22 Haziran 2025 Pazar
DMM'den Fatih Altaylı'nın tutuklanmasına ilişkin açıklama:
Hamburg’da Tiyatro 4 Çeyrek’ten Unutulmaz Gala: “Boşver Be Doktor” Ayakta Alkışlandı
FERDİ ZEYREK´İ YAŞATMAK!
HASAN ALİ YÜCEL, CAN YÜCEL VE GAZİ YAŞARGİL´İN YOL AYRIMI
BİRLİĞİMİZİ GÜÇLENDİRELİM!
İSRAİL-FİLİSTİN SAVAŞINDA TÜRKİYE´NİN TAKINMASI GEREKEN TAVIR
Siz bakmayın, ‘’Siyasal İslamcılar, işbirlikçiler ne Kurtuluş Savaşını ne Lozan’ı ne de Laik düzeni bilmezler !’’ diyen çokbilmişlere.
Hem Siyasal İslamcıları hem de işbirlikçi ayrılıkçıları;19 Mayıs 1919’dan beri kanatlarının altına alarak hazırlayan Emperyalistler, her dönemde onları hem eğitiyor hem de donatıyorlardı.
Türkiye Cumhuriyeti’ni ümmet cemaati yerine, özgür bireylerden oluşan yurttaşların oluşturduğu Ulusal, Laik, Demokrat bir hukuk devleti Türkiye Cumhuriyeti’ni hiç içlerine sindiremediler.
Her dönemde çıkar peşinde koşacak -ederi belli- sözde siyasilerle Kurtuluş Savaşının siyasi olgusu, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran HALK FIRKASI Cumhuriyet Halk Partisine saldırmalarının nedeni aslında bağımsızlığa olan öfkeleridir.
Kaçımız Nutuk’u okudu?
Kaçımız Kuvayı-Milliye nedir, nasıl kuruldu, neler yaptı, biliyor muyuz?
Bilseydik, Türkiye’de eğitip, savunmasız Müslümanları öldürerek ciğerlerini yiyen, katletmeyi dincilik sayan, savunmasız kadınlara inandığı dini adına tecavüzler eden, halkı soyan kiralık katilleri ‘’Kuvayı–Milliye ’’rütbesi verenlere karşı durmak yerine, bunlara destek için Mehmetçiği kurban edecek tezkerelere onay verir miydik? Kaçımız Laik Düzeni tam olarak anladı? (*1)
Anlasaydık, İslam Faşizminin simgesi Türbanı, inanç özgürlüğü sayıp, Üniversitelerde serbest bırakılması için demokrasi adına onlarla iş birliği yapar mıydık?
Şimdilerde bile, sarı öküzü verme anlamındaki Türbanı önemsemeyen siyasetçi, sözde bilim adamları gaflet içindeyken:
Emine Erdoğan, bile; ‘’Devlet dairelerinde, orta öğretimde olmaz!’’ Diye teminat vermişken
Şimdi -bırakın bürokrasiyi- polise, doktora, ilkokul çocuklarına, anaokullarındaki bebeleri bile tesettüre teslimlerine seyirci kalmadık mı?
Kimi, moda niyetine, kimi iktidara yaranalım diye, kimi inandığı dini bilemediği için ’’Allah’ın emridir’’ zannıyla takmasına sadece birkaç gerçek din bilgini dışında suskun kalmadık mı?
Şimdi Türkiye’de, Emperyalizmin bile işe yaramaz diye Mısır’dan, Irak’tan, Sudan’da kaldırıp attığı İHVANCILAR iktidarda…
Yeni siyasal İslamcılar için şarap, içki, domuza ek olarak öz annenin diz kapağı, sigara, ketçap haram.
Rüşvet, yolsuzluk, kul hakkı yemek İslam’ın şartlarından sayılıyor.
Bahaneleri de hazır: Dar-ül harb!
Şeriatla yönetilmeyen ülkelerde ümmet esir sayıldığı için her haram, her günah işlemek serbestmiş!
İhvan yanlısı Diyanet İşlerine, Laik Cumhuriyet karşıtı eylem ve saldırılarda bulunduğu için sekiz bakanlığın bütçesinden daha fazla bütçe veriliyor.
’’ Kurtuluş Savaşını keşke Yunanlılar kazansaydı!’’ Diyen Fesli haini kutsayan Hıristiyan papazı değil,
Türkiye’yi kuranların: ‘’Halka gerçek dinini öğretsin!’’ Diye kurdurduğu Diyanet İşleri Başkanıydı!
Altmışlı yılardan beri eğitimi tanıyan biri olarak, fırsat eşitliği, parasız eğitim, bilimsel eğitim mücadelesi veren biri olarak;
AKP iktidarına kadar eğitimin yozlaştığı bir dönemi yaşamadım.
Zavallı yoksul halk çocuklarının hem kobay hem halkına ihanet edecek şartlanmış bir halk düşmanı olarak yetiştirilmesi için, devletin resmi desteği ile bu dönemde resmilik kazanmıştır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün öğretmenlerden: ‘’Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür yeni nesiller’’ yetiştirmelerini istemesine inat
BOP eş başkanlığına atanan AKP Genel Başkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, Fetullah Gülen’den:
‘’Dinci ve kinci nesiller ‘’ istemişti.
Türkiye Cumhuriyeti’nin Komutanları, Hâkim ve Savcıları, Valileri, Kaymakamları, Doktorları, Mühendisleri İmamları, Rektörleri Dekanları, Profesörleri milletvekilleri, bakanları, diğer halk çocukları yerine çaldıkları sorular sayesinde o makamlara getirilmişlerdir.
Erdoğan ve Gülen sadece İktidarı bölüşemedikleri için ayrıldılar.
FETÖ, AKP’nin yolsuzluklarını ifşa etmeseydi bugün birlikte iktidarı yine birlikte götüreceklerdi.
Kontrollü bir darbe senaryosuyla gerçek darbeyi Erdoğan ve MİT bilgisiyle yapılmıştır!.
Parası olmayan FETÖCÜLER hapiste, parası olan zengin FETÖCÜLER, Milletvekili Rektör, Bakan, Başta Damat Berat ve diğer damatlar, Ankara’yı parsel parsel satan Belediye Başkanları iktidarda!
Usulen attığı yargıçların yerine kendi il ve ilçelerinin taşra avukatlarını yargı erkine taşıyarak doldurduğu boşluğu doldurarak FEtÖ karşıtlarını FETÖCÜ diye tutuklama dönemini başlattılar.
Biz belki Nutuk’u yeterince okumadık.
Ama o gençler hem Atatürk’ün NUTKU’NU hem de Gençliğe Hitabesini okumuş olacaklar ki; emanet edilen Cumhuriyeti kanları ve canları pahasına korumakta kararlılar.
Dün GEZİ Direnişinde erkek-kız ayırımı olmadan direndiler can verdiler.
Bugün coplara, biber gazlarına, rağmen emanet aldıkları Cumhuriyeti korumak için öldüler.
O dönemin CHP bile o gençlere sahip çıkma cesaretini gösteremedi!
AKP Genel Başkanı, düşme korkusuyla FETÖ şakşakçıları ile savaş gerekiyorsa savaş
Küfürse küfür, tehditse tehdit ne gerekiyorsa yapmaktan çekinmiyor…
Bahçeli ile birlikte: ‘’Birbirimize Mecburuz!’’ Diyerek, birbirlerine kan davalıkların bile söyleyemeyecekleri hakaretleri de yok sayarak
Erdoğan, aile saltanatına devam edecek
Bahçeli ‘’Davadan dönenlere haddini bildirme! Yetkisini de almışken
Ah birde ABD’nin:
‘’Ailenin mal varlığını açıklarız ha!’’ Tehdidini de iplemeyecek ama
Ya açıklarlarsa, Türkiye’de ipler elinde ama
ABD Senatosu olmasa!
Sözün özü: Ya Laik Demokrat Cumhuriyet ya da ihvan destekli Taliban!
Yıldız AKALIN
(*1) Suriye’de IŞİD ile işbirliği yapan ÖSO terör örgütüne Erdoğan ‘’Kuvayı Milliye demişti!