AKAN SU

ABONE OL
18:47 - 01/10/2020 18:47
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 Susayınca çeşmelerdeki akan su aklıma gelir, bununla çocukluğumda kuyudan kova ile çekilen suyun zahmetinden kurtulduğumuz yıllar. Her ne kadar sudan ucuz sözü çok eski olsa da suyun önemi hakkında düşünmeye erken başladım. Kuyulardan Tuz Gölü’nün yeraltına sızmasıyla tuzlu su çıkınca köyümüzü terk etmek zorunda kaldığımda daha on iki yaşındaydım. Bu nedenle olacak, suyun temel gıda maddesi kabul edildiği Avrupa Birliği ülkelerinde olduğu gibi Türkiye’de de kabul edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Temiz su içme insanın temel hakkıdır. Musluktan akan su içilir, bu kanunla öngörülmüştür.

Deniz kenarlarında atılmış plastik su şişelerini gördükçe, Türkiye’de yalnız mavi kapak toplamanın mantığını anlamakta güçlük çekiyorum.
Sıcak yaz aylarında susadıktan sonra kana kana su içmenin tadı anlatılamaz ancak yaşayabilir insan. Berlin’de bir arkadaş ziyaretinde ev sahibi diğer içeceklerle birlikte masaya su koyunca alman arkadaşlar bir acayip bakmışlardı. Ev sahibi öğretmen hanım İtalya’da bulunmuş.
Lokantalarda Avrupa’da görmediğimiz, önce sofraya su sonra ekmek getiriliyor. Makarnayı bile ekmekle yiyen Türkler, son yıllarda ekmek tüketiminde azaltmaya gidiyor. Ama su ihtiyacı karşılamasına sınır getirilmiyor. Doktor susadıktan sonra içerseniz geç kalınmıştır diyor.
Yolcunun arkadaşından kova ile berrak su dökmek, su gibi aksın, bir zorlukla karşılaşmasın yola giden anlamına gelir.
Yemek yerken aldığımız sıvı miktarını hesap ederiz, hâlbuki sofraya gelen diğer gıdaların o ana kadar ne kadar su harcandığına kafa yormayız. Günde 3-4 litre sıvı aldığımızı kabul edelim. Yediğimiz yemeklerin üretilmesi için gereken su aşağı yukarı 2000 litre olarak hesaplanıyor. Buna temizlik, bulaşık, çamaşır yıkama için kullanılan su miktarını ilâve edilir.
Bir alman öğrencim Türkiye’ye gelip gittikten sonra okulda tuvaletlerde açık kalan muslukları kapatıyordu. Deniz kenarında tuzlu suyu yıkama, bahçede suyu azalan bitkilerin sıcakta nasıl boyun büktüklerini, güllerin sulanmayınca çiçek açmadığını yaşayarak öğrenmişti.
Değerli varlık olan suyu doğrudan ve dolaylı kullanırken dikkatli olmayı çocuklara çok erken yaşlarda Hayat Bilgisi dersi içinde öğretilmelidir. Su ve çevre ilişkileri birbirinden ayrılmamalıdır. Oynadığı oyuncaklar yapılırken de su harcandığı anlatılmalı. Türkiye’yi üç tarafı denizlerle çevrili, su kaynakları bol ülke olarak açıklarken su zengini yanılgısı veriliyor. Bu nüfus artışında ve suyun kullanılışına göre sonsuza kadar böyle devam etmez.
 
Suyu idareli harcama deyince evde kullandığımız su düşünülür. Elbette elimizi yıkarken, diş fırçalarken musluğu açık bırakıp suyu boşuna akıtmamalıyız. Kullandığımız makinelerin ekonomik programları olmasına satın alırken dikkat etmeli. Ama en çok idareli sulama tarım alanında yapılmalı.
Su sıkıntısı çeken ülkelerden, su fakiri ülkeleri arasına girmeden önlem alınmalıdır. Tarımda kullanılan su miktarı toplam su tüketiminin %75’ini oluşturuyor, evdeki harcama ise sadece %10 hesaplanıyor. Bu hesap ortalama olarak, nüfus yoğunluğu ve endüstri Batı Anadolu’da, hele yaz aylarında turizm ile kıyı kentlerde su ihtiyacı çoğalıyor. Uzmanlar şimdiden iyi plân yapılmasını uyarıyor, yarın çok geç olabilir.
Bir fincan kahve için 200 ml su lâzım, kahve üretilene kadar 140 litre suya ihtiyaç var. Et için tüketilen su miktarı daha fazla saman, tahıl hayvanın içtiği hesaplanırsa oldukça fazla su gerekir. 1 kg sığır eti için 15.000 litre, 1 kg domuz eti için 4.800 litre harcanırken 1 kg çikolata için 24.000 litre sıvıya ihtiyaç var.
Küçük ayak küçük, büyük ayak büyük iz bırakır. Çevre bilimcileri birim olarak su ayak izi kavramını mecazi anlamda kullanıyor. Gelişmiş ülkelerde gelişen ülkelere nazaran daha az su ayak izi hesaplanıyor.
Gelişmiş ülkeler hem sebze ve meyveyi gelişen ülkelerden satın alıyor, hem de tarım sulamada teknolojiyi iyi kullanıyor. Tarım dışında fazla su harcıyor, golf sahaların sulanmasında en fazla su tüketen ülke Amerika. ABD’nin su ayak izi yaklaşık kişi başına yılda 2500 metre küp, Japonya 1150, Çin 700, Türkiye 1650 metre küp olarak veriliyor. Çin %7, Japonya %65, Türkiye %15’ini yurtdışından sağlıyor.
Son yıllarda yağışın iyi olması yanıltıyor. Hızla çölleşiyor, kuraklık yağış, sel birbirine bağlı. İklim değişmesi, küresel ısınma aşırı sıcaklar sel felâketini beraberinde getiriyor. Beton yapısı nedeniyle ağaç kıyımı buna ekleniyor.
Türkiye içinde yaşadığımız yıllar ve özellikle önümüzdeki yıllarda su tüketimine çok önem vermek zorunda. Buna bağlı olarak beslenme sorumluluk içinde olmalı.
Artan nüfus, ekonomik gelişme ve küresel ısınma nedeni ile 10 yıl içerisinde su fakiri ülke durumuna düşmeden su plânı ve politikası çevresel bir sorumluluk içinde uygulanmalı.
Almanya’da su konusu Hayat Bilgisi dersinde çevre ile birlikte ikinci sınıfta işlenmeye başlıyor.
Suyun fiziksel özelliği doğanın harika işleyişini gösteriyor. Kaldırma kuvveti ile su üstünde ulaşımın önemi ortadadır. Osmoz basıncı ile ağacın en yüksek dalına çıkabiliyor, turgor basıncı ile bitkileri ayakta tutabiliyor.
Bütün diğer sıvılarda ısınan sıvı yukarı çıktığı halde, suda ısınan su aşağı iniyor. Donma özelliğinden dolayı suyun üzeri buz kaplıyor, altında balık ve diğer canlı su ürünlere yaşam alanı sunuyor. Adezyon kuvveti ile farklı iki maddenin molekülleri çekimi hidrojen sayesinde sağlanır, dağılmadan kalır. Hacımları eşit birçok geometrik şekil içinde yüzey alanı en az olan küredir.
 
 iltergh-30-09-a.jpg
 
Su damlaları küresel bir yapıya sahiptir. Bu özellik en az yüzey oluşturulacak şekilde gerilmeyi sağlar.
Su, kendi molekülleri arasında çekim kuvveti sayesinde dağılmadan kalabilen renksiz, kokusuz ve tatsız sıvı bileşiğidir. Yüksek erime ve gizli buharlaşma ısısı yüksektir. Yerkürede bu nedenle çeşitli hallerde bulunur, bulut, deniz göl, kar, dolu, buzul gibi.
Yetişkin bir insanın vücut ağırlığının %60-70 yani üçte ikisi sudur. Vücuda alınan su sindirim sisteminde emildikten sonra kana geçer. Kan dolaşımı aracılığı ile böbrekte önemli bir kısmı idrar olarak vücut dışına atılır. Aşırı sıvı kaybı vücutta halsizlik, baş ağrısı gibi şikâyetlere sebep olur.
Yeryüzü uzaktan bakınca üçte ikisi su ile kaplı su zengini bir gezegen olarak görülmesi yanıltır. Zira bunun ancak %3’ü tatlı su, bununda %80’i kutuplarda ve yeraltında bulunmakta.
Su üzerine söylenmiş bir kaç atasözü:
Su bulanmayınca durulmaz. Su her şeyi temizler, yalnız yüz karasını temizleyemez. Su içene yılan bile dokunmaz. Su testisi suyolunda kırılır. Suya düşen yılana sarılır. Suyun akıntısına gitmeyen yorulur. Su uyur düşman uyumaz.
Hayat su gibi akar, ama bazen berrak, bazen bulanık, bazen da yorgun akar (Ayşe Kulin). Bu sözü Güven Pamukçu, bazen da sel gibi akar ve insanı beklemediği yere götürür yok eder, diye tamamlıyor.
 
Sevgili okurlarım, zaman su gibi geçiyor. Emekli yaz tatilimizde sona doğru ilerliyor.
 
Hoşça kalın, ama sakın susuz kalmayın!
 
İlter Gözkaya – Holzhey 
Emekli Öğretmen 
 
 
Kaynak:
Prof. Dr. İbrahim Birkan, Atılım Üniversitesi, İşletme Fakültesi,
Sudaki Ayak İzimiz
Bilim Teknoloji, Cumhuriyet Dergi, 13 Eylül 2013, sayı 1382
Sayfa 20.
www.cumhuriyet.com.tr
 
Atasözleri:
Metin Yurtbaşı, Türkçe Deyimler, Almanca karşılıkları ile
Bahar Yayıncılık
ISBN 978-975-95703-1-9

Inal

    Bu yazı yorumlara kapatılmıştır.