2014 DÜNYA FUTBOL ŞAMPİYONASINDA KAZANAN VE KAYBEDENLER

ABONE OL
11:53 - 23/10/2020 11:53
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

2014 DÜNYA FUTBOL ŞAMPİYONASINDA

KAZANAN VE KAYBEDENLER


Sevabı ve günahıyla dünyanın en büyük spor organizasyonlarından biri olan 2014 Dünya Futbol Şampiyonası geçtiğimiz Pazar akşamı Almanya’nın zaferi ile sona erdi.

Şampiyonanın son iki haftasında eleme turlarında elenen takımlar tek-tek ülkelerine dönmeye başladıklarında, Dünya Kupasını kimin kazanacağını ve kimlerin kaybedeceğini az buçukta olsa tahmin etmiştim. Nitekim tahminlerim gerçeği yansıttığı için mutluyum.
Hatırlarsanız; ’’Alışılmışın dışında çok fazla sürpriz yapabilecek nitelikte bir ulusal takımın  olmadığını düşünüyorum! Kısacası İran’ın veya Hırvatistan’ın Dünya şampiyonu olmasını beklemek sanırım büyük bir hayal olur, ama kim bilir? Demiş ve futbolu çekici kılan şeylerden biri de maçın 90 dakika sonunda nasıl sonuçlanacağını hiç kimsenin kesin bilemeyeceğini yazmıştım. Futbolun gerçekten de sürprizlerle  dolu olduğunu, Brezilya’nın değişik kentlerinde oynanan grup eleme maçlarında bir kez daha gördük. Her kim kazanırsa kazansın, önemli olan, hem seyirciler hem de sporcular açısından Fair-Play sınırları içerisinde oynanan bir turnuva izlemek dileğimizdir. Ancak 2014 Dünya Futbol Şampiyonası’nın organizasyonu yapan ülke Brezilya’nın yoksul halkının içinde bulundukları zorlukların hiç birine ilaç olamayacağını da düşünüyorum’’ diye sonlandırmıştım yazımı.

Ve ayrıca, şampiyona sonunda; ’’Hollanda, Brezilya, Almanya, Fransa’’ dörtlüsünden birinin ipi göğüsleyeceğini tahmin ettiğimi burada yazmış ve: ’’ Umarım yanılmam!,  Yanılsam da üzülmeyeceğim! Diye de belirtmiştim.

Brezilya ve halkı bu şampiyona için milyarlarca Dolar harcayarak güzel bir organize örneği sergilediler ama gerek mili takımları gerekse halkı, yani her iki tarafta kaybetti maalesef! Gelelim yarı finale kalan son dört takıma; bunlardan 3’ ünü doğru tahmin ettimse de birinde yanılmışım, Fransa’nın yerine Arjantin’i favori göstermeliydim.

Sonuç Almanya 1., Arjantin 2. ve Hollanda 3. oldular Brezilya ne yazık ki, hani milli, piyangoda amorti var ya onun gibi bir değeri ve ağırlığı olan   4 üncülükle yetinmek zorunda kaldı.

Gelelim final maçına; Her iki takım da çok temkinli başladı, Almanya her ne kadar Brezilya’ya karşı oynadığı oyunu burada da sahaya yansıtmaya çalıştıysa da, bunda 90 dakika boyunca hayli zorlandı, çünkü Arjantin turnuvanın o güne kadarki en iyi oyununu sergiledi ve Messi ile Alman panzerlerini saf dışı bırakmayı denediler. Doğrusu maçın normal süresi 0-0  bitip, uzatmaya gidildiğinde kupayı kimin kazanacağı asla belli değildi, taaa ki, Joachim Löw genç ve yetenekli futbolcu Mario Götze’yi yedekler kulübesinde alıp ‚’Geh vor und schiesst ein Tor’’ dercesine  sahaya sürünceye kadar…

Bu genç futbolcu attığı şık golle adını dünya futbol tarihine altın harflerle yazdırırken, Almanya’yı da büyük sevince boğdu. Bu gol sayesinde Panzerler lakabı ile anılan Alman Milli Takımı 4.kez Dünya Şampiyonu olma sevincini yaşadılar.
Turnuvanın üstünden iki gün geçti, Almanya Dünya şampiyonluğuna 24 yıllık bir aradan sonra tekrar kavuştu ve bu gün bunu sevinçle kutlaması hakları oldu.

Şampiyona sona erdi ancak kafamda turnuva öncesi oluşan soru işaretleri hala tazeliğini koruyor. Bunlardan birincisi;  2010 ve 2014 yıllarında dünya kupasını kazanan ülkeler olan İspanya ve Almanya’nın milli takım antrenörleri, ülkemizde kısada olsa geçtiğimiz yıllarda çalışma imkânı bulmuşlardı. Ne var ki, Türkiye’de kısa sürede hüsrana uğradılar.  Acaba neden? Bu antrenörler mi yeteneksizdi, yoksa bunları bulup getiren ve başarısız diyerek geri yollayanlar da mı bir sorun vardı? Gelişlerinde krallar gibi karşılanan bu antrenörler Del Boscque ve Joachim Löw’ün ülkemizden ayrılışları da o denli sessiz olmuştu.
Almanya sadece futbolda değil hemen hemen tüm spor dallarında her zaman zirvede olan bir ülkedir, bunu başarıyı da ülkelerindeki spor bilimi ve bilimcilerine borçludurlar. Federasyon ve spor kulüplerin uzman kişilerle yaptıkları ikili çalışmalar sayesinde başarıyı her zaman yakalama şansına sahipler.

Oysa kendi ülkemdeki futbola ve onu yöneten vizyonsuz ve bilgisiz kişilere, üniversitelerimizdeki spor biliminden bihaber (sözüm bazı değerleri dışarıda tutarak) eğitimcilere baktıkça üzülüyorum. Bilimi araştırmaya kendini geliştirmeye olanak sağlamayan sistemimizin Türk sporuna yarar yerine zarar verdiğini burada üzülerek bildirmek zorundayım.

Gönül isterdi ki, AY-Yıldızlı takımımız da Brezilya da olsaydı ve güzel maçlar izleseydik.  

Ama  maalesef!! Bu bahar olmadı sanırım gelecek yaza! Brezilya’da bir kez daha bilim kazandı darısı başımıza!!!!!

Saygılarımla

Prof. Dr. Seyhan Hasırcı

Inal

    En az 10 karakter gerekli
    Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.