0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Türk milleti son birkaç yıl içinde gözle görülür ekonomik, sosyal-psikolojik değişikliğin içinde mücadele veriyor. Ne kadar teknolojik olarak dışa bağımlı olsak da en yeni, en modern teknolojinin sunduğu imkanlara sahip olmak, dünya insanını mutlu ettiği gibi mutsuzluğu da beraberinde getirip olumlu ve olumsuz faydalı ve zararlı yönleri ortaya çıkmaktadır.

***

İnsanoğlu yaradılıştan beri iletişim içindedir. Ne kadar ayrı ayrı dil, din, ırk kültür yaşam tarzına sahip isek. İnsan olarak bir o kadar da ortak yönümüz pek çok. Güven, sevgi, hoşgörü, ahlâk, inanç, özgürce düşünüp yaşamak hepimizin su ekmek gibi ihtiyacı ve hakkıdır.

***

İhtiyaçlar şiddeti giderildikçe hırsı ve ivmesi değişir. Önemli olan ihtiyaçların piramidini çıkarken basamakları tek tek basarak çıkıp çeşitli zorluklarla mücadele etmenin karşılığında bir emek gücü vardır. Bazı insanlar emek vermeden zengin olmayı veya belli makam ve mevkiye birilerini ezerek gelmeyi çok iyi bilir ve başarır. Buna başarı denmez sadece kısa sürede kendini aldatarak egosunu tatmin edip mutlu olması, geçici de olsa kendi bencilliğini tatmin etmesidir. Paylaşmayı kaynaşmayı bilmeyen insanlar gösteriş mikrobunu çevreye yayar tehlike büyür. Toplumdaki bazı özenti duygusu, kişileri bunalıma iter. Kişiler arasında kıskançlık kin ve fitne fesat duyguları artar. Siyasi ve ekonomik işlevler arası çatışma ortamı başlar. Kıskançlık ve bencillik artık hat safhaya gelmiştir. Hoşgörü saygı ve sevgi yavaş yavaş yok olmayı kendini bitirmeye yüz tuttular. Önyargı artık gücünü gösterir. Huzursuzluk yavaş yavaş artık kapıdadır.

Güvensizlik kendi kendini kemirmeye başlar. Suçlu aranır, oysaki suçlu olan ortada bireysel yalnızlık, kopukluk ve iletişim eksikliğidir.

***

Hepimiz 21. Yüz yıla çok şanslı girdik. 50 yıl bir geriye gidelim. Mektup, telefon, telgraf, kartpostal, insanları iletişim aracı olarak mutlu ederdi.

Dört gözle postacıdan mektup beklerdik. Heyecanla zarfı açar, mektubu okur ve bir de mektup kağıdını özlem gidermek için koklardık…!

***

Refahın verdiği huzursuz bir dünya da yaşıyoruz. Elimize de görüntülü akıllı telefon, dünya avcumuzun içinde yeryüzünün neresinde olursan ol canlı sohbet imkânımız var ama her şey artık avcumuzun içinde kâğıt kalemden selamdan uzak yaşıyoruz da ne hikmetse bir alooo demeye, nasılsın diye hâl hatır sormaya pek vaktimiz yok…! Oysaki internet üzerinden WhatsApp, MSN gibi imkanlardan rahatça ücretsiz sohbet etme fırsatımız var.!  Hepimizin elinde pahalı ve akıllı telefonlar. Yolda yürürken, hatta çekinmeden araba ve bisiklet sürerken bile gözümüzü akıllı telefondan ayırmıyoruz. Misafirlikte bile WLAN soruyoruz. Yemek masasında herkesin çatal bıçağının yanında bir de akıllı telefonu var. Yemek sohbetlerimiz yavan ve çorbanın da tadı kalmadı.

Acı olan “güzel esprili sohbeti ve gülmeyi unuttuk.”

***

Güzel gelişen teknolojiyi dozunu kaçırmadan sınırlarsak ve birazda ailemize, komşumuza dostlarımıza vakit ayırıp en azından onların halini hatırını sorarsak. Belki yaşam daha da güzel olacak.

****

Güven, sevgi, saygı, hoşgörü, inanç, sabır ve özgürlük bunlar parayla satın alınmaz ve satılmaz. Bu değerli duygular ya insanların içinde vardır ya da emek vererek öğreniriz.

Sevgili okuyucularım; Geri gelmeyen gençliğin, sağlığın ve zamanın değerini bilelim. Sevgiyle Hoşça ve dostça kalın.

Necati Aydın