22 Haziran 2025 Pazar
Berlin'de on binlerce kişi "Gazze için birlikte" yürüyüşüne katıldı
Hamburg’da Tiyatro 4 Çeyrek’ten Unutulmaz Gala: “Boşver Be Doktor” Ayakta Alkışlandı
FERDİ ZEYREK´İ YAŞATMAK!
HASAN ALİ YÜCEL, CAN YÜCEL VE GAZİ YAŞARGİL´İN YOL AYRIMI
BİRLİĞİMİZİ GÜÇLENDİRELİM!
İSRAİL-FİLİSTİN SAVAŞINDA TÜRKİYE´NİN TAKINMASI GEREKEN TAVIR
Gençlik, insan hayatında hem bedenen hem zihnen en güçlü olunan ama aynı zamanda en savunmasız kalınabilen dönemdir. Bu yıllar, yönümüzü tayin ettiğimiz, karakterimizin mayalandığı yıllardır. Bu yüzden gençliğin her dakikası, ömürlük etkiler bırakır. İşte bu kıymetli döneme dair bazı öğütler:
Her şeyden önce, bedenine hürmet et. Onu bir çöplüğe çevirme. Zurna dürüm, midye, ucuz fast food’lar ve paketli gıdalarla mideni doldurmak, gençliğinin enerjisini değil, gelecekteki hastalıklarını besler. Bu yiyeceklerin çoğu, sermaye düzeninin seni köleleştirmek için sunduğu zehirli mamullerdir. Hele ki şeker… Yalnızca dişlerini değil, zihnini de çürütür. Beynini uyuşturan, iradeni törpüleyen bu tatlı tuzağa düşme. Yediklerin senin kim olduğunu belirler. Bu yüzden sofrana salatayı, doğal gıdaları, mümkünse yerel üretim ürünlerini kat. Bedenini kirletme, onu onurunla taşı.
Karadeniz mafyasının işlettiği mekanlara gitme. Paranı kirli ellere teslim etme. Ne bu mekanlarda eğlen, ne de bu düzenin bir dişlisi ol. Mafya sempatizanlığı, “cool” değil; ahlaksızlıktır. Bu tiplerin ağızlarını yaya yaya konuştuğu, parayı havada savurduğu ortamlar seni özünden koparır. Bu yozlaşmanın göbeğinde değil, karşısında ol. Gerekirse yalnız kal ama pisliğe bulaşma.
Sek çiğ köfteye gelince… Tadına bak, geleneği öğren ama ölçülü ol. Aşırılık her zaman zaaf doğurur. Tıpkı işlenmiş et gibi… Raf ömrü uzun diye senin ömrünü kısaltmalarına izin verme.
Gençliğin en önemli meselesi sadece beden sağlığı değil, ruh sağlığıdır. Bu toplum sana yozlaşmayı, fuhuş kültürünü, kadını bir meta olarak görmeyi pazarlayacak. O reklamlar, klipler, diziler sana bunu “özgürlük” diye kakalayacak. Sakın yemezsin. Kadını insan gibi gör. Eşit, güçlü ve değerli. Gönül ilişkilerini yüzeysel hazlar üzerine değil, uzun vadeli romantizm üzerine kur. Birlikte büyümek, birlikte yaşlanmak fikrine değer ver. Samimi bağlar kurduğun insanlarla hayatını ör.
Kadınlara saygı duy. Ama öyle yapay, magazinsel bir feminizmle değil; sahici bir hürmetle. Ne kadını yücelt, ne aşağıla. Eşitliğin gereği saygıdır. Ve bu saygı, insanın en temel erdemidir.
Zaman zaman umutsuzluk seni yoklamaya gelecek. Hele ki bu düzenin adaletsizlikleriyle ilk karşılaştığında… Yalnız olmadığını bil. Kolektif gücün farkına var. Dürüst, omurgalı, sağlam karakterli arkadaşlıklar kur. Hayatına adam gibi adamlar, kadın gibi kadınlar al. Birbirinize omuz verin. Kolektif bilinçle çok şeyi değiştirebilirsiniz.
Gevşeklik, çürümüşlük, dejenerelik… Bunlara göz yummak, onlara ortak olmaktır. Çevrende bu hallere düşmüş insanlar varsa, önce uyar, tenkit et. Akıllanmıyorlarsa, yollarınızı ayır. Kendi onurunu korumak için bazen yalnız kalmak gerekir. Ama o yalnızlık, karakterli bir yalnızlıktır; öyle gevşek bir kalabalıktan çok daha iyidir.
Samuray gibi yaşa. Onurunu bedeninde taşı. Yukio Mishima oku. Onun gibi düşünmek zorunda değilsin, ama bedenin bir cevap olmalı bu hayata. Kendini koru, geliştir, disiplini elden bırakma. Kaslarını boşuna şişirme; gücünü şova değil, işe harca. Bedensel direniş, ruhsal direnişin yoldaşıdır.
Felsefe oku. Düşünmeden, sorgulamadan geçen bir hayat, hayvanî bir varoluştur. Marksizmi öğren. İşçi sınıfının tarihini bil. Ezilenlerin nasıl ezildiğini anlamadan ne adaletli olabilirsin, ne vicdanlı. Nihilizme kapılıp “her şey boş” diyerek götü başı dağıtma. Çünkü her şey boş değil. En azından onur boş değil. Emeğin, sevgin, sadakatin, düşüncen boş değil. Bunlara sarıl.
İşçiye, köylüye, emekçiye saygı duy. Onların elleriyle bu dünya dönüyor. Tarlada, fabrikada, atölyede alın teri döken insanlara yukarıdan bakma. Onların çektiği acıları anlamaya çalış. Lüks yaşam peşinde koşarken onlara sırt çeviren birine dönüşme. Vicdanını her gün kontrol et.
Ve en önemlisi: Ülkene sahip çık. Ama bu sahip çıkış, dar bir milliyetçilik olmasın. Kalbinde vatanın olsun; ama gözünde tüm insanlık. Yani bir ayağın bu topraklarda, bir ayağın enternasyonal bilinçte olsun. Bu ülkeyi güzelleştirirken, dünyayı da ihmal etme. Büyük düşün.
Gençlik, bir kıvılcımdır. O kıvılcımı saçma sapan şeylerle söndürme. Onu aydınlığa dönüştür. Her gününü anlamlı kıl. Bu hayat sana ait ve onu şerefinle yaşamak senin elinde.