyorlar.
Ayrılma veya boşanma durumlarında mahkeme genellikle küçük çocukları anneye veriyor.
Yuvalarda eğitimcilerin hepsi kadın, üçüncü sınıfa kadar öğretmenlerin hemen hemen hepsi bayan. Buna rağmen biz kadınlar kendi yaptıklarımızı bildiklerimizi öğretemiyoruz. Babalar “Sen karışma, o benim oğlum erkek adamın erkek çocuğu olur!” diyerek bize engel oluyorlar. Bir komedide genç erkek, genç kızı evliliğe hazırlıyordu. “Eğer ben kar siyah dersem, sende evet diyeceksin, bu durumda hiç kavga etmeyiz!” diyordu.
Yine erkek öğrencilerimiz kız çocuklarından daha fazla önyargılarla savaşmak zorundalar. Bazı alman eğitimci ve öğretmenler İslam ve Türk kültüründen gelen kötü imajın etkisi ile erkek çocuklara baskı yaparak, alay ederek önyargılarını gösterirler.
Erkek çocuğu stresli ise sorumlusu kadınlar oluyor. Evde anne ev-iş-çocuk dengesini kurabilmek uğruna sürekli koştururken, çok yoruluyor ve gerginlikleri çocuğa yansıyor. Anne stresi, daha ilk andan başlayarak çocuk üzerinde olumsuz etki yaratır. Çok küçük çocuk bile annesindeki stresi algılar.
Çözüm Önerileri:
Biz kadınlar; Anne, eğitimci ve öğretmen olarak bildiklerimizi, yani erkek çocuklarına özür dilemeyi, “Bilmiyorum!” demeyi öğretmek için önce babaları ikna ederek dayatmalıyız. Zira özür dilemeyi bilen bir genç kavgayı büyütmez, “Bilmiyorum!” diyebilen genç ise daha çok öğrenmeye açık olur.
Evde annenin işi baba tarafından paylaşılarak annenin sorumluluğu, yükü azaltılmalıdır.
Ayrılma ve boşanma durumundan önce kavga kültürü geliştirilip, aile bağları tamamen koparılmamalıdır.
Yetişkinlerin boşandığı ama çocukların babalarının ve annelerinin çocuklarını görmelerine engel olunmamalıdır.
Devlet kanunlarla aileyi korumaya devam etmelidir. Seçtiğimiz politikacılarla ilişkilerimize devam edip kanunların yapılmasını, uygulanmasını takip ederek, seyirci kalmamalıyız.
Yuvada eğitimciler, okulda öğretmenler toplumun tüm sorunlarını çözmeye zorlanmayıp, onlar sosyal devlet tarafından yalnız bırakılmamalıdır.
Yuvalara eğitimci, okullara üçüncü sınıfa kadar öğretmen olarak erkek çocukların hemcinslerini örnek alabilmesi için erkekler de işe alınmalıdır. Şu anda yok denecek kadar az erkek eğitici ve öğretmen vardır.
Çocuğun hayal kurmasına, böylece rahatlamasına yardım etmeliyiz. Peter Pan gibi hikaye ve masallarla uyutmalı, onların gözlerini kapattıklarında yumuşacık bir bulutun üstünde uçarken hayal etmesi, onu huzura kavuşturduğu gibi düşler ülkesine hiç değilse rüyalarında gitmelerini mümkün kılacaktır.           
Rahat nefes almayı, karnını derin nefes alarak balon gibi şişirme her an yapılacak bir egzersizdir. Sabun köpükleri aracılığı ile yavaş yavaş üflemeyi sık sık denesinler. Böylece öfke ve kızgınlıklarda kötü duygularına daha hakim olacaktır.
Büyük anne büyük baba ile iyi ilişkiler, iş bölümü küçük çocuğu olan ailenin işini azaltır, büyük annesi, büyük babayı ise torun sevgisi mutlu eder.
Duyguları yoğunlaştırmalı, çocuğunuza duygu eğitimine çok erken başlayın. Duygularını adlandırın ki, gergin olduğunda bu duygusunu da anlatabilsin.
İlter Gözkaya- Holzhey
Emekli Öğretmen 
 

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.