KORKARIM YİNE DE OY VERECEK

KORKARIM YİNE DE OY VERECEK
3

BEĞENDİM

ABONE OL

Emeklilerin bundan sonraki programı belli oldu. Yani, şayet seçimleri kazanırlarsa, böyle olacak.
Malumunuz, gençliğinde varsa yoksa dünya için yaşayanların bile pek çoğu, hele de 60 yaş üstüyse, emekli olunca, gideceği dünyanın endişesine düşerek, namaza başlar…

Sabah namazını kılıp yollara düşse geç kalacak; o nedenle kolunun altına seccadesini alıp et kuyruğuna girecek, beklerken ezan okununca bir kenarda namazını kılıp beklemeye devam edecek. Sıra gelir de et kalırsa etini alacak. Eve dönerken, halk ekmekten de ekmeğini… Fırın önünden geçerken, canı ne kadar çekse ve bu sabah da, güzel bir peynir eşliğinde, simitle kahvaltı yapsak diye arzu etse de, alamayıp evinin yolunu tutacak…

Evde Allah ne verdiyse kahvaltısını yapıp tekrar yollara düşecek, canı sinema mı ister, tiyatro mu hangisinde karar kılarsa ona gidecek. Sinemada bir patlamış mısır ve bir içecek almayı düşünemeyecek bile ama olsun…

Çıkınca acıkacak, yol boyunca rastladığı, kokusuna bile hasret kaldığı dönerlere, kebaplara ciğerci kedisi gibi uzaktan bakıp eve gidene kadar idare etsin diye, hiç değilse bir simit alayım diyecek, cebine bakacak ama sabah olduğu gibi yine alamayacak…

Evliyse evde eşiyle karşılıklı oturup yıllardır bir tatil yapamadık, bir yerlere gidemedik, hiç değilse birkaç gün bir yerlere gitsek. Gelirimiz yetmez ama nasılsa uçak indirimli, biraz da kredi çeksek diye planlar yapacaklar ama iş uçakla bitmiyor ki. Bir de o krediyi ödemek var. Zaten ayın sonunu zor getiriyoruz, bir de krediyi nasıl ödeyeceğiz der ama ona da çözümü, bir başka bankadan da kredi çekmekte bulurlar… Bulurlar da, bankalar artık o kadar kolay kredi de vermiyor, hele de o yaştakilere, hele de emeklilere!..

Gittikleri yerde nerede kaça konaklayacaklar, karınlarını nerede nasıl doyuracaklar, gitmişken, çoluk çocuğa, torunlara hediye almadan da olmaz; onu da hesaplayacaklar… Sonra aldığı maaş gelecek yine aklına, ardından evin kirası, suyu, elektriği, yakıtı ve gıdası… Iıhh, gelirin gidere yetmeyeceğini görecek yine acı acı. Eşiyle gözgöze gelecekler gözleri dolu dolu; içi burulacak. Bu ahir ömründe eşine şöyle gönlünce bir gün yaşatamadığının, onu bırak karnını bile doyuramadığının acısı saracak yüreğini ve utanması gerekenler yerine kendisi utanacak eşinden!..

Aklına o terbiyesiz vekil gelecek… Onun dediğini mi yapsam acaba, kaç lira getirisi olur ki simit ya da suyun diye düşünecek… Olsun birkaç kuruş kâr kârdır diyecek ama cebine bakacak ki onun sermayesine bile yetmeyecek cebinde kalan para.

Kahredecek, lanet edecek gözünden akan yaşa engel olmayacak… Ama korkarım yine de, bu hallere düşmesinin esas sorumlusunun kendisi olduğunu hiç düşünmeksizin koştura koştura diğer partilere lanetler, hatta küfrederek oy verecek yine o “Geçinemiyorlarsa, su, simit satsınlar.” diyenlerin, “Kiloyla değil, 2 domates alın.” “Porsiyonlarınızı küçültün.” “Sabredin, şükredin” diyenlerin partisine!..

Perihan Reyhan Alkan