Yıldız Akalın

Yıldız Akalın

22 Haziran 2025 Pazar

    TISSSSS!

    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Osmanlı’yı teslim alan Emperyalizm, ülkeyi önce işgal etti, onunla yetinmedi Sevr dayatmasıyla Arap çöllerinde yaptığını yaparak sopayla sınırlar belirleyip ulufe dağıtır gibi Osmanlı topraklarını dağıtmaya başladı.
    Halife-Padişah; ”İngiliz’e mi? Amerika’ya mı? Fransa’ya mı? Biat edersem sarayımı korurum.” Diye biat kapısı ararken;
     
    Mustafa Kemal; ‘’Geldikleri gibi giderler!”  Dedi ve dediğini de yaptı:
     
    O zillet maddelerini, meydan savaşlarında, birer birer yenilmez denilen işgalcilere yedirdi,
    Ülkeyi işgalden kurtararak ”Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni” kurdu.
     
    Kıbrıs’ta faşist darbe yapıldı. ABD, Türkiye’ye ”Sakın haa!” Diye parmak salladı.  Ecevit-Erbakan hükümeti yalancı pehlivanlar gibi ortaya çıkıp; Eyy Amerikaaa, Ey Avrupaaaa!” Diye horozlanmadı.
    Çıkartma yaptı, Kıbrıs’ı faşist darbeden kurtardı.
     
    ABD, baktı ki darbeyle de Türkiye’yi hizaya getiremiyor. Erbakan ”ıhh” deyince, Ecevit; ”olmaz’ ‘tavrını koyunca ‘‘; Ben Gürcüyüm, eşim Arap” Diyen, milliyetçiliği ayaklar altına alan RTE’yi buldu, Baykal’ın desteğiyle muhtar bile olamayacakken önce başbakan, şimdi AKP’li başkan oldu.
     ABD, Türk subaylarının başına çuval geçirince diplomatik NOTA’yı müzik notasıyla karıştırdı…
     
    Yanına, ABD önerisiyle Fetö’yü aldı
    Birlikte TSK’yi, medyayı, aydınları kumpaslarla toplama kamplarına doldurdular.
    ABD ve Avrupa alkışladı, sırtını sıvazladı. Üstelik BOP Eşbaşkanlığına da atadı.
     
    Elbirliği ile emperyalizme ters, ne kadar Müslüman ülkesi varsa yangın yerine döndürülmesinin öncülüğüne soyundu. Irak’ın işgalinde Müslümanları katleden ABD askeri için dualar okudu.
    Kıbrıs çıkartmasında Türkiye’ye uçak, silah, para veren Kaddafi’nin linç edilmesine destek verdi.
    Saddam’ı astırdı, PKK’ya, Barzani; ”Gardaş”,  Atatürk – İsmet Paşa ‘ya  ”Ayyaş!”Dedi.
     
    ABD ”hop” deyince; Kanka Esad, Gavur Esed oldu.
     
    Fetö ile post kavgasına tutuşunca koltuğu sallantıda olan Bahçeli’yi ”Yoldaş” atama karşılığında; Atatürk’ün Meclisini elbirliği ile Ortadoğu’nun kabile emir kulu cemaatine çevirdiler.
     
    Merkel; ‘‘demokrasi, düşünce özgürlüğü bize yakışır, ben Türkiye’den kopardığıma bakarım” diyerek devlet adamlığını tüccarlığa tercih edince; Asrın Lideri, baktı ki her dediği oluyor Fetö ile ortaklığının belgelerinden hem de Reza Zarraf’n itiraflarından kurtulacağına inandı.
    ABD’den Fetö’yü, Almanya’dan Fetö kaçkınlarının teslimini istedi.
    Öfke baldan tatlıdır ya, AKP Genel Başkanı hızını alamadı:
    Alman vatandaşı Deniz Yücel’i, ABD vatandaşı Papaz Bronson’u rehin alarak;
    Ver Papazı, al papazı!” Restini çekti.
     
    Damarlarını çatlatırcasına; CHP’ye çukur, İsmet Paşa’ya Hitler diyecek kadar şirazeden çıktı.
    Muhtarları esas duruşa getirirken;
    ” Bu can benim bedenimde durdukça bu tutuklular dışarı çıkamaz!” Diye yemin billah etti.
     
    Ne olduysa, ettiği yemini de unuttu;
    Deniz, Almanya’ya -Papaz ABD’ye uçuverdi.
     
    Trump, ”Suriye’den çekilirken müttefikimiz YPG’ yi koruyacağız.”  Deyince Erdoğan çok kızdı;
    ”Biz kararlıyız terör örgütlerine kim arka çıkarsa çıksın ezer geçeriz ” Der demez, başta Çavuşoğlu, sorumlu- sorumsuz AKP’liler, ABD’yi, Trump’ı tevetlerle tehdit, hakaret bombardımanına tuttular…
    Erdoğan Trump’a ”Kimse ayağımıza dolaşmasın! Tehdidin den sonra; ”Bir gece ansızın gelebiliriz” diye Ecevit’e bile özendi.
     
    Trump’un: ” Eğer Türkiye Kürtleri vurursa Türkiye’yi ekonomik yönden mahvederiz!” Teveti bomba etkisi yaptı.
    İktidarın nutku tutuldu adeta. ABD Erdoğan’a hiç bu kadar ağır tehditte bulunmamıştı.
    Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri hiç bu kadar aşağılanmamıştı.
     
    Bahçeli’nin yüzü kızardı mı?
    Beka -Beka dediği bu muydu?
     
    Trump karşıtı, tehdit, hakaret dolu tevetler silinmeye başlayınca bir Atasözü akla geliyor;
    ”Deli deliyi görünce çomağını saklarmış!”
     
    Erdoğan, telefonla Trump’u aradı…
    Öfkelenince damarları patlama derecesine gelen insan gitmiş, yerine umutlarını yitirmiş bir garip Âdemoğlu gelmişti…
    Ağzından işitilir-işitilmez arası bir sesle, yılgın ve bezgin bir sözcük döküldü;
     
    ”Küstüm!..
     
    Yıldız AKALIN