İran’ın Rusya ile Yakınlaşması Ne Anlama Geliyor?

İran’ın Rusya ile Yakınlaşması Ne Anlama Geliyor?

ABONE OL
12:24 - 14/07/2022 12:24
İran’ın Rusya ile Yakınlaşması Ne Anlama Geliyor?
0

BEĞENDİM

ABONE OL
Kaplan
Best

 

Batının köşeye sıkıştırdığı İran, ABD ve Avrupa’ya meydan okurcasına uranyum zenginleştirmeyi arttırıyor, muhalefete baskı uyguluyor ve Rusya ile ilişkilerini derinleştiriyor.

Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin, İran lideriyle görüşmek üzere gelecek hafta Tahran’a gidiyor. Bu ziyaret, Putin’in Ukrayna’ya asker göndermesinden bu yana ikinci yurtdışı gezisi olacak.

Rus liderin sürpriz İran ziyareti, Beyaz Saray’ın Tahran’ın Ukrayna’da kullanması için Rusya’ya silahlı insansız hava araçları göndermeye hazırlandığını açıklamasından bir gün sonra ve ABD Başkanı Joe Biden’ın İsrail ve Suudi Arabistan’a gitmesinden önce açıklandı.

Batı yaptırımlarıyla küresel bankacılık sisteminden koparılan Tahran, alternatifleri olduğunu göstermek istiyor. Nükleer programını kısıtlaması karşılığında İran’a uygulanan yaptırımları hafifleten 2015 tarihli anlaşmayı yeniden canlandırma görüşmeleri tıkanmış durumda.

Ekonomisi küçülen ve halkı zor durumda olan İslam Cumhuriyeti üzerindeki baskılar artıyor ve ufukta bir rahatlama da görünmüyor.

Peki İran’ın karşı karşıya olduğu zorluklar neler ve bunlar dünya için ne anlama geliyor?

Nükleer kriz kapıda mı?

Eski ABD Başkanı Donald Trump 2018 yılında Washington’u Tahran ile dünya güçleri arasındaki nükleer anlaşmadan çekmiş ve İran’ı müzakere masasına dönene kadar ekonomik olarak sıkıştırmaya çalışmıştı.

Meydan okuyan İran, yasaklanmış nükleer faaliyetlerine yeniden başladı.

Biden anlaşmayı yeniden tesis etme sözüyle göreve geldi. Ardından sertlik yanlısı din adamı İbrahim Reisi İran’ın lideri seçildi ve nükleer müzakereler çıkmaza girdi.

Birleşmiş Milletler’e bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) İran’ın şu anda yüzde 60’a kadar zenginleştirilmiş 43 kilogram uranyuma sahip olduğunu bildiriyor.

Bu miktar, eğer İran silah geliştirmeye karar verirse, nükleer bir silah için yeterli parçalanabilir malzeme anlamına geliyor.

Ancak İran’ın yine de bir bomba ve ateşleme sistemi tasarlaması gerekiyor. Bunun da aylar sürebileceği belirtiliyor. Tahran daha gelişmiş santrifüjleri faaliyete geçirdi ve çalışmalarını izleyen 20’den fazla IAEA kamerasını söktü.

İran programının barışçı olduğunda ısrarlı. BM uzmanları ve Batılı istihbarat kurumlarıysa İran’ın 2003 yılına kadar organize bir askeri nükleer programı olduğunu söylüyor.

Uzmanlar Tahran’ın Kapsamlı Ortak Eylem Planı ya da JCPOA olarak bilinen nükleer anlaşma olmadan da bir gelecek görebildiğini ve bunun da olası bir krize zemin hazırladığı görüşünde.

Uluslararası Kriz Grubu’nun İran proje direktörü Ali Vaez, “İranlılar JCPOA’in artık kendi çıkarlarına hizmet etmediği sonucuna vardılar. İran, 2025 yılında yeni bir başkanın göreve gelmesi halinde ABD’nin anlaşmadan tekrar çıkmayacağını ve yaptırımları yeniden uygulamaya koymayacağını güvence altına alamaz. Bu siyasi risk kimsenin omuzlamak istemeyeceği bir şey” dedi.

Riskler İran’ın da ötesinde. Ezeli rakibi ve bölgedeki tek nükleer güç olan İsrail, İran’ın nükleer tesislerine askeri saldırı tehdidinde bulundu.

Kar amacı gütmeyen Wisconsin Nükleer Silahların Kontrolu Projesi’nde İran üzerine çalışan John Krzyzaniak, silah düzeyinde zenginleştirme seviyelerine atıfta bulunarak, “İran yüzde 90’a kadar zenginleştirebilir, ancak bu çok dramatik bir tırmanma olur ve bunun (askeri) bir tepkiye yol açacağından oldukça eminim” dedi.

İran’da baskı yoğun

2019’da bazıları, İran’daki 40 yıllık İslam devriminin yüzde 50’lik akaryakıt zammıyla yıkılabileceğine inanmış ve ülkenin güvenlik güçleri ülke çapındaki protestolara acımasızca karşılık vermişti.

Neredeyse üç yıl sonra İran hala felç edici yaptırımlar altında. Enflasyon fırladı ve işçilerin gelirlerini yiyip bitirdi. İran para birimi değer kaybederek tasarrufları yok etti.

Hükümet temel gıda maddelerindeki sübvansiyonları keserek halkın öfkesini körükledi.

Mayıs ayında İran’ın güneybatısında 10 katlı bir kulenin çökmesi sonucu en az 41 kişi öldü ve yolsuzluklar ortaya çıktı.

Yetkililer yakın zamanda da huzursuzluğu önlemek için, yüksek fiyatlara tepki gösteren protestocuları, öğretmen sendikası aktivistlerini, tanınmış film yapımcılarını ve önde gelen reformcu bir siyasetçiyi tutukladı.

Gözaltına alınan muhalif film yapımcılarından ikisinin bina çökmesi üzerine düzenlenen gösterilere destek verdikleri iddia edildi.

Düşünce kuruluşu Chatham House’un Ortadoğu ve Kuzey Afrika Programı Direktör Yardımcısı Sanam Vakil, yaptırımların hafifletilmesi vaatlerini yerine getiremediği için baskı altında olan sistemin, İran halkına doğrudan muhalefete müsamaha göstermeyeceği mesajını verdiğini” söyledi.

Bu mesaj, İsrail ve İran arasındaki bir tür gölge savaşının açık denizlere ve Tahran sokaklarına taşınmasıyla ivme kazandı.

Vakil, “Daha iyi haklar için destek arayan sıradan İranlılar daha fazla zulme uğrayacak çünkü baskılar artık ulusal güvenlik adına yapılıyor” dedi.

Rusya ile ittifakı derinleşiyor

Ukrayna’daki eylemleri nedeniyle Batı’nın ekonomik tepkisiyle karşı karşıya kalan Moskova, Tahran’ı kilit bir ortak ve potansiyel silah kaynağı olarak görüyor.

Diplomatik izolasyonun yoğunlaştığı bir ortamda İran, ortak düşman ABD dahil, Rusya ile giderek daha fazla ortak zemin buluyor.

Biden bu hafta Ortadoğu’yu ziyaret ediyor. İlk durağı İran’ın en büyük düşmanı İsrail. Ardından Tahran’ın bir diğer rakibi Suudi Arabistan’a geçecek.

Beyaz Saray’ın geziden birkaç gün önce İran’ın Rusya’ya insansız hava araçları ve eğitim sağlamaya hazırlandığını söylemesi de tesadüf değildi.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan “Bunun en hafif tabirle, ziyaret edeceğimiz ülkelerin ilgisini çekeceğini düşünüyoruz” dedi.

Rus haber ajansı Interfax, Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan bir kaynağa atıfta bulunarak, insansız hava aracı teslimatlarını “Arap ülkelerinde İran karşıtı duyguları daha da körükleme amaçlı dezenformasyon” olarak nitelendirdi.

Biden’ın gezisinin bir amacı da Arap ülkelerini, ortak İran korkusu üzerine inşa edilen güvenlik ittifaklarını güçlendirmeye teşvik etmek.

Körfez uzmanı ve Tel Aviv’deki Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü’nde kıdemli araştırmacı olan Yoel Guzansky, “İki zıt bloğun ortaya çıktığını görüyoruz. ABD Arap dünyasını birleştirmeye çalışıyor. Rusya ve İran ve belki de Çin karşı tarafta” yorumunda bulundu.

Tahran ve Moskova arasındaki askeri koordinasyon, Suriye’deki iç savaşta Cumhurbaşkanı Beşar Esat hükümetini desteklemek için çabalarını birleştirdiklerinden beri yoğunlaştı.

Uzman John Krzyzaniak, İran’ın gelişen insansız hava aracı yeteneklerinin Rusya için değerli olabileceğini söyledi. Batılı yetkililer ve Birleşmiş Milletler uzmanlarına göre, bazı durumlarda ABD’nin askeri insansız hava araçlarının tasarımlarını taklit eden İran uçakları, Suudi liderliğindeki askeri koalisyona karşı savaşan Yemenli Husi isyancılarca test ediliyor.

Ancak İran-Rusya arasındaki ilişkiler de sürtüşmesiz değil.

İki ülkenin eski imparatorlukları yüzyıllardır birbirlerine rakipti ve Rusya’nın İkinci Dünya Savaşı sırasında İran’ı işgal etmesi, sonrasında da çekilmeyi reddetmesi, onlarca yıllık bir güvensizlik yarattı.

Bu eski görüş ayrılıkları yeni şekillerde ortaya çıkıyor. Uzmanlar, daha indirimli olan yaptırımlı Rus petrolünün, Tahran için hayati önemi olan Çin pazarındaki payını yediğini ve İran’ı fiyatları düşürmeye zorladığını söylüyor.

Diğer anlaşmazlıklar arasında Putin’in İsrail ile dostane ilişkileri de var. Hassas bir dengeleme politikasının parçası olarak Kremlin, Suriye’de anlaşmalar yaptı. 2018’de Moskova, İsrail’in endişelerini gidermek için Tahran’ın savaşçılarını Golan Tepeleri’nden uzak tutmasını sağladı.

Ancak her iki ülke üzerindeki baskı arttıkça aralarındaki bağ da büyüyecek gibi görünüyor.

Rusya için İran, yaptırımlardan nasıl kaçınılacağı ve dünyanın kara borsalarına nasıl erişileceği konusunda bir uzmanlık kaynağı. Tahran’da yaşayan siyaset uzmanı Saeed Leilaz, Rusya’nın İran’dan ithal ettiği ürünleri arttırdığını ve Hindistan’a ticaret yolları aradığını belirterek ikili ticaretin hızla geliştiğine dikkat çekti.

Uluslararası Kriz Grubu’ndan Ali Vaez de “Sistemin hayatta kalmasını ne sağlayacaksa İran’da ona göre dış politika belirleniyor” diyor.

VOA tarafından geçilen İran’ın Rusya ile Yakınlaşması Ne Anlama Geliyor? haberinde ha-ber.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi yoktur. İran’ın Rusya ile Yakınlaşması Ne Anlama Geliyor? haberi web sayfamıza otomatik olarak VOA sitesinden geldiği şekliyle yer almaktadır. Bu alanda yer alan İran’ın Rusya ile Yakınlaşması Ne Anlama Geliyor? haberinin hukuki muhatabı haberi geçen web siteleri ve ajanslardır.

Inal

En az 10 karakter gerekli
Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.