Yıldız Akalın

Yıldız Akalın

22 Haziran 2025 Pazar

    AYDIN GÜVEN GÜRKAN

    AYDIN GÜVEN GÜRKAN
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Sosyaldemokrat Halk Dernekleri Federasyonu HDF’in 23/24 Kasım 2024 tarihinde

    Berlinde gerçekleştirilen HDF-Kurultayında yaptığımkonuşmada:

    1986 Yılında Nürnberg’te gerçekleştirilen SPD Kurultayında Türkiye’den SHP Genel Başkanı Aydın Güven Gürkan’ın Willy Brandt arasında geçen görüşmeyi anlattığımda: Eski HDF Genel Başkanı Ercan Kararkaş bu kurultayı yazmamı önermişti.

    Bu öneriyi bugün yerine getiriyorum:

    1941 yılında Elazığ’da doğan Aydın Güven Gürkan 1963’te Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun oldu, 1970’te Almanya’daki Köln Üniversitesinde doktora çalışmalarını en yüksek onur derecesiyle tamamladı.

    Türkiye’ye döndğünde Gazi Üniversitesi Gazetecilik Fakültesi Dekanı olarak görev yaparken 1981 yılında öğretim üyelerine 12 Eylül Darbecilerden yana kararlar alan Yüksek Öğretim Kurulunu protesto ederek istifa etti! (**2)

    Kapatılan CHP yerine kurulan Halkçı Parti (HP) milletvekili ve başkanı, daha sonra SHP Genel Başkanı olarak geldiği SPD Kurultayında tanıdım.

    1986 yılında Alman Sosyal Demokrat Partisi SPD’nin Nürnberg Kurultayına Türkiye’den SHP Genel Başkanı Aydın Güven Gürkan, Cumhuriyet Gazetesinden Yalçın Doğan katılmıştı.

    HDF’ten Genel Başkan Etem ETE, Ahmet İYİDİRLİ, Aydın SAYILAN ve ben katılmıştık

    Kurultay sürecinde Aydın Güven Gürkan ile başka ülkelerin yöneticileri, milletvekilleri ve diğer siyasilerle görüşmeler için ben görev almıştım.

    İlkgün Parti Programı, konukları selamlama ve SPD Genel Başkanı Willy Brandt konuştu.

    İkinci gün, Aydın Güven Gürkan’a Kurultay Programı sorulduğunda, Aydın Bey:

    ‘’Doğrusu ben sukutu hayale uğradım. Burada üçbuçuk Milyon, Almanya kalkınmasına katkısı bulunan bizim vatandaşlarımız hakkında tek bir satır göremedim! Sözüne

    Partili bir sorumlu: ‘’Buyurun burada sığınmacılar konusunda tespitlerimiz var! Yanıtına:

    ‘’Bizim üçbuçuk vatandaşımız sığınmacı olarak değil, iki ülkenin anlaşmasıyla yasal olarak Almanya’ya çalışmak için gelen, her alanda ülkenizin kalkınmasına katkı vermektedir!’’

    İtirazı üzerine SPD yetkilileri Willy Brandt’ın önerisi ile o günki kurultay durdurularak komisyonca iki sayfa üzerinde ek program hazırlanarak, yanlış düzeltilmişti.

    Kurultay arasında Ben, Aydın Bey ve Yalçın Doğan ile birlikte bir Türk İmbisinde hardallı Nürnberg Sosisi yiyorduk.

    Aydın Bey’in sabah kahvaltısında bile bir yudum kahve ile sigara, tekrar bir parça kahvaltı yine sigara, içmesini yazmıştım. (***3)

    Kurultay tamamlandıktan sonra birlikte Frankfurt’a gitmek üzere benim arabayla hareket ettik

    Araba hareket edince Aydın Bey sigara içmeye başladı. Sonra arabamdaki ‘’Sigara İçilmez’’ levhasını görünce arabayı durdurmamı rica edince arabayı durdurunca sigarasını söndürerek özür diledi. Ben, ‘’Hocam içebilirsiniz!’’ Dememe rağmen Frankfurt’a kadar sigara içmedi.

    Frankfurt hava alanında Hasan Arslan arkadaşımız karşıladı ve oradan Aydın Beyi yolcu ettik.

    Yıllat sonra Aydın Güven Gürkan HDF’in Cumhuriyetin 75. Yılını Kutlama Toplantısına davetimize geldiğinde Nürnberg Kurultayı anılarımız konuştuğumzda Aydın Bey Eşimve bana dönerek:

    ‘’Yıldız, bu toplantıya senin hatırın için geldim!’’ Demişti

    Benim için çok değerli bu iltifatını eşim ve ben hiç unutmadık.

    Ercan Krarakaş’a bu değerli anıyı yazmamı istemesiyle aımızı tazeletmesine teşekkür ederken

    Emekten yana tavrını yaşamı boyunca sürdüren dürüst eğitimci ve siyasetçi Aydın Güven Gürkan’ı saygıyla minnetle anıyorum!

    Işıklar içinde uyu değerli hocam Aydın Güven Gürkan!

    YILDIZ AKALIN

    (*1) Etem Ete-Ahmet İyidirli- Aydın Sayılan ve ben Katılmıştık.

    (**2) 12 Eylül Darbesinin aparatı olan Yüksek Öğretim Kurulu’nun yaptığını bugünlerde AKP-MHP-HÜDA-PAR iktidarının yetkisiz kurulu İstanbul İBB Başkanı ve CHP!nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasını iptal eden kurul aynı çıkması rastlantı mı? Sorusunu sordurmakta!

    (***3) Yıllar sonra Aydın Güven Gürkan HDF’in ‘’Cumhuriyet’in 75. Yılının Frankfurt’ta’’ Kutlamasına davetimize hasta olmasına rağmen gelmişti. Sigara konusunu alattığımda eşi, ‘’bunu öğrenmiştim, patenti size aitmiş’’ demişti. 

    Devamını Oku

    TRAMVAY DEMOKRASİSİ

    TRAMVAY DEMOKRASİSİ
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Recep Tayyip Erdoğan, başlarda düşündüğünü eğip bükmeden dışa vururdu!

    Edeceği küfürü, hakareti önüne koyulan mikrofona düşünmeden söylemekten çekinmezdi.

    Bugün kanka olduğu Bahçeli ile karşılıklı hakaretlerini yazmak bile insan terbiyesine sığmaz.

    Sadece Bahçeli ile sınırlı değil, Erdoğan’a hakarete varan suçlamaları yapan Süleyman Soylu, Numan Kutulmuş ve daha niceleri , hiçbir şey olmamış gibi AKP’ye geçmekle kalmadılar.

    Biri içişleri bakanı, diğeri MeclisBaşkanlığı ile ödüllendirildiler.

    Erdoğan din konusundaki yetersizliği İmam Hatip Okulundan başlayarak bugüne uzanır.

    Kuran ve Arapça dersinde iki yıl üst üste zayıf not aldığı için yasa gereği diploma alamadığı gibi; ‘’Belge’’ denilen tasdikname ile okul ile ilişiği kesilirdi.

    İmam Hatip Okulunda Erdoğan ve ailesini tanıyan bir öğretmenin devreye girerek:

    ‘’Yoksul bir ailenin çocuğu olarak, en azından vaizlik yaparak geçimini sağlasın!’’

    Diyerek, Kuran ve Arapça’dan zayıf notlarının öğretmenler kurulu kararı ile kaldırılması önerisi oy çokluğu ile kabul edilerek İmam Hatip Okulu diplomasını alabilmişti.

    Erdoğan’ın okul hayatı ve diploması hep bilinmezlerle dolu.

    Üniversite yıllarında onu okulda gören olmadığı gibi üniversite yıllarında arkadaşları da yok.

    Sadece CHP’den milletvekili seçilen daha sonraki yıllarda AKP’den Belediye Başkanı adayı olan Orhan Ayayadın ‘’Ben okuldan tanıyorum!’’ demişti. (*1)

    Cumhurbaşkanlığı için dört yıllık Üniversite diplaomasının olmadığı iddiaları üzerine Erdoğan adına düzenlenmiş bir diploma basına yansıtıldı.

    Marmara Üniversitesinden 1981 tarihinnde aldığı bu diploma bir-kaç gün kaldıktan sonra:

    Marmara Üniversitesi 1983 Yılında kurulduğu ortaya çıkınca bu sahte diploma kaldırıldı!

    1996’da yaptığı bir konuşmada: ‘’Demokrasi bir tramvaydır, gittiğimiz yere kadar gideriz, hedefe varınca ineriz!’’ Demişti.

    Daha sonraları‘’Demokrasi, benim için hiçbir zaman amaç olamaz, demokrasi bizim için araçtır! Demiş: ‘’Hedefimiz bir İslam Devleti kurmaktır!’’ Diye asıl amacını açıklamıştı.

    Araştırmacı gazeteciler, Erdoğan’ı İsanbul Belediye Başkanı seçildiği dönemlerde tanıdılar.

    Solun, (SHP-CHP-DSP) toplamda yüzde kırk olmasına rağmen bölündükleri için Erdoğan seçim tarihinin en düşük oyu olan yüzde yirmi beş oyla İBB seçimlerini kazanmıştı.

    Türkiye Cumhuriyeti, tarihte birilerinin ya da bir devletin icazeti (onayı) ile kurulmadı.

    Türkiye, işgal altında ve de bir çok uydurma devletçikler kurulmasına karşı verdiği kurtuluş

    ve bağımsızlık savaşını kazanarak kurulmuş o tarihe kadar tek ve ilk ülkedir.

    Türkiye Cumhuriyeti, nüfus çoğunluğu müslüman olmasına rağmen, demokrasiyle yönetilen bir ülke olması nedeniyle Mazlum ülkelerce örnek alınacağı korkusunu taşıyan Emperyalizm

    Kuruluşundan başlayarak Laik Türkiye Cumhuriyeti ‘’hedefe alınan ülke’’ yerine koymuştu.

    Başlarda destekledikleri tarikat destekli partilerle, onların yetersiz kaldığı dönemlerde darbelerle de hedefe ulaşamayınca Siyasal İslamcı partileri devreye sokmak istediler.

    Siyasal İslamcı Erbakan’ın Milli Görüş ilkesi gereği ABD’ye ve Emperyalizme karşı olduğu için Erbakan saflarındaki Erdoğan Erbakan’dan koparılmıştı.(**2)

    Erdoğan’ın gençlik yıllarında da Atatürk’e, Laik Cumhuriyete düşmanlığa varacak kadar karşıttı.

    Araştırmacı gazetecilerin delillerle kanıtladıkları gibi Erdoğan’ın babası Rum kökenli, annesi Yahudi idi.

    Hatta Emine Erdoğan’ın ailesinin Arap Yahudisi olduğu kitaplara bile geçmişti.

    Ama Laik Türkiye Cumhuriyeti için bunlar sorun değildi.

    Atatürk; ‘’Türkiye Halkı ırken, veya dinen veya harsen birleşik ve yekdiğerine karşı hürmet ve fedakarlık hisleriyle dolu ve mukadderat ve çıkarları ortak olan bir toplumsal heyettir! Demişti.

    Erdoğan, Gürcistan gezisinde; ‘’Ben Gürcüyüm, eşim Arap!’’ Demişti.

    Önceden hazırladıkları Öcalan-Bahçeli projesi ile AKP’nin iktidar kaybını DEM desteği ile bir Özerk Kürdista’ın Taramvay inşası başlatıldı!

    Erdoğan’ın son umudu!

    Umut fakirin ekmeği!

    YILDIZ AKALIN

    (*1) Ayaydın’ın oğlu bir suçlamadan Erdoğan’ın Başbakanlığında onun müdahelesiyle kurtulduğu nedeniyle Ayayadın bu tanıklığı yaptığı yazılmıştı!

    (**2) Erdoğan Başbakan olduğunda ‘’Milli Görüş Gömleğini çıkardım!’’ Diye ilan etmişti.

    Devamını Oku

    BAYRAM BENİM NEYİME!

    BAYRAM BENİM NEYİME!
    2

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Okulda ‘’iki türlü bayram’’ olduğunu öğrenmiştik

    Milli(Ulusal) Bayramlar-Dini Bayramlar

    Ulusal Bayramlar:19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı-23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı-30 Ağustos Zafer Bayramı 29 Ekim Cumhuiyet Bayramı

    Dini Bayramlar: Ramazan Bayramı-Kurban Bayramı

    Ulusal Bayramlar, 1.Dünya Savaşında yenilen Osmanlı’ya SEVR dayatmsı ile Türkleri sadece Avrupa ve Anadolu’dan değil Ortaduğudan bile Orta Asyay’ya sürülme kararına Hanedanın saraylarına dokunulmaması karşılığı kabulüne karşı

    19 Mayıs 1919 Tarihinde başlayıp 30 Ağustos 1922 tarihine kadar 1.-2. İnönü, Sakarya, Domlupınar’da işgal ordularını yenen Türk Ordusunun Başkumandanı Mustafa Kemal’in:

    ‘’Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!’’ Emrini vererek, işgalci orduları 9 Eylül 1922’de İzmir’de denize dökerek ülkeyi işgalden kurtarmıştı!

    Hanedan ve Saray yandaşları İstanbul’da İngiliz İşgalcilerinin gemisiyle ülkeden kaçtılar.

    Kurtuluş Savaşı Emperyalizmin tarihte ilk yenilgisidir!

    Türk Kurtuluş Savaşı o nedenle bütün Mazlum ülkelerine örnek olmuştur! (* 1)

    Emperyalizm, sömürü düzeni için tehlikeli gördüğü Laik-Demokrat bir Türkiye yerine bazan TSK içindeki ABD oğlanları ile darbelerle, bazan AKP içindeki ‘’Kurtuluş Savaşını keşke Yunan kazansaydı!’’ Diyen meczupların desteklediği uydurulmuş İslamcı Partilerle siyasal derbe arayışına girdiler.

    Atatürk düşmanı bu meczup, Recep Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanı oldu.

    AKP Genel Başkanı ve AKP-FETÖ iktidarının Başbakanı Erdoğan Kurtuluş Savaşının Başkomutanı ve Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk ve

    Batı Cephesi komutanı, Türkiye Cumhuriye’inin ilk Başbakanı ve 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü için ‘’İki ayyaş!’’ hakaretini yaparken yandaşlarınca alkışlanmıştı.

    Atatürk’ün okuduğu okulun mezunlarının geleneksel töreninde yeni mezun teğmenlerin

    Mezuniyet töreninde her yıl yapılan Kılıç çekerek: ‘’Atatürk’ün Askerleriyiz! ‘’ sloganına ilk günlerde normal saymışken üç gün sonra birilerinin uyarısı ile celallenmiş:

    ‘’Siz kime kılıç çekiyorsunuz? ‘’ Diye öfkelenmiş, genç teğmenler ve komutanları yasadışı olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinden ihraç edildiler.

    Ulusal Bayramlarda resmi geçitler, kutlamalarda gerek Abdullah Gül, gerekse Başbakan, sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan hasta oldukları gerekçesiyle  Törenlere katılmıyorlardı.

    İngiltere’nin, sonra ABD’nin Mısır’da kurdurduğu Müslüman Biraderler çizgisindeki AKP’yi

    AB ve Özellikle Avrupa’da Sosyal Devletin öncülüğünü yapan SPD,Türkiye’deki on Milyonu

    aşkın en alt kültürdeki kaçak sığınmacıları Türkiye’de tutması için Erdoğan’nın AYM ve AİHM

    Kararlarına uymayıp: ‘’AYM ve AİHM kararlarına saygı duymuyorum, o kararları da uygulamıyorum!’’ Restine SPD çıkarları için ilkelerini satmaktan çekinmediler.

    Erdoğan’nın Belediye Başkanlığı seçimlerinde‘’İstanbul’u alan Türkiye’yi alır!’’ dediği İstanbul seçimlerini kendi ağırlığını, eski başbakanın ve bakanın ağırlıklarını koymalarına rağmen CHP adayı Ekrem İmamoğlu üç seçimide kazanması yanında, Erdoğan’a karşı Cumhurbaşkanlığı adayı olması Erdoağan’ı çok korkuttu.

    Erdoğan, yandaş YSK’ya, FETÖ döneminin savcıs Zekeriye Öz’ün yerini alan Adalet Bakan Yardımcılığı görevinden yasalara aykırı şekildeİstanbul Savcılığına atanan AKIN GÜRLEK

    yetkilerini aşarak başlattığı yasa dışı, insanlık dışı kararlarla

    Sadece kendi bölgesinin değil tüm Türkiye’de AKP militanı gibi Yargı Celladı olmaya başladı.

    Önce İmamoğlu’nun 30 yıl önce aldığı diplomasını iptal ettirmekle kalmadı sahurda bir katile bile kaçar diye uygulanmayan yasalara aykırı bir şekilde Tutuklatarak Silivri’de esir alındı.

    Bununla yetinmediler, Özellikle İstabul’da, giderek Türkiye’nin bir çok bölgesinde Belediye Başkanları yetmedi, bürokratları, belediye çalışanlarını vicdan ölçülerini ayaklar altına alarak kanıtsız, tanıksız tutuklayarak ailesinin ulaşamayacığı uzak yerlere göndererek öç almaktalar.

    Anneyi savcılığa çağırarak küçük çocuklarını göstererek: ‘’Ya hazırladığımız ifadeyi imzalarsın ya da 20 Yıl çocukların seni, sen çocuklarını göremezsin!’’ Tehditiyle yalancı tanıklık istiyorlar.

    AKIN GÜRLEK’in emriyle, daha yargı kararı olmadan CHP Belediye Başkanları, bürokratları,

    eski milletvekilleri iki taraflarında polislerin kollarına girerek kanlı katiller gibi videolarının

    TRT’dendefalarca gösterilmesine sadece muhalefet değil, AKP’liler bile isyan ettiler.

    AKP-MHP-HÜDA-PAR iktidarına AYM Eski Başkanı Kılıç’ın da bulunduğu 19 AKP’li ‘Adalet Çağrısı’ metniyle AKP iktidarına yönelik ‘uyarılarda’ bulunan bir bildiri yayımladı (**2)

    Kurban Bayramında bu hukuksuz aşağılık görüntüler hangi ahlaklı, vicdan sahibi insan görmezden gelebilir?

    İktidarda kalmak hırsıyla dini bayramları bile kirlettiler.

    Sokakta, evde halkın büyük çoğunluğuna:

     Bayram benim neyime! Dedirtenlere lanet olsun!

    YILDIZ AKALIN

    (*1) Hindistan lideri GANDİ: ‘’Biz İngilizleri tanrı bilirdik. Türklere yenilince tanrı olmadıklarını anlayınca zyzklanarak bağımsızlığımızı kazandık!’’ Demişti…

    (**2)Aralarında eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, AKP’li eski bakan Hüseyin Çelik’in, Ertuğrul Günay ve eski milletvekillerinin olduğu 19 kişi iktidarı “hukukun üstünlüğü ilkesine uymaya ve adaletli olmaya” çağırdı. On binlerce insanın mağdur olduğu belirtilirken kayyum atamaları ve KHK’lara son verilmesi gerektiği dile getirildi.

    Devamını Oku

    DEVRİM Mİ-DARBE Mİ?

    DEVRİM Mİ-DARBE Mİ?
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Devrim ile Darbe’yi aynı çizgide görüp, aralarındaki farkı birbirine karıştırılması yanlıştır.

    Bu nedenle Devrim ve Darbe’yi aynı çizgi ve amaçta birleştirme yanlışlığına düşmeyelim.

    Devrim; gerici-tutucu, sadece bir azınlığın çıkarına sürdürülen düzenin kökten değiştirilmesi ya da yenileştirilmesi, halkın yararına kökten değişiklik.

    Darbe; Ordu veya hükümet elitleri tarafından görevdeki yasal lideri, yönetimi, iktidarı yasa dışı yollarla ele geçirmektir.

    Dünyada önemli devrimler: 1789 Fransız Devrimi, 1917 Sovyet Devrimi, 1919-1923 Türk Devrimi, 1940  Çin Devrimi, 1959 Küba Devrimi önemli devrimlerdendir.

    1789 Franız Devrimi insanlık tarihinin ilk ve önemli devrimi olarak kabul edilir.

    1.Dünya Savaşında yenilen Osmanlı, hanedanı sarayı karşılığı Sevr’i kabul etti.

    Asker terhis edildi, silahlar teslim edildi, ülke işgal edilmekle kalmadı:

    Ülkede çeşitli azınlık devletletçikleri kurulması yanında Türkler Orta Asya’ya gönderilecekti.

    Mustafa Kemal öncülüğünde 19 Mayıs 1919 tarihinde başlatılan Kurtuluş Savaşı sonucu

    29 Ekim 1923’te kurulan Türkiye Cumhuriyeti tarihe Türk Devrimi olarak geçti.

    1921 Anayasası Hakimiyet kayıtsız şartsız Milletindir! Kabul edilmişti.

    1924 Anayasası ilk Anayasası kabul edilmişti.  (*1)

    Madde 1. Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

    Madde 2.Türkiye Devletinin dini İslamdır, resmi dili Türkçe’dir.Başkenti Ankara’dır.

    1928 yılında yılında’Devletin dini İslamdır ‘’kaldırıldı, halifelik kaldırıldı

    1934 değişikliği ile kadınlara seçme-seçilme hakkı tanındı.

    1937 değişikliği ile,CHP’nin altı ilkesi –özellikle- Laiklik ilkesi Anayasa hükmü şekline getirildi.

    1945 değişikliği ile Anayasa dili Türkçe olarak kabul edildi. (** 2)

    ABD Liderliğindeki emperyalizm, sümürülen -özellikle- Müslüman ülkelerin Türkiye’yi örnek alması korkusuyla Türkiye’yi uydurulmuş bir İslamcı devlet şekline dönüştürmek için DP-AP-ANAP iktidarlarını destekleyererek bu amacında epey yol katetmişti.

    DP,  Atatürk’ün özlemi olan Toprak Reformunu yasalaştırmak isteyen İsmet İnönü yönetimindeki CHP ABD ve Avrupa kapitalizminin desteği ile iktidara getirildi.

    Devrim yasaları değiştirilerek Tarikatlara özgürlük tanınarak ABD’nin istediği bir rejim değişikliği dayatıldığında, ordu içindeki Laik Cumhuriyet yanlısı subayların öncülüğünde DP

    İktidarı devrilerek Türkiye 1961 Anayasası ile laik, demokrat, ilerici bir Anayasa ile halka, çalışanlara bir çok demokratik ülke çapında bir konuma gelmişti.

    12 Mart  1971 Muhtırası-12 Eylül 1980 Darbesi’nin bile başaramadığı karşı devrim CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın desteği ile iktidara getirilen Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki AKP ile Mısır’da, Tunus’ta, Cezayir’de halkın direnciyle başarıya ulaşılamayan

    Müslüman Biraderler Rejimi Türkiye’de neredeyse yerleşmiş konumuna getirildi.

    Yakın tarihimizde;‘’Arap Baharı!’’ yutturmacasıyladayatılan BOP Projesi ile, Emperyalaizme biat etme dayatmasını yaşadık.

    CHP yönetimi gereken muhalefeti göstermeyerek AKP iktidarının amaçlarına neredeyse destek vermişken 4-5 Mayıs 2023 tarihinde yapılan 38.Kurultay’da:

     Özgür ÖZEL’in CHP Genel Başkanlığı döneminde 31 Mart 2024 tarihinde yerel yönetim seçimlerinde CHP 47yıl sonra birinci parti oldu.

    AKP, özellikle İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığını kazanacağı korkusuyla yandaş yargı özellikle’de genel Başkanlığı kaybeden Kemal KILIÇDAROĞLU ve yandaşlarınca başlatılan ihanetle İmamoğlu ve seçimlerde halkın oylarıyla seçilen BelediyeBaşkanları,

    CHP yöneticileri kanıtsız, hukukdışı bahanelerle görevden alınmaları yanında

    Haksız-hukuksuz tutuklanmaktadırlar.

    Daha üzücü yanı belirli seviyelere gelmiş kişilerin bile Mezhepçi tavırları

    AKP’nin başaramadığınıi bu kişilerin Darbesi mi başaracak ?

    Göreceğiz!

    Yıldız AKALIN

    (*1) 1924 Anayasası 7 kez değiştirildi!

    (**2) 1952 yılında DP ikrtidarınca Anayasa dili Osmalıcaya çevrilmesi olarak değiştirildi.

    (***3) CHP Kurucusu ve İlk Genel Başkanı Atatürk’ün önderliğinde ulusal bağımsızlığı kazanan, Cumhuriyeti kuran, saltanatı ve hilafeti kaldıran ve Ulusal Birliği sağlayan partidir.Hukuk ve eğitim gibi toplumsal alanlarda gerçekleştirdiği reformlarlaçağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ni biçimlendirmiştir.

    Devamını Oku

    MEMLEKETİM MEMLEKETİM!

    MEMLEKETİM MEMLEKETİM!
    0

    BEĞENDİM

    ABONE OL

    Sadece ülkem olduğu için değil, Türkiye bu coğrafyanın en güzel ve yaşanılır ülkesidir.

    Türkiye, üç tarafı denizle çevrili, üç iklimli bir ülke olma özelliği taşıyan tek ülkedir.

    Emekli olmadan önce, yaz tatillerinde önce yakınlarımızla özlem giderdikten sonra önceleri Çeşme, Bodrum sahillerinde, deniz özlemimizi giderirdik.

    Emekli olduktan sonra önce Çınarcık’taki yazlık evimizde yol yorgunluğunu atlattıktan sonra Lara ‘da, Konyaaltı’nda çeşitli otellerde bir veya iki hafta kalır, oradan Çınarcık’taki evimize döner tatilimizi orada geçirirdik.

    Bu yıl yaz dinlencemize hazırlanırken çocuklarımız, bize bir sürpriz yaparak, Antalya’da on günlüğüne bir tatil programı yapmışlar.

    Mayıs ayından Ekim’e kadar dört-beş ay Türkiye’de kalacağımız için ‘’Ne gerek var bu kadar masrafa!’’ Diyecek olduk, çocuklarımız bizi onurlandırarak:

    ‘’Anneciğim, babacığım, sizin bize yaptıklarınızı biz nasıl ödeyebiliriz?

    Hem torununuzla birlikte olursunuz hem de birlikte baş başa bir tatil geçirmiş oluruz!’’

    Onları kırmamak, biricik torunumuzun da ısrarı ile 12 Mayıs sabahında uçakla Frankfurt’tan Antalya’ya, oradan taksi ile Murat Paşa semtindeki Delfin de Grande Oteline ulaştık.

    Otel neredeyse Çınarcık ilçesi kadar büyüktü.

    Hem deniz hem de yirminin üzerinde her yaşta konuğun rahatlıkla gireceği havuz vardı.

    Torunumuz geçen yıl dört yaşında olmasına rağmen orada tanıştığı Umut, Ömer özellikle de Nur’u görmek istiyordu. Umut ve Ömer bu yıl gelmemişti.

    Nur’un deniz iskelesinde olduğunu öğrenince oraya gidip torunumuz gibi 4 ya da 5 yaşlarında bir çocuk beklerken genç bir hanım karşıladı bizi.

    Torunumuz daha dört yaşındayken tanıdığı ve ertesi yıl beş yaşında kendisine gösterilen yakınlığı unutmaması bizi çok onurlandırdı.

    Yüzlerce kadın-erkek yüzlerinde sevgi, gözlerinde ışık saçan çalışanlar, özveriyle konukları hoşnut etmek için çırpınırken arada bir paranın şımarttığı görgüsüzler kadın-erkek demeden onları rencide etmelerine bile güler yüzle tavır koymaları bir beni çok duygulandırdı.

    19 Mayıs sabahı kahvaltı için kalktığımızda otelimizin bayraklarla balonlarla Atatürk Posterleriyle donatıldığını görünce duygulandık.

    Taklar kurulmuş, tüm çalışanlar göğüslerinde Atatürk ve Ayyılızlı, kırmızı tişörtleri ile geçit Töreni yaparken tüm yabancı ülke vatandaşları bu gurur verici töreni hayranlıkla izliyorlardı.

    Hele beş yaşındaki torunumuz elinde Ayyıldızlı Bayrak, göğsünde Atatürk tişörtüyle olgun bir delikanlı gibi gururlu duruşu sadece bizi değil tüm yerli yabancı konukların ilgisi ve hayranlığı hepimizi onurlandırdı.

    Akşam fener alayları, ile tamamlanan 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle Konuklarla İlişkiler Sorumlusu Nergis Hanım’a teşekkürlerimizi ilettik.

    Yurtdışında yaşamasına rağmen bu Bayrama renk katan torunumuzla da gurur duyduk!

    Bize Ülkemizde bu mutlu günleri yaşattıkları için çocuklarımıza teşekkür ediyoruz.

    Bu yaşta olgun ve elinde bayrak göğsünde Atatürk tişörtüyle olgun duruşundan büyümüşte küçülmüş torunumuz ve Ülkemizin Atatürk Sevgisinden gurur duyduk!

    Dörtnala gelip uzak Asya’dan

    Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan

    Bu memeleket bizim!

    Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür

    Ve bir orman gibi kardeşçesine

    Bu hasret bizim!

    YILDIZ AKALIN

    Devamını Oku